Edremit Körfezi'ndeki zeytinyağı üreticileri bir kez daha tağşiş tehdidiyle yüzleşti. Fiyatların astronomik şekilde artmasıyla birlikte piyasada sahte zeytinyağı kabusu yaşanmaya başlandı.
Dünya zeytin üretiminde İspanya, İtalya ve Yunanistan’ın ardından 4. sırada ve 100’den fazla ülkeye zeytinyağı ihraç ediyor.
Ayvalık zeytinyağı ise hem iç, hem dış piyasada aranılan bir tat. Balıkesir'in körfez bölgesindeki Havran, Edremit, Burhaniye, Gömeç ve Ayvalık ilçelerinin başlıca geçim kaynakları arasında yer alan zeytin ve zeytinyağında yaşanan sorunları bu kez ekonomi yazarı Vahap Munyar kaleme alarak ulusala taşıdı.
"Zeytincilik ‘stratejik’ olsun, tağşişi ‘gıda polisi’ yakalasın" başlığını kullanan Munyar, hafta sonu geldiği Ayvalık'tak izlenimlerini gazetesindeki köşesinde şöyle yazdı:
AYVALIK Ticaret Odası Başkanı Mustafa Büyükçıvgın’ın davetiyle gittiğim “15. Uluslararası Zeytin Hasat Festivali”nden dönerken başkanlığını Ümmühan Tibet’in yürüttüğü Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) “Sofralık Zeytin ve Zeytinyağı Rekoltesi Resmi Heyet Raporu”nu okudum.
Raporun “İzlenim, Tespit ve Öneriler” başlıklı ilk bölümünün birinci maddesi şöyle:
* Sektörümüzün en önemli sorunu taklit, tağşiş ve kayıt dışılık. Tarım Bakanlığı’nın denetimleri sıkılaştırmasına rağmen taklit ve tahşiş önlenemiyor.
Aynı maddede denetimlerin her şeye rağmen yetersiz kaldığı vurgulandı:
- Cezalar ve kayıt dışı üretim denetimleri yetersiz. Yol kenarlarında markasız, uygun olamayan ambalajlarda ve kayıt dışı pazaryeri satışlarının denetlenmesinden başlanarak, taşımayı gerçekleştiren tanker ve depolar bazında kontrollerin yapılması gerekiyor.
Raporda İtalya’dan örnek verildi:
- Zeytinyağında tağşişle mücadele etmek için İtalya’da olduğu gibi polis teşkilatına bağlı bir “Gıda Polisi” uygulaması düşünülebilir.
Ardından 1939 yılında çıkarılan 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islah ve Yabanilerin Aşılattırılması Hakkında Kanun” üzerinde duruldu:
- 3573 sayılı kanunun bazı hükümlerinin değiştirilmesi ve yürürlükten kaldırılması hakkındaki 4086 sayılı kanunun revize edilmesi gerekiyor.
Revize sırasında atılması gereken adıma işaret edildi:
- Zeytinciliğin sosyo ekonomik değeri dikkate alınarak “stratejik tarım ürünleri” içinde yer almasının sağlanması ve korunması gerekiyor.
Bu bölümde orman ve Hazine arazilerindeki zeytin ağaçlarıyla ilgili şu öneri ortaya konuldu:
- Türkiye’de 80 milyon adet olduğu tahmin edilen ağırlıklı olarak orman ve Hazine arazilerindeki “delice zeytin ağaçları”ndan aşılanabilir durumdaki 40 milyon adedinin aşılatılarak üretime, ülke ekonomisine kazandırılması sektöre büyük katkı sağlar.
Raporda İzmir, Balıkesir, Çanakkale, Bursa, Manisa, Aydın, Muğla, Adana, Antalya, Gaziantep, Hatay, Kilis, Mersin, Osmaniye, Kahramanmaraş ve Şanlıurfa’da heyetlerin rekolte tahminleri yaptığı, gidilemeyen illerden de Tarım İl Müdürlüklerinden bilgiler alındığı belirtilip, tahminler şöyle paylaşıldı:
- Türkiye genelinde 153 milyon 168 bin meyve veren, 27 milyon 717 bin de henüz meyve vermeyen zeytin ağacı mevcut. Ağaç sayısında yüzde 1.4-3.5 artış var.
- Ağaç başına 10 kilo meyve alınacağı düşünülürse, bu sezon 1 milyon 532 bin ton zeytin danesi alınacağı hesaplanıyor. Zeytin veriminde yüzde 6.9 artış olduğu görülüyor.
414 bin ton zeytinin sofralık olarak işleneceğine işaret edildi:
- 1 milyon 110 bin ton zeytin işlenerek yağ elde edilecek. Zeytinyağı üretimi 225 bin tonu bulacak. Sofralık zeytin üretimi yüzde 11.8, zeytinyağı üretimi de yüzde 18.7 artacak.
Emniyet teşkilatında “gıda polisi” kadrosu oluşturulması, başta zeytinyağı olmak üzere, gıda maddelerindeki hileyi, kayıt dışılığı önler mi?
Tarım Bakanlığı denetmeni yerine “gıda polisi”nin denetim yapması, kötü niyetli üreticiyi ürkütür mü?
BIRAKIN KARASU VE PRİNA GÜBRE OLSUN
ULUSAL Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi Başkanı Ümmühan Tibet’in gönderdiği “Zeytin ve Zeytinyağı Rekolte Raporu”nda Türkiye’de bu sezon 1.5 milyon ton dane zeytinin işleneceğine işaret edildi:
- 1.5 milyon dane zeytinin işlenmesi sırasında 1 milyon ton karasu, 1 milyon ton da nemli prina ortaya çıkacak. Karasu, mevcut uygulamada çevreyi kirleten atık olarak görülüyor.
Merkezi Madrid’de bulunan Uluslararası Zeytin Konseyi’nin bu konuyla ilgili raporlarının dikkate alınması istendi:
- Mevcut mevzuatımızda zeytin karasuyunun gübre olarak kullanılması yasak. Oysa, karasu ve nemli prina dünyadaki örneklerden görüleceği gibi gübre olarak kullanılabilir.
Raporda yasağın kaldırılması önerildi:
- Böylece karasu yüzünden sanayici sürekli ceza ödemekten kurtulur, katma değer yaratmasına imkan sağlanır.
ZEYTİNCİ 15 KURUŞA SEVİNDİ AMA UZZK 50 KURUŞ ÖNERDİ
AKHİSAR Ticaret Borsası Başkanı Alper Alhat, zeytine kilo başına 15 kuruş prim getiren Cumhurbaşkanlığı Kararı konusunda hazırladığı teşekkür mesajını bana da gönderdi:
- Akhisar Ticaret Borsası 6 yıl önce “Zeytinyağına prim verilirken hammaddesi olan zeytine prim desteğinin olmaması üreticiyi zor durumda bırakıyor” mesajıyla konuyu gündeme getirmiştik. Şimdi kilo başına 15 kuruş prim geldi. Zeytinci çok mutlu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’ye teşekkür ediyoruz.
Türkiye’nin sofralık zeytin üretiminin yüzde 70’inin Akhisar’da üretildiğini belirtti:
- Akhisar’daki 12 bin üretici, 15 kuruş destekle ilgili karar üzerine borsamızı tebrik yağmuruna tuttu.
Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi’nin (UZZK) raporunda destekle ilgili bölüm dikkatimi çekti:
- Ham dane zeytine 50 kuruş prim desteği verilmeli.