Kaz Dağları, ülkemizin en önemli zenginliklerinden biri bana göre. Antik dönemlerden bu yana pek çok efsaneye konu olan ve İda Dağı olarak da bilinen Kazdağları, “Tanrıların armağanı” olarak tasvir edilen tam bir doğa harikası. Şehrin korkunç havasından kurtulmak için yapabileceğiniz en iyi şey Kazdağları’na kaçmak.
Kalabalık tatil ortamlarından uzak, sakin, huzurlu, dingin bir ortamda tatil yapmak isteyenler için Kazdağları her mevsim gidilebilecek bir coğrafya. Karpuz çatlatan soğuk kaynaklar, cıvıl cıvıl kuş sesleri ile kaynaşan şelale sesleri, şehirlerin boğucu gürültüsünden uzak huzurlu bir ortam sunuyor kendisine sığınanlara. Serinlikle misafirlerine yaz sıcağını unuttururken, şifalı kaynaklarından mutluluk ve huzur sunuyor.
Şair Homeros İlyada adlı eserinde Kazdağları’ndan “Bol pınarlı vahşi hayvanların anası” olarak söz etmiş. Afrodit, Hera ve Athena’nın katıldıkları, Truva Savaşı’na yol açan o meşhur güzellik burada yapıldı. Zeus burada doğdu, tanrılar Truva Savaşı’nı buradan izledi ve karısı Hera ile bu dağda evlendi. Troya Savaşı’nın baş aktörlerinden Paris bu dağlarda çobanlık yaparmış. Nuh’un gemisinin İda’da olduğunu söyleyenler de var. Sarıkız efsanesi ise bugün hala dilden dile dolaşıyor.
Zeytin bahçeleri, kızılçam ve daha da yükseklerde meşe ve karaçam ormanlarıyla kaplı bu güzel coğrafya, Ege’nin yakıcı sıcağından bunalanlar için tam bir kaçış yeri. Öyle ki yaz ortasında bile geceleri serinlikten dolayı ürperiyorsunuz.
şimdi arkanıza yaslanın ve relax şekilde kazdağlarında görmen gereken 14 yer neresi iyi bakın
1. SÜTÜVEN ŞELALESİ
Sarıkız Yaylası’ndan doğan ve Kızılkeçeli Çayı üzerinde yer alan Sütüven Şelalesi, yakınındaki Hasan Boğuldu Göleti ile Kaz Dağları’nın ormanları içerisinde şahane manzarasıyla ziyaretçilerini ağırlayan bir doğa harikası. İsmini sıçrayan su anlamına gelen “tüvleyen” sözcüğünden alan şelale, yemyeşil doğası, pınarı, küçük göletleri ve şelalesiyle doğayla bütünleşmek için muazzam güzellikte bir alan. Ben yüzdüm ama suyun soğukluğu karşısında neredeyse şok geçiriyordum. Kısa sürede alışıyorsunuz, ama uzun süre yüzmek hakikaten zor. Yine de girin tabi. Akçay, Altınoluk yolu üzerinde, Zeytinli beldesinden gidiliyor, tabelaları takip edin.
2- HASAN BOĞULDU
Sutüven piknik alanından sonra derenin karşı tarafındaki patika yolu izleyerek ulaşılabiliyor. Yol üzerinde Romalılardan kaldığı söylenen su kemerlerinin sütunları sol tarafta görülebilir. Haftasonları çok kalabalık, haftaiçi kafa dinlemek, doğa yürüyüşleri ve yüzmek için ideal. Bir efsaneye göre bu gölette boğulan Hasan adlı aşık gençten ismini almış. Hasan Boğuldu şelalesinin efsanesi, filmlere ve 2- HASAN BOĞULDU
Sabahattin Ali’nin öykülerine de konu olmuş. Sabahattin Ali’nin öyküsünde Yörük güzeli Emine’ye kavuşmak için törelere göre 40 okkalık tuz çuvalıyla dağları tepeleri aşan aşık Hasan’ın hüzünlü hikayesini anlatır.
