Beşik gibi sallanıyoruz.
Kimini iliklerimize kadar hissediyoruz, bazısından haberdar bile olmuyoruz.
Örneğin bugün (16 Ağustos) ben bu yazıyı yazdığım saatlerde Gönen ve Bigadiç'te iki sarsıntı yaşandı kayıtlara geçen.
Saat 17.50 itibariyle ise ülke geneli 28 deprem meydana geldi Kandilli Rasathanesi verilerine göre.
Hemen hergün onlarca yer sarsıntısı yaşıyor birinci derecedeki deprem kuşağında yer alan ülkem.
★★★
20 YIL ÖNCEKİ
EN ACI, EN UZUN 45 SANİYE
O hepimizin yüreklerini yakan
17 Ağustos 1999'da
03.02'de meydana gelen
45 saniye süren
7.4 büyüklüğündeki depremin üzerinden 20 yıl geçti.
Merkez üssü Kocaeli Gölcük olan ve tüm Marmarayı sarsıp etkileyen depremde 17 bin 480 vatandaşımız hayatını kaybetti, 48 bin 901 kişi de yaralandı. Resmi verilere göre yüz binlerce konut ve iş yerinde hasar oluştu.
Yaşanan acıların, halen devam eden travmaları anlatabilmek için kelimeler yetersiz kalır.
Türkiye'nin en acı 45 saniyesiydi.
Ölüm korkusunu ta yüreklerimizde, iliklerimizde, tüm benliğimizde hissettiğimiz hayatımızın en uzun 45 saniyesiydi.
★★★
O gece yarısı şu an gibi gözümün önünde.
Beşikte sallanır gibi sallandığımı hissedip o uğultuyu duyduğumda;
Bağıra bağıra, Kelime-i Şehâdet getirdiğimi hatırlıyorum sadece..
Öyle donup kalıyorsunuz çaresizce.
Allah var rahmetiyle affına sığınabileceğin o an sadece.
Başka dost yok!
★★★
BAKIN BURASI
ÇOK MU ÇOOOK ÖNEMLİ
Kardeşlerim;
Çok sevdiğim, dost sohbetlerinde kullandığım iki cümle var şöyle;
Önce Tefekkür. Sonra Tevekkül..
Tefekkür, insanın varlıkları, kâinatı ve olayları anlama çabasının adıdır.
Yüce Rabbimizin birçok ayeti kerimede
Düşünmez misiniz?
Görmez misiniz?
İbret almaz mısınız?
hitabıyla insanı sorumlu tuttuğu büyük bir ibadettir Tefekkür.
Tevekkül ise, kulun her türlü tedbiri alıp elinden geleni yaptıktan sonra işini Allah'a havale ederek Ondan yardım istemesi ve işini O'na havale etmesidir.
Tedbir alınmadan ve gereken yapılmadan "ben Allah'a tevekkül ediyorum" demek tevekkül yerine geçmez.
★★★
ÖNCE İŞİNİ YAP
SONRASINI ALLAH'A BIRAK!
O vakit
Önce tedbir alacağız.
Sonra Allah’a havale edeceğiz.
Büyük Marmara depremi şunu gösterdi;
Hiçbir tedbir almadan bizler işimizi Allah'a bırakmışız!
★★★
Şimdi soru şu;
Birinci derecede deprem kuşağında yer alan Balıkesir’de ne gibi tedbirler alındı?
Biri çıkıp;
Olası bir afet durumunda şu kadar çadır, şu kadar alet edevatla müdahale edebilecek durumdayız demesin.
Çünkü bu pek inandırıcı gelmiyor bana!
★★★
SALLANACAK
VAKİT YOK HAREKETE GEÇ!
Şimdi başa dönelim.
Balıkesir 1. derecede deprem kuşağında malum.
Bunu ben değil, işin uzmanları söyleyip uyarılarda bulunuyor.
Uzmanlarından biri de Prof. Dr. Ahmet Ercan.
Balıkesir’e geçen yıllarda Karesi Belediye’sinin davetiyle geldiğinde şöyle bir cümle kurmuştu Ercan;
“Japonya 1.derecede deprem ülkesidir. Türkiye 2. derecede deprem ülkesidir, neden? Çünkü Türkiye’deki en büyük deprem büyüklüğü 8’dir.
Eğer 8 ile 9 arasında deprem olursa o ülke 1.derecede deprem ülkesidir. Depremlerin yıkımları açısından Türkiye dünya beşincisidir.
★★★
DOMATES YERİNE
BİNA DİKERSEN BEDELİNİ ÖDETİR
Bu yapı niteliğinin ve alan kullanılmasının kötü seçilmesinden kaynaklanır.
Ekim alanlarında yerleşim kurulmasından ve bilimi kullanmamaktan kaynaklanır.
Bir ülkede ekonomi ne kadar iyiyse deprem sizden o kadar uzaktır.
Balıkesir'in kuzeye yada batıya doğru yerleşmesi gerekiyor.
Yarın çok geç olabilir. Oynak, sulak ve gevşek yerlerde yapılaşmaya izin verilmemeli.
Ovalar sadece tarımsal alanlar içindir.
Eğer tarımı yapıyla kapatırsanız bir deprem gelir ve bunun bedelini size ödetir.”
★★★
BALIKESİR OVALARINI
YAPILAŞMAYA AÇMAK İHANETTİ
Ahmet Ercan hoca bu işin uzmanı.
Depremle ilgili sözlerinin üzerine söz söylemek bize düşmez.
Ben sadece Üçpınar ve Ayşebacı ovalarını “yapmayın, etmeyin, kıymayın” diye yalvarılıp yakarılmasına,
tapu senedi gibi yargı kararları bulunmasına rağmen
bugünkü haline getirenler bizim şehire en büyük ihaneti yapmıştır diyeceğim.
Başka da bir şey demeyeceğim..
★★★
Kardeşlerim
İnsanı diğer canlıların ayıran özelliği aklıdır.
O zaman önce Tefekkür, sonra Tevekkül diyeceğiz...
Bizi her türlü müsibetten kurtaracak olan ve üzerinde durmamız gereken tek şey evvel Allah budur.
★★★
Acıların aynı tazelikle hissedildiği ve ülkemizi sarsan 17 Ağustos 1999 depreminde hayatını kaybedenleri rahmetle, dualarla anıyorum.
Allah, Ülkemizi ve Milletimizi tüm afetlerden ve kötülüklerden korusun!
16 Ağustos 2019