91'li yılların sonuydu.
Balıkesir valisi Enver Hızlan idi
O tarihte Bigadiç'te bir törene gidiliyordu.
Bizler de şehrin gazetecileri olarak Valinin peşine takılıp yola koyulduk.
Vali Hızlan'ın makam aracı bugün Albayrak adını alan Seka Kağıt Fabrikası önünde durdu.
Vali araçtan indi.
SEKA ile ilgili bir şey konuşacağını zannettik.
Yol kenarına geldi, herbirinde bir kurumun müdürü olan makam araçlarını durdurdu
Müdürleri tek tek araçlardan indirdi.
Şoförlere 'geri dönün' emri verdi.
Bizler ve sıraya dizilen müdürler
neler yaşanacağını merakla beklediğimiz sırada Vali Hızlan,
SEKA müdürünü arayıp fabrika önüne servis aracı göndermesini istedi.
Gelen 302'yi işaret ederek makam arabalarından indirdiği müdürlere;
"binebilirsiniz beyler" dedi.
25-30 araçlık konvoy 4'e düştü ve hep birlikte Bigadiç'e hareket ettik.
Dönüşümüz de gidişimiz gibi olmuştu.
●●●
Balıkesir'deki görevine başlayalı yeni olmuştu.
Tam manasıyla tanımıyor, neler yapacağını ve ilimize ne gibi katkılar sunacağını bilmiyorduk.
İlk tanımamız böyle olmuştu sayın Enver Hızlan'ı.
Sonrasında da yakından takip ettik.
Göreve başladığı günden Balıkesir'den ayrıldığı ana kadar hep aynı duruşu sergiledi aynı izi takip edip aynı yoldan yürüdü.
Kelimenin tam manası ile devletin valisiydi. Türkiye Cumhuriyeti'nin çıkarlarını savunan, kamunun her işinde saçı bitmemiş yetimin hakkı bulunduğunu anımsatıp koruyan bir valiydi Enver Hızlan.
Böyle davrandığı için Balıkesir'de 6 ay görev yapabildi.
Ardından Sakarya'ya gönderdiler onu.
Orada da "Devletin Valisi" kimliğinden taviz vermedi.
Lakin çok fazla dayanamadı.
Dönemin Milletvekillerinden biri kamu imkanlarını siyasi çalışmalarında kullanmak isteyip baskı yapınca
Basın toplantısı düzenleyip İçişleri Bakanlığına sunduğu 7 sayfalık istifa dilekçesini vatandaşla paylaştı Vali Hızlan.
Bir daha vali olarak atamadılar onu.
Yaşıyorsa Rabbim sağlıklı ömür, ölmüşse rahmetiyle muamele eylesin.
●●●
27 yıl önce yaşanmış okuduğunuz anıyı şunun için anlattım.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, kamu araçlarında yapılacak büyük bir tasarruf hamlesi için düğmeye bastı.
Bakanlıkça, Kamu kuruluşlarına gönderilen yazıda KİT’lerden 14 Eylül’e kadar gerekli listeyi göndermeleri istendi.
Edinilen bilgiye göre; araçların hem sınıflarının düşürüleceği hem de sayılarının azaltılacağı öğrenildi.
Buna ek olarak, araç kullanımında Türkiye'de üretilen araçların tercih edilmesi de zorunlu olacak.
Kardeşlerim
Bu haberle birlikte bir de Kütahya Valisinin makam aracı ülke gündemine taşındı.
Lüks, israf... gibi can alıcı kelimeler kullanılarak bir anlamda 81 ilin valisi hedef gösterildi.
Bence hedef şaşırtıldı.
Asıl israfın, asıl lüksün yaşandığı kurumların önüne perde çekildi Kütahya haberiyle..
●●●
Vali dediğin hepi topu 81 kişi.
Diyelim ki hepsinin araçlarını aldık altlarından, yerli üretim verdik.
Israf bitecek mi?
Hayır!
O vakit büyük fotoğrafa bakalım.
En başta değindimiz gibi her kurumda
bırakın müdürü, yardımcısını..
Şube müdürüyle şeflerin altındaki makam araçlarına bakın
O da yetmez.
Belediyelerde şirket işçisi olarak çalışıp makam araçları kullananlara bakın..
Bir de bunlar kiralama yoluyla alınan araçlar olunca gel keyfim gel!
Hani bir deyiş var ya "Devletin malı deniz yemeyen..."
Aynen öyle..
Takip yok, ceza yok, liyakat yok.. Caka var!
Ayrıca, Allah korkusu olmayınca hem israfın hem kul hakkı yenilmesinin önüne geçilemiyor.
●●●
Demem şu;
Kamuda lüks araç denilince akla hemen valiler gelmemeli.
Asıl sorun diğer kamu kurum ve kuruluşlarında.
Asıl israf belediyelerin şirketler üzerinden kiraladıkları lüks araçlar.
Kamudaki israfın önüne geçilmek isteniyorsa belediyelerden başlanmalı yoksa hiçbir manası olmaz.
●●●
Dip not;
Belediyelerin hizmet alımı yoluyla kiraladıkları araçlara takip cihazı yanında mutlaka resmi plaka takılmalı.
Kiraladıkları iş makinalarına amblem ve reklamlarını yapıştıran Belediyeler binek araçlarını gözden ırak tutuyorlar.
Ve bir hatırlatma
Vali dediğin 81 kişi.
Belediye sayısı 1398.
●●●
Son söz;
Herhalde bizim ülkede müdür olupta makam aracı bulunmayan sadece okul müdürleri ve bir de bizim müdür Cengiz var!
Selametle...