3- SARIKIZ TEPESİ
Kazdağları’nın en yüksek üç tepesi Kazdağı Milli park sınırları içerisinde yer alıyor. Sarı Kız, Baba Tepe ve Karataş Tepesi (Gargaros) olmak üzere üç zirvesi bulunan milli parka rehbersiz girmek yasak. Kaz Dağları’nın efsanelere konu olan bir başka yeri olan ve 1574 metre yüksekliğindeki Sarıkız Tepesi, Kaz Dağları’nın en yüksek tepelerinden. Kaz Dağları’nın efsanelere konu olmuş, Tahtacı Türkmenlerinin yüzyıllarca yaşam yeri olmuş Sarıkız Tepesi, dilden dile dolaşan hikâyesi yanında muazzam bir manzaraya sahip. Kazdağı Milli Park alanında bulunan Sarıkız Tepesi, efsanesi ile birlikte tüm Türkmenlerin kutsal bir ziyaret merkezine dönüşmüş. Edremit Körfezine 1726 metre yükseklikten bakıyor ve Ayvalık adaları, Midilli ayaklarınızın altında.
4- PINARBAŞI
Milli Park içinde geçmişten günümüze, rekreasyon amaçlı iki adet günübirlik kullanım alanı mevcut. Güre Köyü sınırları içinde kalıyor, Akçay’a 6 km uzaklıkta. Günümüzde en çok ilgi gören mesire mesire alanlarından. Kaz Dağları kar sularının bir kısmı, tepenin altından fışkırarak kaynak halinde buradan çıkıp dere oluşturması. Yamaçtan akan bol ve buz gibi su yaz aylarında serinlemek için ideal bir köşe. Yılın 2 buçuk aylık yaz sezonunda yaklaşık 80-100 bin ziyaretçi tarafından günübirlik kullanılmakta. Daha çok günübirlik piknik ve mangalcıların takıldığını ileteyim.
5. Çamlıbel Köyü
Piknik alanıyla ünlü olan Çamlıbel, Kazdağları gezilecek yerler arasındaki en güzel otellere ve mekanlara ev sahipliği yapan turistik köylerden biri. Kaz dağlarındaki bu güzel köy, yeşil bir vadiden Edremit Körfezine bakıyor. Köyün şahane bir Ege manzarası var. Kurtuluş Savaşı sırasında Çamlıbel halkının büyük bir kısmı Kuvayi Milliye’ye katılmış ve Ayvalık cephesinde çarpışarak işgale karşı direniş göstermişler. Yol üzerinde Köyün Delisi‘nin yerine uğrayıp el emeği göz nuru benzersiz hediyelik eşyalardan sevdiklerinize hediye almayı unutmayın. Tuncel Kurtiz’in mezarı da bu köyde. Kaz dağlarındaki tüm gezilerimde de bu köydeki Albatross Dağ Evleri‘nde (0266) 387 3834) kalmayı tercih ediyorum. Ahşap bungalowlardan yapılmış şirin otelin hemen arkası ise Kaz Dağları Milli parkı başlıyor.
6. Kızılkeçili Köyü
Kızılkeçili Çayı’nın kenarında bulunan köyün tarihi Osmanlı kayıtlarında 1890’lardan beri yer almış. Günümüzde yeni yeni yapılan taş villalarla köy yeniden hayata dönmüş gibi görünüyor. İş dünyası, sanat ve akademik camiasından insanlar sessiz sedasız bu şahane manzarası olan köye yerleşmeye başlamışlar. Ziyaretçilerce piknik alanı olarak kullanılan köyde 850 yıllık görkemli bir çınar ağacı da var. Köye kadar giden bir asfalt yol da yapıldı. Akçay yolçatından 2,7 km uzaklıkta sadece. Ben Güre Beldesi üzerinde, “Haçlı Yolu” olarak bilinen eski bir yoldan araçla geçerek gittim. Sutüven’e kadar uzanan 3 km kadar stabilize bir yol da var.
