ANNEM...

Merhaba anne, yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Anneler de babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali “Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Gecen hafta öğretmen,
Sag elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Şuram işte,
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü,
hadi yavrum sınıfa dedi.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum
ama okula giderken yine ağladım anne.
Herkesin çorapları bembeyaz,
benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını
bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne.
Bak kavanoz yanımda,
toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne
her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp
başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım
Öğretmen anlarsa çok kızar
ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi,
nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim,
sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince
sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim, Anne çook...
★★★
Bedirhan Gökçe okduğunuz bu dizeleriyle ne güzel de anlatıyor ANNE sevgisini...
Alttaki fotoğraftaki babamla beraber gördüğünüz benim ANNEM ise tam bir OSMANLI kadınıydı.
Okuması yazması yoktu, ama hayatı yedi kısım tekmili birden okuyordu!
Bana, imam olan babasının adını vermiş.
Hemen şu an aklıma geleni de paylaşayım.
★★★
Ben iki dedemi de göremedim. 
Birini 'vatan görevi' için Çanakkale'ye çağırmışlar.
Gidiş, o gidiş...
Babamın da göremediği Raşit dedemi hep "Meçhul Asker" diye hayal ediyorum. 
Çanakkale'deki anıta baktığımda Karahasanlı o yiğit insan geliyor gözümün önüne..
Benim adını taşıdığım çerkes olanı ise imammış.
Köy köy dolaşırmış.
Babasını anlatırken bana Anacım hep, "Deden kendini Yaradana ve insanlara adamış biriydi.." derdi.
★★★
Bunu şunun için paylaştım.
Yani benim naz yapacak büyükbabalarım olmadı!
Bir Havva ninem vardı, onu da hayal meyal hatırlıyorum.
Hep anacığıma yaptım nazı..
Ben onun KUZUSU, tekne kazıntısıydım.
'IRMIZAN'ım diye seslenirken tam kalbime dokunuyordu.
Üzerime titrerdi..
Onu Hakk'a uğurladığımda 32 yaşındaydım, ama ben yine ANA KUZUSUYDUM nazarında.
Günün birinde arkadaşlarla birlikte 1-2 gün tatil yapalım diye Burhaniye Ören'e gitmiştik.
Eşşeklik yapıp eve haber vermedim tabi!
Anacığım "IRMIZANIM NERDE?" diye ortalığı ayağa kaldırmış! 
Buradayım ANNEM, burada..
Bıraktığın imtihan dünyasında...
★★★
Dün gibi gelse de bana, 25 yıl geçmiş ebediyete göçüşünün ardından.
Raşit Çavuş da 17 yılı doldurdu geçen 22 Nisan'da..
Hayattayken ikisi inanılmaz didişirdi.
Bu öyle sizin bildiğiniz türden didişme değil.
Evde kimin sözünün geçeçeğine dair düelloydu bu.
Galip çıkan her daim elbet anacağımdı..
Çünkü  akıllıydı, hayatı iyi okuyordu.
Küçük bir gelirle geniş aileyi iyi çekip çevirirdi. 
O gece kondu tarzı konağımızda eksiğimiz olmazdı hiç, en zenginin sofrasından!
★★★
Ziyarete gittiğimde başçeşmeye anamla babama o günleri hatırlatıyor, bugünkü manzaramızı anlatıyorum.
Ayak uçlarına oturup saatlerce dertleşiyorum, hasret gideriyorum. 
O anlar var ya.. 
Tüy gibi hafifliyor, bulutların üzerinde yürüyorum sanki..
Öyle arınmış hissediyorum ki kendimi, izahı yok bunun.
Orada olmak, bulunmak, sevdiğin insanlarla selamlaşmak iyi geliyor bana, hem de çok iyi geliyor.
Kimileri mezarlıkların yanından bile geçmeye korkarken, bense oraya gitmek için fırsat kolluyorum.
"Kafayı yemişsin sen" diyenleriniz olabilir. 
Kim ne derse desin, ben HİÇliğe yol almışım bir kez.
Hem söyleseniz ya; 
İnsanın sevdikleriyle beraber olmasından başka ne güzellik olabilir ki yalan dünyada?
★★★
Siz bunu düşürken, ben şunu sorayım;
Anne ile baba sevgisi arasındaki ayrım olur mu?
Niye yalan söyleyim oluyor be!
Sizi bilmem, ama ben ANAMI daha çok seviyor, özlüyorum..
Seni çok özledim ANNEM, çook...
Yaradana kavuşmasının 25'nci sene-i devriyesinde rahmetle anıyorum seni cesur ve temiz yürekli kadın...
Ramazan DEMİR / 13 OCAK 2020 / Balıkesir