Balıkesir'imizde dün ile arasındaki farkı farkedebilmeniz
Güzel ile çirkini iyi ayırt etmenize katkı sağlama adına sizleri çok değil 8-10 yıl öncesine götürmek istiyorum.
Niyetleriniz iyiyse eğer inanıyorum ki gördükleriniz gerçek olacaktır.
Kötüyse eğer ne desem boş gelir size.
İyiliklere ve kötülülüklere karşın
Hele önce gözlerinizi kapatın demek istiyorum.
Hâyâl alemine yolculuk yaptığınızı düşünün.
10 yıl öncesiyle bugünü film şeridi gibi gözlerinizin önüne getirin.
Ne geçmişe gideceğim, ne de bugünden sözedeceğim.
Sadece şu soruyu soracağım:
Nerelerdeydik, hangi noktalara ulaştık?
Avutulduk..
Uyutulduk..
Kandırıldık..
diyormusunuz demiyor sunuz?
Sizi bilmem ama ben kandırıldığımızı, uyutulduğumuzu düşünüyorum geçmişte.
Hani 'maymun gözünü açtı" derler ya!
Bir 10 yıl öncesine bakıyorum, bir de bugüne
Dünün Balıkesir'iyle bugünün arasında dağlar kadar fark var diyorum.
Yaradan sizlere göz vermiş göresiniz diye.
Yürek vermiş hissedesiniz diye.
Akıl vermiş düşünesiniz ve iyi ile kötüyü ayırt edesiniz diye..
Buna rağmen yüreklerinde iyiye, güzele, doğruya yer olduğuna inandığım
İçlerindeki şeytani duyguların esaretinden kendilerini birtürlü kurtulamadıklarını gördüğüm
Balıkesir adına yapılan her işe, atılan her güzel adıma
"Ya benim bu adama takıntım var" diyebilen
İçlerindeki şeytani ruh ve düşüncenin yüreklerini teslim almasına karşı direnç gösteremeyen
Bunun içinde Yaradan'a karşı sorumluluklarını unutan
Hemşehrilerime, kardeşlerime ve beni kendilerine "hasım" olarak belleyen dostlarıma
Benimseyecekleri, içlerindeki şeytani duyguları besleyecek
Hatta ve hatta çok sevecekleri
Belki de okuduktan sonra bana karşı duygularının değişeceğine inandığım önerimlerim olacak.
İyi olmalarını değil, kötülükleri nasıl yapabileceklerini anlatacağım kardeşlerime, dostlarıma..
Çünkü ben onları çok seviyorum.
Eğer bugün belli konum ve kimlik sahibiyiz diyorlarsa,
İnkar edeceklerine adım gibi eminim ama, benim katkımın bulunduğunu da bizleri bizden daha iyi bilen, işiten Yaradan'a sığınarak söylemek isterim.
Şunu da paylaşmama izin verin lütfen.
Ben yaradılanı seviyorum, yaradandan ötürü.
Varsın onlar beni sevmesin.
İnanıyorum ki, 10 maddelik öneri onlar için mali milad olur.
Benim değil ama değerli kardeşim Eşref'in bana gönderdiği ve onların anlayacağı dilden;
"Kötü insan nasıl olunur?" tavsiyesini hepbirlikte okuyalım:
***
Madde 1:
Çevrene bakma. Sadece aynaya bak ve kendini gör. Aynaya bakarken "ben ne kadar güzelim, en güzel benim" diye düşünmeyi unutma. Diğer güzelliklerin hepsine gözünü kapat. Her şeye şekil olarak bak. Kimsenin ruhunun derinliklerine inmeye çalışma. Senin için sadece dış görüntü önemli olsun.
Madde 2:
Sadece kendi miğdeni kontrol et. Hatta kontrol etme. Ne seviyorsan ne istiyorsan "yarar mı yaramaz mı"? demeden ye bitir. Doysan bile tabağındaki her şeyi bitir ki başka kimseye bir şey kalmasın. Yerken başkalarının bakmasına izin ver. Neler yediğini görsünler. Onlarda yiyemedikleri için imrensinler. Bu da seni mutlu etsin ve içinden "Bak ben bunu yiyebiliyorum ama siz yiyemezsiniz, buna gücünüz yetmez" diye düşün. Söylemene gerek yok. Sadece düşün, onlar hissederler.
Madde 3 :
Hayatını bin bir zorlukla sürdürmeye çalışan insanların ayağına çelme tak. Sorumluluklarında bulunan çocukları, eşleri, kardeşleri, ana ve babaları umurunda olmasın. Durup dururken onlardan hoşlanma, ya da onların senden daha üstün olan meziyetlerini takdir etmeyip kıskan. Bu yüzden her fırsatta tuzaklar kurarak onlara zarar vermeye işinden etmeye çalış. Çelme takmak üzere her ayağını uzattığında sinsice ve kesinlikle düşüreceğinden emin olarak ayağını uzat. Bunu iyice planla ki kazaya filan gelmesin.
Madde 4:
Çok şık ve en pahalısından giyin. Giydiklerini eskimeden sadece bir kez giydiğin halde bir daha giyme. Sakın giymediklerini başkalarına verme. Sonra alamayacak durumda olduğu halde başkalarının üzerinde seninki ile aynı marka giysiler olur. O zaman senin ne kadar zengin ve itibar sahibi olduğun anlaşılmaz. Bu yüzden iyice paketle ve çöpün en derin ve pis yerine at ki bir daha kimsenin eline geçmesin.
Madde 5:
İnsanların hepsine tepeden bak. Yüzünde gülümseme olmasın. Sadece senden daha itibar sahibi olduğunu ve faydalanabileceğini düşündüğün kimselere gülümse. Ellerini önünde birleştirip onların yanlarında ovuştur. En güzel iltifatları onlara yap. Onların iyi ya da kötü insanlar olmaları umurunda olmasın. Her zaman onların haklarını savun diğerinin hakkını ye ve ezdir.
