Bugünü de sayarsak 13 gün sonra sandık başına gidecek seçmen.
Heyecan ve merak içerisinde bekliyor herkes 7 Haziran`ı.
"Ülkemiz adına hayırlısı olur inşallah" deniliyor ama..
Oy kullanma hakkına haiz olan da, olmayan da gönlündeki liderin kazanması arzusunda.
Kalem elde, kağıt masada, rakamlar havada uçuşturulup hesap üzerine hesap yapılıyor.
Şöyle olursa, böyle olur;
AK Parti rekor sayıda milletvekili çıkarıp tek başına iktidar olur.
Böyle olursa, şöyle olur;
HDP barajı aşarsa, CHP ile MHP bayram yapar!
Anlayacağınız "seçim toto" dönemindeyiz.
Hesap kitap bilen yapıyor, bilmeyen ise konuşuyor!
***
ANKETLER İNANDIRICI MI?
Kesinlikle inandırıcı veya değil diyemem.
Ciddi araştırma şirketleri üç aşağı, beş yukarı sonuçları tahmin edebiliyor.
Bunun yanında yönlendirme amaçlı anketleri unutmamak gerek.
Anketlerle manipülasyon yapıldığını, seçmenin kafasının karıştırılmaya çalışıldığını gayet iyi biliyoruz.
Bunun örnekleri saymakla bitmez tarihimizde.
Çok eskiye değil, 30 Mart yerel seçimleri öncesine gidelim.
"Gezi kafalılar" ile paraleller, Ak Parti`yi yüzde 30-34 bandında gösteriyordu anketlerinde.
Bunlar, kendilerine yakın televizyon kanallarında, gazetelerde ve internet siteleriyle sosyal medya aracılığıyla "AK Parti`nin oyları gerilemeye devam ediyor" söylemini yaymaya ve manipülasyon yapmaya çalıştı.
Sonuçta, hepbirlikte aldılar yüzde 30`u...
Peki yaptıkları hesabı ellerine yüzlerine bulaştıranlar, halktan özür diledi mi?
Hayır..
Tam tersine işini (!) yapmaya devam etti.
****
YÖNLENDİRMEYE DİKKAT!
Hatırlayın. Cumhurbaşkanlığı seçiminde de anketler vardı.
Manipülasyon amaçlı anketlerde AK Parti karşıtlarının çıkardığı adayın ilk turda değil ama, ikinci turda seçimi kazanacağı ilan edildi.
Ciddi araştırma şirketleri ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın alacağı oyu yüzde 55 civarında tahmin etti.
Aklı başındaki herkes, gerçekci buldukları bu oranda üç aşağı-beş yukarı hem fikirdi.
Sonuçta sandıktan çıkan oranla örtüşmedi yüzde 55.
Bu şunu gösterdi; Ağustos ayında millet,işinde gücünde.
Tarlasında tapasında.. Köyünde kasabasında.. Denizinde, yaylasında..
Seçmen, "Tayyip bey nasıl olsa seçilir" diyerek, "seçilmese bile ikinci turda gerekeni yaparız" düşüncesiyle, sandığa gitmeyi ihmal etti.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde yanılan anketler değil, seçmen idi!
"Erdoğan nasıl olsa seçilecek" diyeceğine gidip oyunu verseydi millet, en az 3 puan fazla olurdu seçim sonucu..
***
KADER SEÇİMİNE DOĞRU..
Kişisel anlamda "kader seçimi" olarak gördüğüm 7 Haziran`da sonuç ne olur, diye merak etmiyor değilim.
Herkes gibi bende hesap yapıyor, tahminde bulunabiliyorum.
Anketleri de "es" geçmiyorum tabi.
Geziciler ile parallellerin anketleri AK Parti`nin oyunu tıpkı 30 Mart yerel seçimlerinde olduğu gibi 35`in altında gösteriyor.
Buna inanan yok mu? Elbette var.
"Vallahi, billahi, tallahi" diyerek bunu onaylayanlara bile tanık oluyorum.
Her seçimde olduğu gibi bu kez de yanılacaklarını hatırlatmama rağmen, işi daha ileriye taşıyıp yüzde 30 noktasına getiriyorlar.