7. Mıhlı Şelalesi
Roma döneminden kalma kemerli köprüsü, yemyeşil doğası, göletine akan Mıhlı Şelalesiile burası tam anlamıyla gizli bir cennet. Akçay’a 25 km mesafede Altınoluk-Çanakkale karayolu üzerinde çevresi ormanlık bir dere kenarı burası. Selton tesislerinin yanından içeri giren stabilize yolun sonuna kadar gidin. En sonda dinlenme tesislerine park edin. Dinlenme tesisleri içerisinde şahane göletler ve şelaleler var.Çevresi çam, çınar, zeytin, tesbih, defne, incir, ayva, armut ağaçları, kekik ve böğürtlenle çevrili. Baharda izlemenin tadına doyum olmuyor çağlayan sularının. Patika yolu izleyim aşağıda Başdeğirmen’e doğru yürüyün. Oldukça zarar görmüş olsa da değirmen taşları, çarkı ve su yolları günümüze dek duruyor. Değirmenin yanıbaşında Romalılardan kalma olduğu söylenen köprünün suya yansıyan manzarası şahane.
8. Adatepe Köyü
Edremit Körfezi’nin kuzey ucunda, bir tepenin ardında yer alan, çam ve zeytin ağaçları arasına serpiştirilmiş şahane evlerin olduğu eski bir Rum köyü Adatepe Köyü. Evlerin birbirine geçtiği, dar sokaklı bu şirin Ege köyü koruma altına alındıktan sonra eski ihtişamlı günlerine geri dönmeye çalışıyor ve bundan da gayet başarılı görünüyor. Yaşlı 2 çınarın gölgesindeki meydanının etrafında serpilmiş taş evlerin bir çoğu restore edilerek hayata kazanmış, bazıları da butik otel olarak hizmet veriyor. İda Dağının batı yamaçlarında kurulu, taş işçiliğinin en zarif örnekleriyle süslü mimari dokuya sahip yıldızı parlayan bir köy. Mübadele ile Midilli ve Girit’ten gelen Türklerin yerleştiği Adatepe, oksijen yoğunluğunun dünyada en fazla olduğu yerlerden biri. Zeytincilik ve zeytinyağı ile bilinen köyde bulunan tarihi eserler Çanakkale Müzesi tarafından koruma altına alınmış.
9. Zeus Altarı
Antik dönemden kalma Zeus Altarı, Adatepe köyünün hemen girişinde yer alıyor. Gördüğüm en güzel Ege manzarasına sahip yerlerden birisine sahip. Yol kenarından çam ağaçlarının arasında, kozalak kokulu havasını içinize çekerek oraya yürümek yarım saat sürmüyor. Eski Yunanlılar, savaşlarda galip gelmek, kuraklıktan, hastalıktan kurtulmak, bereketli ürün almak, felaketlerden korunmak için burada tanrılara ve Zeus’a kurban verirlerdi. İlyada Destanı’nda ise Zeus ile Hera’nın aşkına da şahit olduğu anlatılıyor.
10. Yeşilyurt Köyü
Denize uzaklığı yalnızca birkaç kilometre olan Yeşilyurt Köyü, deniz hem dağ turizminin birlikte yaşandığı, taş evleri, patika yolları Arnavut kaldırımı sokakları, geniş köy meydanı, tarihi camii ve zeytin ile çam ağaçlarıyla kaplı bir köy. Yeşilyurt Köyü, köylülerin ‘İstanbullu’ dediği dışarıdan gelenlerden rağbet görüyor. Eski ismi Büyük Çetmi olan Yeşilyurt Köyü’nün 700 yıllık bir geçmişi olduğu tahmin ediliyor. Köye 1993’te köyün ilk butik oteli Çetmihan açıldıktan sonra köy içinde açılan kafeler, dükkânlar, bakımlı tarihi evler, sıcakkanlı insanlarla burası kafa dinlemek için gözde bir yer haline gelmiş. Yüzyıllar boyu Rumlar ve Türklerin birlikte yaşadıkları köy, dağ ve deniz havasının birlikte yaşanabileceği ender yerlerden biri. Burada ayrıca antik çağlardan beri bilinen Afrodit Kaplıcalarını da ziyaret edebilirsiniz.