Madde 6:
Herkesin kalbini kır, aşağılayacak sözler söyle. Onlara beceriksiz ve aptal olduklarını hissettir ki senin yanında elleri, ayakları birbirine dolaşıp dursun. Sürekli hata yapsınlar. Sonrada bu hataları yüzlerine vur. Bunu yaparken sözlerin ile onları yaralamayı sakın unutma. O kadar yarala ki hiç ağlamayanı, bir türlü ağlayamayanı bile ağlat. Ağlamaktan bir daha ağlayamaz hale gelene, gözleri şişene kadar ağlat. Gözyaşları içinde "Timsah gözyaşları" de. Arkanı dön ve git.
Madde 7:
Bir hata yapınca sakın özür dileme. Bu seni yüceltmez aşağılar. Büyük(!) adamlar özür dilemezler. Yaptıkları hata değildir. Kendi kendine oluşmuştur. Onların hayatında hatanın yeri olmaz. Zaten bu hatada karşı tarafın %100 etkisi vardır, yoksa bu hata olmazdı. Öyle ise hem hata yap, hem de karşı tarafın özür dilemesini bekle. Dilemezse bir daha yüzüne bile bakma. Hatta ve hatta elindeki tüm güçleri kullanarak sana yakışan kalleşliği yap. Bu da mı yetmedi, çetecilerle işbirliğine git. Türk; övün, çalış, güven! dedikleri gibi sende sinsi ve şeytani planlarına güven!...
Madde 8:
Dedikodu yap, iftira atmaktan çekinme. Masum hiçbir şeyden habersiz olması, hayatının alt üst olacak olması, bu dedikodu ve iftiraların onun ve çocuklarının hayatını karartacak olması umurunda olmasın. Sana ne ki? Sen mutlu olmana bak. Başkası mutlu olmuş, olmamış senin derdin olmasın. Seveni sevdiğinden ayırmayı da unutma. Takıntılı ol. Asla bu takıntından vazgeçme ki, peşine takılanlar olsun..
Madde 9:
Allah'ın sana emanet olarak verdiğini, hatta başkalarına da yardım edebilmen için fazla fazla verdiğini sakın kimse için harcama. En güzel arabayı, evi eşyayı al. Aldığın şeyleri en pahalı mağazalardan al ve dikkat etki eşi benzeri bulunmasın. Ayağını yorganına göre uzat deselerde inanma, çünkü sen çok büyük adamsın!. Sana ne yorgan, karyola yeter..
Sonra öbür tarafa giderken onları da götürebilmek için bolca paket kağıdı almayı unutma. Hatta mezarını şimdiden çok büyük yaptır ki hepsi sığabilsin. Hadi evi, yazlığı mücevherleri götüremedin bari arabanı götür. Vasiyet olarak "beni arabamla gömün" diyebilirsin. Böylelikle dünyada kimse seni unutmaz. Nasıl hatırlanacağın çokta önemli olmasın. Önemli olan hatırlanman. Adının anıldığı yerde tüylerin diken diken olması seni sevindirsin. "Heh he! nasıl sinir ettim ama" diyerek sevin.
Madde 10:
Velhasıl, yapacağın şeyleri şöyle bir özetleyecek olursak insanları mutsuz etmek, yüzlerindeki gülümsemeyi soldurmak, onları ezmek, ağlatmak, hayatlarını mahvetmek için elinden geleni ardına koyma. Haklarını ye. Zengin itibar ve mevki sahibi olmak için önünde ezmedik yok etmedik adam bırakma. Birbirlerine kırdır. Arkadaşı arkadaşa vurdur. Bırak kendi hallerinde yesinler birbirini. Duygu sömürü yap. Mesleğinin adına meslaktaşlarını kullanarak onu bunu çarp. Harcını borcunu öde. Sakın ola ki meslektaşlarının hakkını arama. Asla yüz vermeki şımarmasınlar, iyiyi kötüyü ayırt etmesini bilmesinler. Herkese çamur at. Bulaşmazsa bile izi kalır. Sonra tüm bunları elde edince beyaz örtüleri giyene kadar yüzünden gülümseme eksik olmasın. Bu zaten son gülüşün olacağı için en önemli kısım burası oluyor. 150 senede yaşasan, en güzelinden ipekli, altın sırmalı elbiseler giyip toprağın altına en pahalı tahtadan yapılmış tabutta da yatsan itibarın en fazla bir kaç saniye daha sürecek. Gerçi biraz geç olmuş olacak ama üzerine atılan toprakların miktarı arttıkça ezilmeye ve birşeyleri daha iyi anlamaya başlayacaksın.
Sana "geri mi gitmek istiyorsun? Artık yapacak bir şey yok" dediklerinde ise tüm yaptıklarına pişman olma. Çünkü son pişmanlık fayda etmez. Şimdi ödeme zamanı. Elindeki avucundaki yetecek mi ödemene? bilmiyorum. Sen genede bir dene ve rüşvet öner. Bakalım, belki kabul eden olur. Belki diyorum bak kesin değil. Kabul etmezlerse şansına küs.
İyi şanslar dilerim sizlere..
Çok ihtiyacınız olacak derim..
***
Bu uzun yazının başında da dedim.
Tekrar ediyorum.
Sizleri seviyorum Yaradandan ötürü.
Sizler hâlâ; "Yok ben senin söylediklerinden birşey anlamadım" diyorsanız
Tek bir önerim olacak;
Pet Shop'a gidip kendinize yakışan bir sipariş verin..!
Yaradan yar ve yardımcınız olsun..
Kalın sağlıcakla.