Basın’ın öncelikli görevlerindendir eleştirmek… Bir çalışmanın, bir fikrin, bir eserin iyi ya da kötü yönleri söylenecektir ki, daha güzele ulaşılsın, yeniden yanlışlar yapılmasın.
Eleştirenlerin de elbette dikkat edecekleri noktalar olacaktır. Önce yansızlık gereklidir, sonra akılcılık. Mantık dediğimiz kavramın süzgecini kullanmayı bilmek de koşuldur.
Tabii, bu çizgilere uygun eleştiriler her alanda olumlu sonuçları sağlayacaktır. Nice girişimi yönlendirecektir, varsa yanlışlar, noksanlar, bunlar yinelenmeyecektir.
Balıkesir kenti ve ilçeleri, sekiz gün boyu çeşitli etkinliklerin tanığı olmuşlardır. Balıkesir Günleri, ya da Dünya Balıkesir Günleri adıyla, kentin ve ilin tanıtımı için bir dizi etkinlik gerçekleştirilmiştir. İlin değerlerinden spora, folklora., konsere kadar. Yapılan çalışmalar, il için bir ilk’tir. Belki, çeyrek yüzyıldır sanat şenlikleri, folklor ve müzik yarışmaları yapan ilçeler ve beldeler akla gelecektir amma, Balıkesir kentinde gerçekleştirilen bize göre bir İLK’tir.
Böyle bir hareketi Balıkesir’e kazandıranlara, kentin bir insanı olarak gönülden teşekkür borçlarımız vardır.
Çünkü, yıllar yılı konuşan ve konuşmanın ötesine ulaşamayan Balıkesir, sahip olduğu zenginlikten, beceri kavramına kadar , iyi niyetli toplum önderlerinin samimi inanç ve katkılarıyla nice kazanımları sağlamıştır. Ne gibi değerleri olduğunu görmüştür. Ülke serveti sayılan nice maden zenginliğini, toprağının bereketini, üreticisinin inancını tanımıştır.
1956 / 57 yıllarında da, o kentin bir avuç genç insanı, yaşadıkları, ekmeğini yiyip suyunu içtikleri kentin sanat hareketlerinde bir yeri olması ve o yerin bilinmesi amacıyla bir Kültür Derneği kurmuşlar, o güne kadar ülkenin hiçbir köşesinde izlenilmedik, takvimi uzun, içeriği zengin kültür / sanat hareketlerini Balıkesir’e kazandırmışlardır. O günlerden bu yana, aynı kent ilk kez, amma şimdi Devlet’in elinin de uzandığı hareketleri gerçekleştirmiştir.
Yakın tarihinin sayfalarını bile karıştırmayı pek önemli saymamış bir kent, bin lise müdürü’nün işaretleriyle, (meselâ) Mustafa Kemal’in Balıkesir’e ilk ziyaretinin ve Camideki sözlerinin önemini öğrenmiştir. Sayıları üç’ü, beş’i bulmayan kimi hemşehrilerinin alın teri eserlerinden geçmiş yılları üzerine bilgiler edinmiştir. Balıkesir, bir anlamda, dünlerini öğrenmeden, yaşadığı günün önemine ulaşamayacağını fark etmiştir.
Meslek ve sanat örgütlenmeleri’nde kimi yıllardaki bencil hesaplarla yıllarını yitirmiş, kimi ağızların yorumlarıyla (!), yüksek öğrenime kavuşmayı nice yılların ötesine ertelemiştir. Mimari zenginliklerinin değerini aramadan, düşünmeden o güzelim yapıların beline beline kazmaları vurmuştur. Kayıp yıllar diye anılacak zamanı, en bol biçimde harcamış, konu komşusuna imrenirken, kendi kusurunu görmeyip, suçlama / karalama yöntemlerinden âdetâ medet ummuştur. Yetmeyince o umutlar, bu kez kayıplarını, kimi siyasetçinin Bakan olmayışı’na bağlamıştır
2004 yılı yerel seçimleriyle göreve gelen birhemşehrisinin çabalarıyla kente ve kent insanına kazandırılanların büyüklüğünü, önemini, çağdaş bir kent için nelerin gerektiği gerçeğini görmezliğe gelmiş, basit hesapların kente değil, kişiye kazandıracağını doğru saymış ve nihayet 43 yaşında, genç bir valinin girişimiyle nelerin yapılabileceğini biraz olsun görmüştür.
Görmüştür amma, sivri diller, yine ağızların içinde dolanmağa başlamıştır.
Balıkesir günleri, neden başka kentlerde duyulmamıştır, neden başkaca işler akla gelmemiştir, neden falanca filanca kentlerde helva (?) dağıtmamıştır, neden tüm ülke Balıkesir’in, bin yılda bir yaşanılacak 10, on, iki bin on gününü konuşmamıştır, şimdi bunları gev elemeğe yönelmiştir yine. Sanki genleri harekete geçmiştir, beğenmez, az bulan, yetersiz sayan hesapları konuşturulmağa kalkışılmıştır.
Bunlar, böylesi sözler eleştiri mi sayılacaktır şimdi ?
Yapılanlar, kazandırılanlar, başarılanlar konuşulmayacak da, ille de başka hesaplar mı öne çıkarılacak ve o hesaplara uygun girişimler olmadığı / yapılmadığı için bir il’i hareketlendiren çalışmalar yok sayılacaktır?
Oysa, eleştiri hakkını kullananların, kendilerinin neleri düşündükleri, hangi adımları attıkları, girişimleri başlattıkları da bir soru gibidir şimdiden. Öyle olduğu, öyle bilindiği için de, bugünün eleştiri diye yazılıp çizilenleri, lâf olmanın ötesine varamamaktadır.
Yola çıkmak, ulaşmanın ilk adımıdır.
Balıkesir, sayın Vali’nin dediği gibi, kabuğunu kıracaktır.
Bu amaçla Balıkesir günleri gereğinde buluşulmuştur. Niyet sağlıklıdır, güven vericidir.
Binlerin, on binlerin alkışını alan Balıkesir günleri, daha mükemmeli işaret eden eleştirilerle güçlenecektir. Amma, heyecanlara perde gibi olan, zamansız, niteliksiz, hatta gerçekleştirilmesi zor olmanın ötesindeki önerilerle değil.
Balıkesir’i düşünen ve onun kabuğunu kırması gereğine inanarak yola çıkanları gönülden kutluyoruz. Düşünceleri , elerki / gönülleri derd görmesin diye diyoruz.