Nedir yanılmak? Düşüncelerin ve yaptıklarının yanlış olduğunu anlamak mı; yoksa haksız çıkma psikolojisinin ardına saklanıp üste çıkma çabasında olmak mı? Aslına bakarsınız ikinci yazdığım çoğu insanın haksız olduğunu fark ettiğinde verdiği tepki. Çünkü kimse ‘haksız çıkmak’ duygusundan hoşlanmaz. Bu yüzdendir bazı kişilikler konu, durum, olay, mekân ne olursa olsun her konuşmada üste çıkmaya çalışır. Elbette doğrusu bu değildir. İnsan haksız olduğunu anladığı anda – ki bunu sadece kişi kendi fark edebilir- başını eğmeyi bilmelidir. Hata yaptım, yanlış düşünüyormuşum deme büyüklüğünü gösterebilmelidir. Zaten her zaman haklı olmak da mümkün değildir. Kimse sizden hata yapmamanızı beklemez; siz bile beklemezsiniz kendinizden. Çok duymuşuzdur bir olay esnasında ne var yani bende insanım, hatasız kul olur mu? Diye. Olmaz elbet, dediğim gibi kimse sizden mükemmel olmanızı, hata yapmamanızı beklemez ama herkes sizden yaptığınız hatayı kabullenmenizi bekler hem de şiddetle bekler bunu. Öyle bekler ki bunu yapmadığınız zaman, mesele incir çekirdeğini doldurmasa bile büyük, başka bir tabirle aşırı tepkiler görürsünüz.
 
Kapitalist sistemin bizlere dayattığı ya da dayatmasına izin verdiğimiz kuralsızlık, tutarsızlık, çıkara dayalı ilişkiler kurma yolundaki istikrarlı adımlarımızda yolun sonunun nereye çıkacağını sanıyoruz??? Sadece kendimizi düşünerek geçirdiğimiz günleri mutluluk olarak mı adlandırıyoruz? Para, makam, sadece kendi egomuzu düşünerek başardıklarımız, maddiyata bağladığımız yaşama duygusuyla tek elimize geçenin psikolojik buhranlar olduğunu göremeyecek kadar kör (mü) olmuşuz.
 
Ne oldu bizlere? Artan şikâyetlerimizde kafamızı meşgul eden bir sürü soru soruyoruz. Cevabını bulamadan unuttuğumuz sorular… Dünya çok değişti, dünyanın sonu mu geldi ne, nereye gidiyoruz, eski aşklar yok, dostluk kalmadı herkes bencil, her şey para oldu, bizim zamanımızda böylemiydi? Şeklinde giden veryansınlar… Özellikle en çok duyduğumuz bizim zamanımızda böylemiydi? Sözüdür. Değildir elbet. Aynı sözü 2,3 kuşak öncesi de söylüyordur muhakkak. İşte tam da bu noktada unuttuk biz olmayı. Kendimizden önce başkasını düşünmeyi, komşu aç iken rahatla uyumayı öğrettik kendimize, ne yani ben mi kurtaracağım dünyayı sözüyle susturduğumuz vicdanlarımızdan sildik yanılma payını. Evet, yanılma payı, haksızlık diyorum. Ne alakası var demeyin. Bencilliğimiz yüzünden kabullenemiyoruz hata yapmayı. Nasıl ben böyle bir şey yaparım, benim gibi yüksek şahsiyet falanca makamın koltuğunun sahibi hata yapar mı yaa ?! Yapar evet, tam da orada, o noktada, o anda yapar. Yapar çünkü araç olan maddiyatla karakterinin yer değiştirmesine izin vermiştir. Yapar çünkü kendisini mükemmel sanıyor. Çünkü en zeki, en her şeyi bilen, en karizmatik, en güzel, en her şey olan ne varsa o. Ama değil aslında, aslında öyleleri hiçbir şey değil… Onlar için söylenecek güzel bir söz var, CICERO     zamanında söylemiş; ‘ Herkes düşüncelerinde yanılabilir ama aptallar yanıldıklarını bir türlü
Anlayamazlar’.
 
