Bayram ne anlama gelmektedir?
Etimolojisi. Kâşgarlı Mahmud’un tesbitine göre kelimenin aslı Farsça beẕrem/beẕrâm (بذرام/بذرم) olup “sevinç ve eğlence günü” demektir ve beyrem/bayram telaffuzu Oğuzlar’a aittir (Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, 263, 484; III, 176).
Steingass’ın sözlüğüne beẕrâm imlâsıyla aldığı ve “çok neşeli yer” şeklinde açıkladığı (Dictionary, s. 166), Doerfer’in ise Farsça’ya Eski Türkçe’den geçtiğini söylediği (TMEN, II, 384-385) kelimenin etimolojisi yapılamamış, hangi dilden geldiği ve tam anlamı bulunamamıştır. Ancak Farsça’da her zaman görülebilen ẕ/z (ز/ذ) değişimi (bk. Steingass, s. 556) göz önünde tutulduğunda kelimenin aslının Farsça olması ve beẕ(m)râm şeklinde tahlil edilmesi muhtemel görünmektedir. Bu takdirde beẕrâmın, beẕm (بذم) “yiyip içme, konuşup eğlenme meclisi” kelimesinin m sesi düşmüş şekli olan bez (بز; Şükûn, I, 323) ile “hoş ve sevinçli” anlamını taşıyan râm (را م; Steingass, s. 564; Şükûn, II, 987) kelimesinin birleştirilmesi sonucu elde edilmiş, “neşeyle konuşup eğlenme, yiyip içme meclisi” anlamında bir birleşik isim olduğu kabul edilebilir.
Bayram kelimesinin Arapça’sı, sözlüklerde “âdet halini alan sevinç ve keder; bir araya toplanma günü” anlamlarıyla karşılanan îddir (el-ʿıyd/العيد). Bu kelimenin aslının ise ʿıvd (عود) olduğu ve “tekrar dönmek” anlamını taşıdığı bilinmekte ve bu durum İbnü’l-A‘râbî ve Zebîdî gibi lugatçılar tarafından, “çünkü o her yıl yeni bir sevinçle döner” şeklinde yorumlanarak mevsimlerin dönmesine bağlanmaktadır (geniş bilgi için bk. Lane, V, 2190). Araplar’ın en büyük bayramı hacdır. Arapça’da “ziyaret etmek” şeklinde de açıklanan hac (الحجّ “geri dönme, tekrar gitme”) kelimesi İbrânîce’de “bayram” anlamında kullanılmakta olup (hag), hvg (bir şeyin etrafında dönmek, dolanmak) kökünden gelmektedir.
Terim olarak bayram, Uluslara ait toplu sevinç, mutluluk ve ortak kutlama vesilesi olarak kabul edilen belirli zamanlar için kullanılan bir terimdir bayram.
İslam dininde Bayram
İslâm dininde Ramazan ve Kurban Bayramı olmak üzere iki bayram vardır ve her iki bayram da hicretin 2. yılından itibaren kutlanmaya başlanmıştır.
Fitre verildiği için fıtır bayramı da denilen Ramazan Bayramı; Ramazan ayının sonunda, Şevval ayının ilk üç gününde kutlanır.
Türkiye’de bazı çevrelerde muhtemelen bayramda şeker, lokum ve tatlı ikramı şeklinde öteden beri var olan gelenekten dolayı buna şeker bayramı da denilmektedir. Ancak Hz. Peygamber (sas)’in uygun olmayan bazı isimleri değiştirmesi ve özellikle dinî terim ve kavramların muhafazası konusunda hassasiyet göstermesi, bu şekilde bir adlandırmanın doğru olmayacağını göstermektedir.
Kurban Bayramı ise, Zilhicce ayının on, on bir, on iki ve on üçüncü günleridir. Bu bayramın ilk üç gününde, zengin olan Müslümanların kurban kesmeleri vacip olduğundan Kurban Bayramı denilmiştir.
Bayramın Sünnet ve Mendupları
“Bu günümüzde yapacağımız ilk şey namaz kılmaktır”
mealindeki hadise dayanarak ramazan ve kurban bayramlarının bayram namazının kılınmasıyla başladığını söylemek mümkündür.
- Bayramlara önceden hazırlanılması,
- bu günlerde temiz ve güzel elbiselerin giyilmesi,
- gusledilmesi, dişlerin fırçalanması,
- güzel kokular sürülmesi,
- güler yüzlü olunması,
- namazdan önce ramazan bayramında hurma vb. tatlı bir şey yenilmesi,
- kurban bayramında ise ilk olarak kurban etinden yenilmesi,
- namaza mümkünse yürüyerek gidilmesi ve dönüşte başka bir yolun kullanılması,
- çokça sadaka dağıtılması, fitrenin namazdan önce verilmesi, namaza giderken tekbir getirilmesi menduptur.
Sevgili Peygamberimiz (sas) bayram gecelerini, Allah’ı zikrederek, namaz kılarak, Kur’an okuyarak ve benzeri güzel ameller işleyerek ihya etmemizi tavsiye etmiştir. Bu hususta şöyle buyurmuşlardır:
“Sevabını sırf Allah’tan bekleyerek iki bayram gecesini ibadetle değerlendiren kişinin kalbi, kalplerin öldüğü günde ölmez.” (İbn Mâce, Sıyâm,68)
Müslümanlar bayram günlerinde birbirlerini ziyaret eder, bayramlaşır, yer, içer ve meşru bir şekilde eğlenerek günlerini neşe ile geçirmeye çalışırlar. Bunun yanında, dargınlar barışır, dostluklar pekişir, ölüler anılır, fakirler unutulmaz, yardımlar yapılır, çocuklar sevindirilir, hediyeler verilir.
(Kaynak: Diyanet Haber)