Yazılarında, “bunlar şöyle, bunlar böyle” diyerek bırakın gizliliği, aleni ayrımcılık yapan yazarları ciddiye almıyorum.
Hayatını bir işe, bir ilme, bir zanaata adayan insanlara karşı küçümser tavırlar takınan hiçbir kimseyi ciddiye almıyorum.
Parkta yediği çekirdek kabuklarını yere atıp sonra da çevre kirliliğinden yakınanları ciddiye almıyorum.
Her durumda şikâyet eden ama şikâyet ettiği konuda bir çözüm üretemeyenleri ciddiye almıyorum.
İzlediği dizilerdeki oyunculara özenip, onların tavırlarını taklit ederek "ben de öyleyim" çabası içine girenleri ciddiye almıyorum.
Farklı düşünceleri anlamaya gayret göstermeyenleri ciddiye almıyorum.
Sormayan ve sorgulamayan, başkalarının her dediğini, her yazılanı doğru kabul edenlerin söylediklerini ciddiye almıyorum.
Kendi çıkarlarını ön planda tutanları ciddiye almıyorum.
Düşünce üretemeyen koltuk siyasetçilerini ciddiye almıyorum.
İnsanları bir araya getirip bütünleştirmek yerine o mezhepten-bu mezhepten, bizim mahalle-sizin mahalle, laiksin-dindarsın diyerek ayrımcılık yapıp bölmeye çalışanları ciddiye almıyorum.
Kendi değerlerine yakın olan kesimlerle bir araya gelip diğerlerini dışlayanları ciddiye almıyorum.
Sevdiklerini, yakınlarını, sana önem veren, değer veren arkadaşlarını ilk fırsatta satanları ciddiye almıyorum.
Her şeyin yanlışını bulabilen ama doğrusunu üretmekle ilgilenmeyen yazarları ciddiye almıyorum.
Değişimden yana olduğu söyleyip kendi düşüncelerini değiştirmeyi aklına bile getirmeyenlerin sözlerini ciddiye almıyorum.
Geleceğini yetenekleriyle değil de değişik yalakalık ve dalkavukluk oyunlarıyla inşa etmeye çalışan kişilerin davranışlarını ciddiye almıyorum.
Bir sorun ortaya çıktığında, sorunun nedenlerini araştırmadan çözüm önerisi olarak “eğitim şart” diyenleri ciddiye almıyorum.
Ortak aklı oluşturmak yerine her konuda -ben bilirim- edasıyla yazıp konuşanları ciddiye almıyorum…
Engellilerin engeliyle alay edenleri ne yaparlarsa yapsınlar ciddiye almıyorum…