BİR FOTOĞRAFIN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Fotoğraf ne çok şey anlatıyor aslında…

Reel sektör…

Kaynakçı

Mobilyacı

Boyacı

Alüminyum Ustası.

Montajcı vb. ARIYOR….

İŞKUR'un internet sitesine tıklayın, Balıkesir'deki açık iş pozisyonlarına bakın, buna benzer yüzlerce eleman arayan görecekseniz, ama hiçbir işletme, gençleri diplomalı işsizler ordusuna katmaktan başka işe yaramayan bölümlerden mezun kimseyi aramıyor!

Dün Dursunbey Organize Sanayi Bölgesi'ndeki büyük yatırımlardan birinin sahibi ile konuştum. Her türlü kolaylık sağlanması sebebiyle Dursunbey'e yatırım yapmaktan memnun. Şu an 200'e yakın insanımıza istihdam sağlamış. Maaşların asgari ücret seviyesinden yüksek olduğunu, bir çok sosyal yardımlar sağladıklarını söylüyor. Gelgelelim "tembellik"ten ve kalifiye eleman bulamamaktan şikayetçi.

Şöyle dert yandı;

"Bir türlü istikrarlı üretime geçemedim. Tamam şimdi oldu dediğimiz anda gençler işi bırakıp gidiyor. İnsanlara kaynak yapmak, montajlamak, paketlemek zor geliyor. Bazen 15 günde, bazen de ilk maaşlarını alıp işi bırakan çok oluyor. Bu nedenle üretimde sekteye uğramamak adına her ay 25-30 kişiyi yedek oyuncu gibi fazladan çalıştırıyorum."

Gürcistan'daki fabrikasını da söküp Dursunbey'e taşımaya başladığını anlatan iş insanı, kalifiye eleman konusunda ne yapacağını şu an için bilemediğini söylüyor. Sorsanız ülkede hemen herkes üretimden dert yanıyor, yanmasına da gelgelelim; 'üretimi yapacak kalifiye elemanı nasıl yetiştiririz' diye bir derdi bulunmuyor ülkeyi yönetip, geleceği planlayanların. Olsaydı böyle bir derdimiz, dünyanın en güzel coğrafyasına sahip bir ülkenin insanları ezelden beri krizlerle boğuşur muydu hiç?

Ezcümle; 6 yaşında okula aldığınız bir çocuğa, 12 yılı ZORUNLU, 8-10 yılı SORUNLU eğitim veriyor, neredeyse hiçbir şey öğretemiyorsunuz, ama onu gerçek hayatta pek karşılığı bulunmayan üniversite diploması sahibi yapıyorsunuz. Durum, hal, vaziyet böyle olunca da genç, "benim üniversite diplomam var, kaynak mı yapacağım, inşaatta sıva mı yapacağım, sanayi de kaporta mı düzelteceğim, ekmek hamuru mu açacağım" diyor haklı olarak.

Çözüm basit aslında. Uygulamak ise, ne yönetimin, ne de; "ben çektim, çocuğum rahat etsin" kafasından kurtulamayan aile profilinin işine geliyor.

O değil de, bir çocuğa 20- 25 yıl eğitim verip de hiçbir meslek öğretemeden mezun eden başka bir ülke var mıdır, bunu çok merak ediyorum!