Evliyalardan Hatem-i Esam şöyle demiş; 

Gençliğin kıymetini ihtiyarlar,
huzurun kıymetini huzursuzlar, 
sağlığın kıymetini hastalar, 
hayatın kıymetini ölüler bilir.

Ben buna, zenginliğin kıymetini kalp gözü açık olanlar bilir cümlesini ekliyorum.

★★★

Sebebi şu;
Sitem ediyoruz bazen; 
"Onun var da, benim neden yok” vb. cümleler kurarak.
Kiminin bir eli yağda, bir eli balda velâkin huzuru yok. İsyan ediyor.
Fakirde olsan, zenginde olsan hep eksik bir şeyler var hayata bakışımızda.
Bakın bunu en güzel şu hikaye anlatıyor:

★★★

Günlerden bir gün çok zengin baba oğlunu bir köye götürdü. Bu yolculuğun tek bir amacı vardı, insanların ne kadar fakir olabileceklerini oğluna göstermek. 
Çok fakir bir ailenin çiftliğinde bir gece ve gün geçirdiler.
Yolculuktan döndüklerinde baba oğluna sordu;

- İnsanların ne kadar fakir olabildiklerini gördün mü?

- Evet!

- Ne öğrendin peki?

Oğlu cevap verdi:

- Şunu gördüm; 
Bizim evde bir köpeğimiz var, onlarınsa dört. 
Bizim bahçenin ortasına kadar uzanan bir havuzumuz var, onlarınsa sonu olmayan bir dereleri.
Bizim bahçemizde ithal lambalar var, onlarınsa yıldızları. 
Bizim görüş alanımız ön avluya kadar, onlarsa bütün bir ufku görüyorlar.

★★★

Oğlu sözünü bitirdiğinde babanın sanki dili tutuldu. Karşılık verebilecek tek bir kelime bulamadı. 

...ve oğlu son olarak şu derslik cümleyi ekledi;

- Teşekkür ederim baba. Ne kadar fakir olduğumuzu gösterdiğin için..

★★★

Ne demiş Mevlana; 
Dünya gözüyle bakan yüzü..
Gönül gözüyle bakan özü görür.
..

★★★

Gökten üç elma düşmüş;
Gönül zenginliğinin ne olduğunu bilmeyenlerin başına!