Cumhurbaşkanı Erdoğan balkon konuşmasında şöyle dedi:
“Şunu açıkça belirteyim, sandıkta partimize verdiğiniz mesajı aldım”.
Seçim gecesinden bu yana, Erdoğan’ın yeniden seçilmesini sevinçle karşılayan ve kutlama yapana binlerce kişiye Erdoğan o gece böyle seslendi.
“Mesajı aldım.”
Aslında Erdoğan’ın ilk turda seçilmesinin haklı sevinci, AK Parti’nin sandıkta aldığı sonucu sağlıklı şekilde değerlendirilmesini engelledi biraz.
Oysa 1 Kasım seçimlerine oranla, en çok oy kaybeden parti oldu. 7 Haziran oylarına geri döndü. Üstelik 21 milletvekili eksildiği için Mecliste çoğunluğu da kaybetti ve MHP’ye mahkum konumuna geldi.
Hatırlayınız 7 Haziran sonuçları o zaman büyük moral bozukluğu ve tartışma yaratmıştı parti içinde. Ancak şimdi aynı hava yok.
Lakin zaman geçtikçe kaybedilen oy ve milletvekili konusunun daha net tartışılacağını sanıyorum.
BU TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKİLMİŞTİ
İttifak yasası ve yeni sistem ortaya çıktığı günden beri, bu tehlikeye dikkat çekmiştim hatırlayınız. O zaman televizyon ekranlarında ve burada yazdıklarımdan dolayı beni Erdoğan’a şikâyet edenler, şimdi söylediğim tehlikenin gerçekleştiğini görmelerine rağmen, duymazlıktan geleceklerdir.
O günden beri AK Parti markasının örselenmesinin, parti teşkilatının kötülenmesinin ciddi bir hata olduğunu, milletvekili aday seçiminin çok önemli olduğunu, bunun sandığa yansıyacağını her fırsatta anlattım.
Herkes Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklandığından dikkat etmedikleri gibi bir de beni suçladılar. Ne zaman ki Erdoğan Meclis çoğunluğu ve Cumhurbaşkanlığı aynı derece önemli dedi, o zaman sustular.
AK PARTİ TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNDE ROL ALMAK İSTİYORSA
Önümüzdeki hafta Erdoğan başkanlığında AK Parti kurmayları sandık sonuçlarını masaya yatıracaklar. Neden oy ve milletvekili kaybettiklerini araştırıp bulacaklar.
AK Parti Türkiye’nin geleceğinde uzun süre rol oynaması için kendi marka değerini, teşkilat yapısını, yönetim sistemini ve ilkesel değerlerini güçlendirmesi gerekiyor. Bunun için de kendisine daha önce oy vermiş ama şimdi vermemiş insanların neden şikâyet ettiğini bulmalıdır.
Bunu hem gelecek yıllar için yapmalı hem de 8 ay sonra yerel seçimler için yapmak zorunda. Aksi takdirde yerel seçimlerde ciddi sıkıntı yaşanacak.
AK PARTİ’YE VERİLEN DAHA ÖNEMLİ MESAJ
Seçim gecesi ve ertesi günü yaşanan birkaç olay beni çok etkiledi. Gazze, Suriye, Bosna, Makedonya, Malezya ve dünyada birçok ülkede, Müslüman halkların Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için yaptığı gösteriler çok duygulandırdı beni.
Erdoğan sadece bizim değil, mazlum Müslüman halkların da lideri, Cumhurbaşkanı ve önderi. O insanların Türkiye ve Erdoğan sevgisine bizzat şahitlik etmiş biri olarak, umutla bize baktıklarını, bizim için dua ettiklerini ve bizden beklenti içinde olduklarını iyi biliyorum.
Bu nedenledir ki AK Parti sadece bir siyasi parti değildir diyorum. Bu nedenle Erdoğan sadece Türkiye’nin Cumhurbaşkanı değildir diyorum. Bu nedenle AK Parti kendini toparlamalı, kendisine yüklenen misyonu, sorumluluğu, görevi yeniden hatırlamalı.
TÜRKİYE MAZLUMLARIN LİMANIYSA, AK PARTİ DE MENDİREĞİDİR
Türkiye dünyada mazlumların sığınacağı limanıysa, AK Parti de bu limanın mendireğidir. Ortadoğu büyük karmaşa yaşıyorsa, savruluyorsa oradaki Müslüman halkların umutla ellerini uzatıp tutunmak istedikleri yer Türkiye’dir. Erdoğan savrulan insan denizinde, herkes için bir fener görevi görüyor.
İşte mazlum halkların yaşadığı coğrafyadaki sevinç gözyaşlarının sebebi budur. Deniz feneri sönmedi, denizde savrulan gemiler için limana sığınma işareti veriyor hala.
Erdoğan’a oy vermemizin sebebi de budur. Sadece Türkiye’yi selamete çıkarması için değil, aynı zamanda bize umut bağlamış dünya mazlumlarının da dertlerine derman olacağına inandığımız içindir.
O zaman AK Parti sandıkta kendisine verilen mesajı değil sadece, tüm dünyadaki mazlum halkların mesajını da doğru şekilde okumalıdır.
Bu sadece siyasi bir sorumluluk değil, ‘dava’ dediğimiz şeyin omuzlarımıza yüklediği bir vebaldir aynı zamanda.