11. Tahtakuşlar Köyü Etnografya Galerisi
Tahtakuşlar Etnografya Galerisi, doğal güzellikler içinde kurulmuş, Türkiye’nin ilk Özel Etnoğrafya Müzesi. Kaz Dağları’nın eteklerinde kurulu 8 Türkmen köyünden biri olan Tahtakuş’ta, 67 yıllık bir emeğin ürünü olan Alibey Kudar Etnografya Galerisi, Türkiye’nin köyde kurulan ilk özel müzesi. 1992’de açılan ve Türkiye’de ilk kez bir köyde kurulan bir sanat galerisi olan galeri, Orta Asya’dan Türkiye’ye göç eden Konar-Göçer Türk boylarının ilginç ve özgün kültür varlıkları, giyim eşyaları, aletleri, halıları ve çadırları sanat galerisinde her tür sanat yapıtları sergileniyor. Zeytin, zeytinyağı, sabun ve kekik gibi doğal ürünleri de bulabileceğiniz galeride dünyada sergilenen en büyük deri sırtlı deniz kaplumbağasını görme fırsatınız da var. Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı bir köy olan Tahtakuşlar Köyü Edremit’e 17, Akçay’a 5 ve Balıkesir-Çanakkale karayoluna 2 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
12. Şahindere Kanyonu
26 kilometre uzunluğundaki Şahindere Kanyonu, dağdan çektiği çam kokulu havayı ovaya dağıtırken, denizden aldığı iyot kokulu havayı da Kaz Dağlarına çıkartarak bir çeşit baca görevi gören bir bölge. Altınoluk’u oksijen çadırına dönüştüren, şifalı bitki ve otlarla bezeli olan kanyon, kekik kokuları, su ve kuş sesleri ile çevrili cennet bir doğa olan Şahindere Kanyonu, rehbersiz gezmenin oldukça zor olduğu ve ancak Orman İşletme Müdürlüğü’nden izin alınarak girilebilen bir bölge.
13. Antandros Antik Kenti
Altınoluk’a iki kilometre mesafede yer alan önemli bir Troas Kenti olan Antandros Antik Kenti, Mysia ile Troas arasında uzanan yolu kontrol eden stratejik bir konumda yer alıyor. Troia Savaşı’nın öncesine dek uzandığı düşünülen Antandros’un kuruluşu, Herodotos’a göre Persler tarafından milattan önce beşinci yüzyıla dayanıyor. Antandros Antik kenti Bizans İmparatorluğu’nun önemli piskoposluklarından birisiydi. Bölgede çıkarılan buluntuların bir kısmı Bursa Arkeoloji Müzesinde sergileniyor.
Yakın çevrede 3 önemli antik kent bulunuyor. Troya savaşlarından önce kurulmuş Edremit’e 6 kilometre uzaklıkta Adramyttion; dağın güneyinde ve Edremit Körfezi’nin kuzeyinde Kaletaşı Tepesi’nin üstünde kurulu Antandros; Çanakkale sınırları içinde yer alan Assos (Behramkale) kentleri.
14. Darıdere Tabiat Parkı
Kaz Dağları’nın güney yamaçlarında Edremit Körfezi’nin kuzeyinde kurulmuş mavi ile yeşilin birbirine karıştığı ender güzellikleri barındıran Darıdere Tabiat Parkı, yürüyüşü ve kamp yapmayı sevenler için tam anlamıyla cennet. Güneyden Ege Denizi, kuzeyden de Çanakkale Boğazı ile çevrili olması nedeniyle, kuzeyden dağ rüzgârı, güneyden deniz rüzgârının etkisinin yaşandığı parkta birçok ağaç türü, dere ve şelaleler yer alıyor. İçerisinde pek çok turistik tesis, bisiklet parkuru, futbol sahası, kamping alanı gibi pek çok bölümü bulunan park yeşil ile mavinin birbirine geçtiği muazzam bir yer.
Kaz Dağları Nerede?
Çanakkale ile Balıkesir sınırları içerisinde yer alan ve Ege Bölgesi ile Marmara Bölgesi’ni birbirinden ayıran Kaz Dağları, Anadolu yarım adasının kuzeybatısında yer alan, Biga yarım adasının en yüksek dağı. Kaz Dağlarının en önemli merkezleri Küçükkuyu ile Alp Dağları’ndan sonra dünyanın en temiz ikinci yüksek oksijen oranıyla en temiz ikinci havasına sahip olan Altınoluk.