Ne diyelim her zamanki gibi alacaklar yine yüzde 30`u, oturacaklar yerlerine..
Peki diğer araştırma şirketlerinin tahmini nasıl?
Onlara da bakalım.
AK Partinin oyu yüzde 40 ila yüzde 48 arasında dolaşıyor bu anketlerde.
Benim tahminim ise farklı. AK Parti`nin oyunu 43 ila 45 arasında bekliyorum.
***
NEDEN BÖYLE DÜŞÜNÜYORUM?
İktidarı veya muhalefeti çıkışta veya inişte gösteren anketlere bakarak şunu da söylemek gerekiyor.
AK Parti`nin karşısında çok geniş bir koalisyonun var olduğu gerçeği alenen ortada.
İrili, ufaklı tüm partiler, AK Parti`den parça koparmaya çalışıyor var gücüyle.
Amacına ulaşmak içinse her türlü yolu, oyunu mübah görüyor kendine.
Vatandaşa her ne kadar inandırıcı gelmese de CHP ile MHP`nin seçim vaadleri, kendi tabanıyla AK Parti karşıtlarının seçim motivasyonunu üst düzeye çıkarmış.
AK Parti`de ise durum bunun tam tersi gibi.
"Nasıl olsa halk bunlara itibar etmez, boş konuşana prim vermez" düşüncesi hakim.
AK Partili seçmenler, biraz da bu rehavetin etkisiyle, bir özgüven durumu yaşıyorlar.
Dikkate aldığımızda bunu, anketlerin verdiği şu mesajı da unutmamak gerek:
Seçmenini sandığa götüren kazanır!
***
HER ŞEY AK PARTİLİ SEÇMENE BAĞLI
Evet.. yanlış okumadınız.. Seçmenini sandığa götüren kazançlı çıkar.
Örneğin, AK Parti teşkilatları, karşısındaki koalisyonun çok geniş kapsamlı olduğu gerçeğini dikkate alarak kendi seçmeninin sandığa güçlü bir istekle gitmesini sağlayabilirse anketleri de patlatır, sandıkları da..
Nasıl mı?
Anketler oy oranını 43 gösteriyorsa, yüzde 45-46 alır.
Bunun tersi durum da söz konusu. Şöyle ki; AK Parti seçmeni, "nasılsa bizimkiler kazanır" deyip gevşek durursa, umduğundan daha azını alabilir.
Örneğin, 45-46 bekliyorsa 42-43`a razı olmak durumda kalabilir.
Rakamlarla isteyen istediği şekilde oynayıp dilediği miktarda seçenek üretebilir.
***
HDP BARAJI AŞAR MI?
Gelelim en can alıcı ve merak edilen konuya.
HDP barajı aşar mı?
Her yerde konuşulan, bana da çok sorulan bu konuda şunu net bir şekilde söyleyebilirim.
AK Parti seçmeni, isterse, seçimi sıkı tutarsa, yüksek katılım sağlarsa AK Parti`nin oylarını yüzde 45 bandının üzerine taşıyabileceği gibi, HDP`yi de barajın altında bırakır.
Ayrıca, Yeni Türkiye ve Yeni Anayasa ile Başkanlık sisteminin önünü açacak, tarih yazacak 400 milletvekiline sahip olur.
***
BU SEÇİM İHMALE GELMEZ...
Diyeceksiniz ki; "Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 9,7 oy aldı. HDP, bu seçimde yüzde 10`u hayli hayli alır.."
Hayır arkadaş. Yanılıyorsunuz.
Seçime katılım ne kadar yüksek olursa, HDP`nin yani Demirtaş`ın alacağı oy oranı düşür.
Diyelim ki, katılımın yüzde 74 olduğu Cumhurbaşkanı seçiminde yüzde 9,7 oy alan HDP`nin lideri, katılımın yüzde 80 olacağı bir seçimde yüzde 10`u değil, yüzde 8`e razı olur.
Kısacası;
İstikrar sürsün diyorsan, bu seçim ihmale gelmez arkadaş...
....