Gelişmenin, kalkınmanın lokomotifi, bilginin ve bilimin merkezi durumundaki Üniversitemiz, 20 yaşında delikanlı olmasına karşın bizim gözümüzde, nazarımızda henüz emekleme safhasını aşmış, ayaklarını yeni yeni yere basarak yürümesini öğrenmeye çalışan bir çocuk konumundadır.
Koşması gerekirken, bu aşamada olmasında hiç kuşkusuz ilimiz insanların payı olduğunu söylemek su götürmez gerçeğin ta kendisidir. Dün söyledik;
Bugünde tekrarlayalım;
"Vermeden almak, sadece Allah'a mahsustur"
Balıkesirliler olarak bugüne kadar, elinden tutmadığımız ve besleyip büyümesine yardım etmediğimiz BAÜ'den çok şey istiyor, bekliyoruz. Böyle bir beklentiyi dillendirirken de, insafsızca davranıyoruz gibi geliyor bana.
Vali Yılmaz Arslan, üniversitenin son ders yılı açılısında ‘eğitimde gönüllü katılımının’ önemine dikkat çekip, Balıkesir’de üniversite-ye karşı olan ilgisizliği ders niteliğindeki konuşmasında dile getirmişti.
Balıkesir'le hemen hemen aynı orandaki nüfusa sahip Kayseri örneği vermişti.
Peki neler olmuş orada?
Vali Arslan'ın ifadelerinden aktaralım.
Kayseri'de 2 devlet, 2 vakıf üniversitesi var.
Fakülteler, okullar, spor salonularını yaptıranlar genelde hayırsever.
Bilinen rakamlara göre hayırsever katkısı 1 milyar, eski parayla 1 katrilyonun üzerinde.
Kayseri'de bu noktada bir muhabbet açıl-dığında 'Hayrın kadar konuş' diyorlarmış.
Bu özlü sözün çok sıkça kullanıldığı belirtiliyor Kayseri’de.
Abartıyor diyeniniz varsa Kayseri Üniversitesi'nin internet sitesine girip bakın.
İsimlerin peşpeşe sıralandığını görün...
Ne diyelim, darısı Balıkesir başına. Cumanız müberek, en büyük zenginliğiniz sağlık olsun!