 
FARKINDA MISINIZ?
 
HER GEÇEN GÜN KENDİ ÖZ BENLİĞİMİZ, KÜLTÜRÜMÜZDEN GİT GİDE UZAKLAŞIYORUZ.
ÇEVREMİZDE BİRÇOK KALP KIRIYOR, TAMİR ETMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ.
MUTLULUĞU AN’LIK ZEVKLER İÇİNE HAPSEDİP KENDİMİZDE UZUN VADEDE OLUŞAŞACAK BÜYÜK HASARLAR VERİYORUZ. GİT GİDE GÜLMEYİ UNUTUYOR VE DE SAMİMİYETSİZLEŞİYORUZ. SADECE HIRSLA ÇALIŞIYOR BİRLİKTE, EKİP OLARAK İYİ İŞLER ÇIKARILACAĞINI VE ANCAK O ZAMAN MUTLU OLACAĞIMIZI UNUTUYORUZ.
BUGÜN KENDİ EGONU BİR AN İÇİN UNUTUP, BİRİNE GÜLÜMSEMEYE NE DERSİN? ÇIKAR DÜŞÜNMEDEN, ONUNDA SENİN GİBİ BİR İNSAN OLDUĞUNU İDRAK EDEREK, BELKİ GÜNÜ KÖTÜ GEÇİYORDUR: SENİNDE ÖNCEDEN KÖTÜ GEÇTİĞİ ANI DÜŞÜNEREK… HADİ GÜLÜMSE VE BIRAK İÇİNDEKİ O İNSANLIK DUYGUSUNUN VERDİĞİ COŞKU ORTAYA ÇIKSIN!!! 
 
 
DÜŞÜNME MOLASI?
 
Büyük bir nehrin bir yakasından öteki yakasına yolcu taşıyarak geçimini sağlayan yaşlı bir kayıkçı, kayığındaki küreklerden birinin üstüne "İnanç", ötekinin üstüne ise "Çalışmak" yazmıştı. Bu sözcüklerin ne anlama geldiğini soranlara kayıkçı şöyle yanıt veriyordu:
"Nehri karşıdan karşıya geçmek için her iki küreğe de gereksinim vardır. Çalışmaksızın inanç ve inançsız çalışmak, kişiyi bir dairede döndürür, durur. Yaşam yoluna tek kürekle çıkmak, nehri tek kürekle geçmekten farksızdır. İkisinde de tek kürek, kişiyi ileri götürmez."
 
***
 
Amerikalı iş adamı, bir Çinliye alay ederek sormuş:
_Ölüleriniz, mezarlarına koyduğunuz pirinçleri ne zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiş:
- Sizin ölüleriniz, koyduğunuz çiçekleri kokladığı zaman.
 
***
Hıristiyan din adamlarından biri, Ülkemize gelerek küçük bir çocuktan kendisine o şehirdeki kiliseyi göstermesini ister. Kiliseye ulaştıklarında, papaz:
-Aferin çocuğum, der. Yarın buraya gel de, sana cennetin yolunu göstereyim.
Çocuk, papazın niyetini sezerek:
- Siz, kilisenin yolunu dahi bilmiyorsunuz, diye cevap verir. Cennetin yolunu nasıl bileceksiniz ki?
 
***
 
Öğrenci;
-Hocam,diye sormuş.İnsan,maymunun gelişmiş şeklidir''diyorlar.Ne dersiniz? Seyid Ahmet Arvasi cevap vermiş.
-O mantığa göre çınar ağacı da maydanozun gelişmiş şeklidir.
 
***
Sokrat ölüme mahkum edildiğinde esi:
-Haksiz yere öldürülüyorsun diye ağlamaya başlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, bir de hakli yere mi öldürülseydim?
 
 
GÜNÜN SÖZÜ:
 
HİÇ YANILMAMIŞ OLAN BÜYÜK BİR TEHLİKE KARŞISINDADIR. PAUL VALERY