Bugün 10 Ocak.
Takvim yapraklarına 'Çalışan Gazeteciler Günü' olarak not düşülmüş..
Biz gazeteciler bugünü Bayram olarak kutluyorduk geçmişte.
Günümüzde diğer günlerden farklı bir anlamı yok bizler için.
Çünkü 50 yıl önce kazandıkları hakların neredeyse hiçbirine sahip değiliz.
Biz gazeteciler için bugünün tek anlamı nostaljik bir gün olması.
Eskilere bakıp teselli bulmak gibi birşey.
Kazandığımız haklar bir bir elimizden alındı çünkü.
Geçmişte bayram gazeteleri çıkardı, şimdi yok!
Gazetecilerin yıpranma hakkı vardı, şimdi yok!
Habercilerin olmazsa olmazları arasında ilk sırada yer alan ulaşım, iletişim noktasında çeşitli hakları vardı, şimdi yok!
Gazeteciler için 'prestij' olarak kabul edilen Sarı Basın kartının bir ayrıcalığı vardı, şimdi yok!
Gazetecilerin itibarı, bir saygınlığı vardı, şimdi yok!
Siyasetçisi, işadamı, sendikacısı, bürokratı
Gazete sayfalarında yer almak, sihirli camda görünmek istediğinde;
'Güzide' veya 'Değerli' kelimelerini dillerinden düşürmez basın mensupları için..
Sonrasında ne olur biliyor musunuz?
Kötü olan, tu-kaka ilan edilen her zaman biz gazeteciler oluruz!
..ve yine bizler sesimizi çıkarmayız..
Bugünde açıklamalar yapacak bir takım çevreler
Yere-göğe sığdıramıyacak biz gazetecileri.
Başlarının tacı olarak yansıtacaklar mesajlarında.
Dünlerde olduğu gibi bugünde hepsi tek bir gün içinde unutulup gidecek!
Biz gazeteciler onları yılın 365 günü asla unutmayacağız.
Her dertlerine derman olmaya çalışacak,
Halk ile devlet arasında köprü vazifesi yapacağız.
İyi-kötü günlerinde hep yanlarında olacağız.
Acılarını da mutluluklarını da ülkeyle paylaştıracağız.
Anlayacağınız başkalarının hakları için mücadele veren bizler, başkalarının bayramlarını önde giderek kutlayan biz gazeteciler
'Mum kendi dibine ışık vermez' misali
Kendimizi ilgilendiren konularda hep ihmalkâr davrandık.
Ne bayramlarımızı doğru dürüst kutlayabildik.
Ne 50 yıl önce meslektaşlarımızın büyük bir mücadele vererek kazandıkları haklara sahip çıkabildik.
Başkaları izin verdiğimiz mücadeleyi,
Kendi özgürlüğümüz için
Basın özgürlüğünün yaşatılması için
Haklarımızın korunması için
VEREMEDİK maalesef..
..ve 10 Ocak günü daha ağıtlar yakıyoruz!
Ne meslek örgütlerimize sahip çıkıyoruz
Ne omuz omuza verip sorunlarımıza çözüm yolu arayabiliyoruz.
Sorun bizim sorunumuz olunca
En güzel yaptığımız iş ağlamak..
Sorunlarımızın çözümünü ve haklarımızın verilmesini hep başkalarından bekliyoruz.
Gazetecileri sadece gazetecilerin koruyabileceğini unutuyoruz.
Örgütlenme hakkını kullanamayan bir gazetecinin,
Yasal haklarınının uygulanmasını bile talep edemiyen bir gazetecinin
Özgürlüğünden nasıl bahsedilir ki?
50 yıl önce kazanılmış hakların en azından yarısını geri alabilmek için 10 Ocak 1961 öncesine gitmek, o günlerde ne gibi mücadeleler verildiğini görmek, anlamak ve bugün hayata geçirmek gerekiyor diye düşünüyorum.
Eski değer yargılarının bilinmesi, algılanmasıyla geleceğin şekillenebileceğine inanıyorum.
'Gazetecileri ancak gazeteciler korur' diyerek
Meslektaşlarımızın 50 yıl öncesi nasıl mücadele verdiklerini
10 Ocak'ı 'Çalışan Gazeteciler Günü' olarak nasıl ilan ettirdiklerini kısaca hatırlatmak istiyorum.
O tarihte, yani 50 yıl önce bugün; gazetecilerin çalışma haklarında önemli iyileştirmeler getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi üzerine, 9 gazete sahibi, yasayı protesto etmek için 3 gün boyunca gazeteleri yayımlamama kararı aldılar.
Peki bugün hangi noktadayız?
Anlatmama gerek var mı güzide basın mensupları?
Bayramınız kutlu olsun...!
10 OCAK 2011