CHP lideri önseçim sonuçlarını 'tabanın değişim isteği' diye yorumlayarak liste konusunda önemli ipucu verdi. CHP milletvekillerinden üçte biri ancak yerini koruyabilir.
AK Parti'de de durum farklı değil. Başbakan Erdoğan bırakın düz milletvekillerini, kimi parti yöneticisi ve bakanları bile dinlendirebileceğini söyledi. Beklenti yarı yarıyaydı. AK Parti milletvekillerinden yarısının liste dışında kalacağı tahmin ediliyordu. Başbakan'ın konuşmasından sonra yarıdan fazla ismin Meclis'e dönemeyeceğini söylemek mümkün. MHP ve seçimlere bağımsız giren BDP'de de en az üçte bir oranında yenilenme yaşanacağı öngörülebilir. Partilerdeki bu hava, 23. dönem Meclis'inde yer alan milletvekillerinin çoğunun yeni dönemde olmayacağını gösteriyor.
Ekranlardan, gazete sayfalarından yüzüne, ismine aşina olduğumuz nice isim iki ay sonra '23.dönem veya eski milletvekili' olarak karşımıza çıkacak. Ben artık son günlerini yaşayan, yasama faaliyetlerini tamamlayan 23. dönem Parlamento'sunun klasik tabirle tarih yazdığını düşünüyorum. Ancak bu dönem eskilerle kıyaslanmayacak ölçüde tarihî ve köklü reformlara imza attı. Bir kere 23. dönem Meclis'inin temsil oranı çok yüksekti, yüzde 90'lara yaklaştı. Bağımsız seçilen milletvekilleriyle Parlamento'ya giren BDP ile MHP arasında kavga beklentisi içinde olanlar vardı.
BDP milletvekilleri kürsüde sık sık toplumun sinir uçlarına dokunan konuşmalar da yaptı. MHP olgunluk gösterdi, yan yana oturmalarına rağmen Meclis'in itibarını zedeleyecek davranışlardan kaçındı. Daha ilk gün sürprizle başladı. MHP lideri Devlet Bahçeli, Genel Kurul salonunda Ahmet Türk, Sırrı Sakık ve Hasip Kaplan gibi BDP milletvekillerinin elini sıktı. Bu tokalaşma fotoğrafı unutulmaz anlardandı. MHP'nin bazı politikaları eleştirilebilir ama 23. dönemde iyi sınav verdiği muhakkak. En başta 367 saçmalığını ortadan kaldırdı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayını çıkardı, Meclis'e girdi ve sadece siyaseti değil, Türkiye'yi de normalleştirdi.
Siyaset dışı odakların baskı ve tehditlerine, 27 Nisan muhtırası gibi askerî müdahaleye rağmen Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçmesi 23. dönemin en büyük başarılarındandır. İktidar veya muhalefet fark etmez, bu dönem Parlamento'da görev yapan milletvekilleri cumhurbaşkanlığı seçimindeki performanslarıyla övünebilirler. 23. dönemin bir diğer eseri de yargıda yapısal değişikliğe neden olan 30 maddelik anayasa değişikliğiydi. Bugüne kadar Anayasa'da çok kereler değişikliğe gidildi. Ancak 30 maddelik paket 'gerçek reform' özelliği taşıyor. AK Parti grubu az sayıda fireyle, biri dışında diğer maddeleri 330'un üzerine taşıdı. MHP muhalefet görevini yaptı, itiraz etti, karşı oy kullandı. Oylamalara katılmayan CHP ve BDP'nin milletvekillerine yaptığı psikolojik baskı siyasetin ruhuna yakışmadı.
Yargı, reform deyince askere sivil yargı düzenlemesi de unutulmamalı. Danıştay ve Yargıtay'daki üye sayısının arttırılması da bu sürecin tamamlayıcısı olarak görülmeli. Meclis bu dönemde ülkenin kadim ve kronik sorunu 'başörtüsüne' de el attı. AK Parti ve MHP'nin birlikte hazırladığı anayasa değişikliği teklifi Genel Kurul'dan 411 gibi rekor oyla geçti. 411 el özgürlüğe kalktı. Anayasa Mahkemesi geçit vermese de 23. dönem milletvekillerinin çok övüneceği bir düzenlemeydi bu.
AK Parti, Yargıtay Başsavcısı'nın hedefi oldu, başta Başbakan olmak üzere bakanların çoğuna siyasi yasak talep ederek, kapatma davası açtı. Bu ağır psikolojik havaya rağmen AK Parti milletvekilleri sağlam durdu. Kapalı alanlarda sigara yasağı ile hastaneleri birleştiren sosyal güvenlik reformu da asla unutulmayacak.
Parti ayrımı yapmaksızın 23. dönem milletvekillerinin tamamını selamlıyorum. Her biri göğsünü gere gere yaptıklarıyla övünme hakkına sahip. Meclis'e tekrar dönemeseler bile 23. dönem milletvekilliği önemli bir paye...