DURSUNBEY Odaköy'de kapatılan maden ocağının sahasına yapılması planlanan katı atık depolama tesisine karşı gerçekleştirilen eylemler Vali Yılmaz Arslan'a da soruldu. Arslan, "Daha ortada birşey yok iken fırtına koparmanın çok doğru olduğunu düşünmüyorum" dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı A. Edip Uğur'un, Müftülük Sitesi inşaatına 1 milyon liralık bağışta bulunması nedeniyle Valilik Mustafa Necatibey Salonu'nda düzenlenen protokol töreninde gazetecilerin Dursunbey'deki protesto eylemleri hatırlatılan Vali Yılmaz Arslan, şunları söyledi:
"Türkiye bir hukuk devleti. Genelde hangi işin hangi usullerle yapılacağı yasalarla belirlenmiş. Yani vatandaşın zehirleneceği yada vatandaşa zehirli su içirileceği tarzında herkes bir şekilde yorum yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendi vatandaşına zarar verecek herhangi bir faaliyetin içinde olabilir mi? yada buna izin verebilir mi? Bunu düşünmek bile bana göre bu devlete hakarettir. Ama insanlar bir şeyler yapmak için yola çıkmışlar. Bu işin başı, prosedür bu. Takip edilecek. Tabi ki mahsurlu kısımlarda bunlar mahsurlu denilecek. Dolayısıyla biraz çok erken vakitte olağanüstü bir kampanyayla bu işin bu noktaya getirilmesinin ben doğru olmadığına inanıyorum. Bu ÇED süreci daha başlangıç. ÇED süreci çok uzun süreli bir iş. Bunda tabiki her kurumun görüşü alınacak ve en ufak bir şekilde çevreye ya da o bölge insanına zarar verecek herhangi bir faaliyete yasalarda izin vermez. Biz de izin vermeyiz zaten. Öyle bir şey olmaz. Ama daha ortada birşey yok iken de fırtına koparmanın da çok doğru olmadığını düşünüyorum şahsen."