BALIKESİR'in son 40 yılında neler olup bittiğini az-çok biliyorum.
Siyasetçisinden iş adamına ve kanaat önderlerine (!) kadar kimin ne olduğunu, ne yaptığını, ne gibi hesapları bulunduğunu, kimin kimlere karşı alerjisi veya yakınlığını bulunduğunu de az-çok bilenlerdenim.
Siyaset sahnesinde onlarca isim tanıdım. Belediye Başkanlarından Milletvekillerine kadar.
İl Genel Meclisi ve Belediye Meclisi üyeleriyle siyasi parti başkanlarını saymıyorum bile.
Aklında hangisinin yaptığı iş kaldı derseniz, bir elin parmakları kadar azdır hatırladığım.
Ahmet Edip Uğur bunlardan biridir.
35-40 yıldır tanıyorum.
Balıkesir'e her alanda hizmet etmiş ender isimlerden biridir.
Seveni olduğu kadar sevmeyeni de var.
Zaten siyasetle uğraşıyor-sanız, düşmanınız pardon kuyunuzu kazan, çamur ve iftira atan, paçanızdan çeken çoktur!
Hele Balıkesir gibi, dedikoduyla hasedin zirve ve prim yaptığı bir kentte yaşıyorsanız işiniz hiç kolay değildir.
"Edip Abi"nin de işi hiç kolay olmadı bugüne kadar.
Ama o her zaman zor olanı tercih etti.
Gün geldi, Balıkesir'in önünü tıkayanlara karşı tek başına kılıç salladı.
Hatırlıyorum da 20-25 yıl öncesi yaptığı çıkışı..
Koca Balıkesir'de, bir tek Refah Partisi temsilcisi Nevzat Özpelitoğlu destek vermişti, Edip Uğur'un her kelimesi doğru olan mesajlarına.
Bugünde sanki buna benzer dönem yaşıyoruz!
Cephe bu kez çok farklı.
***
ONU BUNU DEĞİL DAVA ADAMLARINI DİNLEYİN!
AK Partili olduklarını iddia edenler yıpratmaya çalışıyor bu kez Edip Uğur'u.
İşin garip tarafı ise, bu cephede yer alanların bugüne değin AK Parti'ye yararların-dan çok zararlarının olması!
Neyse ki yüreğinin sesini dinleyen insanlara her gün yenileri ekleniyor da Balıkesir’in geleceği adına umutlarımız yeşeriyor.
İşte onlardan biri de, yıllarca kapı komşuluğu yaptığım ve ailesiyle kendisini tanımaktan gurur duyduğum Gafur İnan.
Yıllarca İsmail Özgün’ün peşinden koşsa da, onun bunun adamı değil, dava adamıdır Gafur.
Edip Uğur'u da siyaseten sevdiğine inanmam.
İkisi de aynı davanın adamı ama, ekipleri farklıydı!
Gafur'dan bir çok eleştiri işittim Edip Uğur'la ilgili. Parti disiplini dışına çıktığına şahit olmadım hiç eleştiri getirirken.
Sosyal medyadaki sayfasında Edip Uğur'la ilgili paylaşımını gördüğümde; "Gafur'u da çileden çıkardıysa bu şer cephesi, vicdanlar konuşmaya başladı" dedim.
Bu bana ayrıca, “namuslu insanlar da namussuzlar kadar cesur olmalı ki, memleket güzel olsun” deyişini hatırlattı.
***
"FETÖ'CÜ OLMADIĞINI ANLATMAMIZA İHTİYACI YOK"
Gafur diyor ki;
“Merhametli, cömert, hayır hasenat sahibi olmak ve bunu yaparken gösterişi değil Allah'ın rızasını kazanmayı kendine şiar edinmek suçsa Edip Ağabey, suçun büyük!
Senin bizlerin savunmasına, anlatmasına ihtiyacın yok. Sen çok değişik bir adamsın. Sen Allah'a, Resulüne iman etmiş, helal ile haramı bilen, çalışanın hakkını veren, karakterin icabı hiç bir zaman kula kul olmayan, sadece Allah'a kulluk yapacak bir şahsiyetsin.
Ters gibi dursan da kalbin Hulusi Kentmen gibi. O yüzden üzülme ağabey. Kim ne derse desin, kimler nasıl algı yönetimi oluşturmaya çalışırsa çalışsın, ne senin ne de bizlerin kimseye fetöcü olmadığını anlatmamıza ihtiyacın yok.
Ağabey bunların hiç birisi senin üzerine yapışmaz. Bizler de, Koca Reis'te senin kim olduğunu, niyetini, dava şuurunu, herkesin kaçtığı bir zamanda bu partiyi Balıkesir'de nasıl kurduğunu, yıllarca maddi-manevi, zamanını emeğini, 35 senedir siyaset sahnesinde her şeyini verdiğini, gençliğini bu millet yolunda harcadığını biliyoruz.
Sen 2002'den beri Bülent Arınçlar, Hüseyin Çelikler ve Abdüllatif Şenerler ve diğerleri gibi ne partine, ne davana, ne de liderine ihanet ettin. Dünün çocukları bakanlık koltuklarında hava basarken, sen bir kere bile birikimlerinle, "ben niye olamıyorum" diye düşünüp, ne gönül kırıklığı, ne de davana ihaneti düşündün.
Senin ağabeyliğini bütün suratların düştüğü, 7 Haziran seçimlerinde yaptığın konuşmayla görmüş şahit olmuş bir kişiyim.
Bizler sana şahidiz."
***
DÜNYADA FARK YARATMAK İSTİYORSANIZ..
Kardeşlerim
Karar vermeden önce şu gerçeği unutmayın.
Bilgilerimiz geçmişe mahsus, kararlarımız geleceğe yöneliktir. Planlarınızı nasıl yaparsanız yapın ama kararlarınızı kalbinizle verin.
Goethe’nin dediği gibi “kalbimiz bize her zaman aklımızdan daha yakındır”.
Yüreğimizi dinlemek, onların peşinden gitmemizi isteyen başka sesleri sustumayı gerektirir. Ayrıca, yüreğinin peşinde olmak seçtiğin yaşam içinde kendine karşı dürüst olmayı gerektirir.
Kendimize karşı dürüst olmak her ne kadar başkaları duymasa da, bizi çağıran sesi duymayı gerektirir. Yüreğinizin peşinden gittiğinizde dünyada fark yaratırsınız.
Enine boyuna düşünün, ama karar verme anı geldiğinde yüreğinizin sesini dinleyin.
.....
1 EYLÜL 2016