METE GÜNDOĞAN KİMDİR?

Mete Gündoğan, 1963 Balıkesir – Dursunbey doğumludur.

İlköğretim ve Lise tahsilini Ayvalık ilçesinde tamamladı.

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde Lisans çalışmasını bitirdikten sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Yüksek Lisans çalışmasına başladı. Tez aşamasında British Council’den kazanmış olduğu bursu değerlendirmek üzere İngiltere’ye gitti. Cranfield Teknoloji Enstitüsü’nde Üretim Sistemleri Mühendisliği alanında Yüksek Lisans (1990) çalışmalarını tamamladı.

Doktora’sını (1995) yine İngiltere’de, Cranfield Üniversitesi Endüstri ve Üretim Sistemleri Mühendisliği alanında yaptı.

Doçentliğini 2000 yılında aldı. Balıkesir Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi (yarı zamanlı), Polis Akademisi (yarı zamanlı) ve Uluslararası Saraybosna Üniversitesi ve Bartın Üniversitesi’nde çalıştı.

Akademik çalışmalarının yanı sıra Dr.Gündoğan,

Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Araştırma ve Geliştirme Planlaması Müdürlüğü’nde araştırma mühendisi ve bir müddet de müdür olarak görev aldı.

Devlet Planlama Teşkilatı’nda (DPT) Bilim ve Teknoloji Sektörü uzmanı,

Başbakanlık Başmüşavirliği ve

TBMM’nde müşavir görevlerinde bulundu.

Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde açılan 20nci Dönem Kamu Diplomasisi Kursunu tamamladı.

Çeşitli sanayi çalışmaları ve tecrübeleri çerçevesinde,

Akıncı F-16 Uçak Fabrikası’nda (TAI) Kalite Teminat Sistemleri Başmühendisi olarak çalıştı.

Avrupa Ford Motor Fabrikalarında (Köln-Almanya, Genk-Belçika, Valencia-İspanya, Bordeaux-Fransa ve Dagenham-İngiltere) “Bilgisayar Destekli Bakım Yönetim Sistemi” projesinde mühendis olarak çalıştı.

Özel sektörde üst düzey yöneticilik ve danışmanlık da yapan Dr. Gündoğan, Balkanlarda ve ülkemizde özelleştirmeden alınan birçok fabrikanın devreye alınması projelerini gerçekleştirdi.

Evli ve dört çocuk babası olan Prof. Dr. Gündoğan İngilizce ve Fransızcanın yanısıra kısıtlı derecelerde Felemenkçe, Boşnakça ve Arapça bilmektedir.

Uluslar arası ve ulusal düzeyde birçok yayını bulunan Prof. Dr. Mete Gündoğan’ın akademik ilgi alanları:

Sistem Analizi ve Tasarımı, Üretim Yönetimi Sistemleri, Üretim Planlama ve Kontrolü, Teknoloji Yönetimi, Kalite Teminatı, Toplam Kalite Yönetimi, Bakım / Onarım Planlaması ve Yönetimi, Mühendislik Ekonomisi, Maliyet Analizleri ve Muhasebesi ve Ekonomi (Mikro ve Makro)’dir.

ÇOK SAYIDA KİTABI VAR

Çok satan  Hokkabaz, Adil Bölüşüm, Bakan Hoca, Erbakan, Narkoz ve “Oyun Teorisi” kitaplarının yazarı Prof. Dr. Mete Gündoğan’ın son yazdığı “Para B*k Gibi” yoğun ilgi gördü. 

KİTAPTAN BİR BÖLÜM
Paranın dışkıya benzetilmesi oldukça ilginç bir analojidir. Eğer çok yer içerseniz çok olur. Az yer içerseniz az olur. Yiyip içme de sizin refah seviyenize bağlı bir durum. Sonuçta da dışkı ona göre olur. Bu durum sahip olduğunuz hayvanlar için, aslında bütün canlılar için geçerlidir.
Dışkı üretimini bir sindirim sistemi sonucu olarak görürseniz ilginç çıkarımlara da ulaşabilirsiniz. Yeme içme çok ama dışkı üretimi yok! Burada sindirim sisteminde veya sağlığınızda bir sorun var demektir. Tersi de doğrudur. Yeme içme az ama dışkı üretimi çok. Burada da sorun var demektir. Bu iki hal, var olmaması gereken hallerdir. Sistem sorununa işaret eder.
Ancak ne olursa olsun sonuçta elde edilen şey bir dışkıdır. Kokusu mutlaka çıkar. Pistir. Kirdir. Temizlenmesi gerekir!
 

Mekke dönemi cahiliye sistemi bir avuç “seçilmiş” tarafından yönetilmekteydi. Sistem borca dayalıydı. Ellerindeki finansman imkânlarıyla bir şekilde herkesi kendilerine borçlandırmışlardı. Borçlu olanlar da sistemin köleleri haline dönüşmüşlerdi. Sistemin yöneticileri aynı zamanda dış bağlantılara da sahiptiler. Bu destekler Mekke panayırları üzerinden sağlanmaktaydı. Kureyş örgütü, pazarlarda kurulan ekonomik menfaat birliğini ustaca siyasal bir desteğe çevirmişti.
O dönem Kureyş örgütünün pozisyonu ne ise bugünkü küresel finans elitlerin pozisyonu da odur. Bugün Mekke dönemi cahiliye düzeni yeniden oluşturuldu. Bizler de bu cahiliye düzeninin içerisindeyiz. Bir bakıma mahkûmuz. Bu sistemde ölçü ve mizan öyle bir bozulmuş ki ne yaparsanız yapın hep bir avuç elitin çıkarına işliyor. Hz. Muhammed işte bu düzeni yıkmak için gelmişti ve yıktı. Ancak günümüzde bizler bu düzene ve zulmüne, farklı gerekçelerle de olsa hep birlikte rıza gösteriyoruz.
Bugün yapılacak iş bu cahiliye düzenini yıkmaktır. Bunun geçmişte nasıl yapıldığını anlattık. Bugün de aynı şekilde yapılabilir. Yapılmaması için de hiçbir mazeretimiz yoktur.