- SİZİ düşünceli gördüm üstad; ÖYM'ler kalkacak diye endişelendiniz galiba!
- Eh, biraz... fakat insanı asıl tedirgin eden husus ÖYM'lerin tâdil edilmesi veya içinin boşaltılmasından ziyade değişiklik kararını veren irâdenin, gerekçe diye kamuoyuna, "Öyle uygun gördüm" anlamına gelen asabî, sert, hatta azarlayıcı bir bakış yapmasıdır.
- Yani Başbakan'ı kasdediyorsunuz?
- Hı-hıı, düzenleme belki bugün kanunlaşacak; parti grubunun değişiklik gerekçesi hakkında bilgisi var mıdır meselâ; en yakınında bulunan sırdaşı niteliğindeki kurmaylarının haberi var mıdır? En mühimi kamuoyu bu gerekçeler hakkında bilgilendirilmiş, tatmin edilmiş midir? Hayır. Partisinin bile mâhiyetini, muhtemel sonuçlarını bilmediği bir kanun düzenlemesine gidiyor tek başına. Velev ki kimsenin hikmetini bilmediği çok hayırlı bir değişikliktir... E, biz tek partili tek şefli dönemleri niçin eleştirdik bunca yıl?
- Tek şef... biraz ağır değil mi?
- Bu tabiri ağır bulan, karar mekanizmasının nasıl işlediğini de izah eder Çekirgeciğim. "Ben öyle uygun gördüm; öyle zuhûrat oldu, öyle icab etti" gerekçesinin işlediği ortamları demokratik bulmamakta haklıyım, endişem bu yüzden. Toplumun nabzıyla birlikte yürüyen, hassasiyetlerini dikkate alan bir liderden, "Öyle gerekiyor" bile demeyi vakit israfı gören bir siyasetçiye doğru geçiş görüyorum, üzülüyorum.
- Anketlerde hâlâ önde ama; dün yayınlanan araştırmada yüzde 53-54 destek görünüyor.
- O anketi gördüm Çekirge; dikkatimi çeken şey, ankette sezaryen ve kürtaj konusunun da yüksek destek bulması oldu. Şu anlama geliyor: Gündemi değiştirmek için kalbime doğan ilhamla aldığım kararlar işte bakın nasıl destekleniyor gibi bir şey. Kaldı ki bizim oralarda "Cücüğü güzün sayarlar" diye bir söz vardır. Yani hesap kesim tarihi gelmeden skor belli olmaz. Benim gördüğüm şey, partinin organik destekçisi olmadığı halde demokratikleşme, normalleşme uğruna Başbakan'ı destekleyen kesimin artık enikonu tereddüt etmeye başladığıdır. Tam da böyle bir demde Numan Kurtulmuş'un AK Parti'ye iltihak edebileceği yolundaki haberlerin basında görünmesi, sana da mânidar görünmedi mi?
- Niyeküne?
- Ak Parti'yi beğenmeyen eski destekçilerinin tercih edebileceği adreslerden birisidir Numan Bey. Bir nevi alternatiftir. Alternatifsiz kalmak her siyaset adamının hoşuna gider Çekirge...
- Çok fenasınız üstadım; sizi niyet okumakla itham edebilir miyim?
- Edebilirsin Çekirge, üstelik bunun vebâli de var ama bugünlerde Başbakan'ın nasıl düşündüğünü herkes gibi ben de merak ediyorum. Dündü galiba; Başbakan'ı şu zorlu demde bile destekleyen gazete yazarlarından birinin Suriye tahlilini okurken, sanki bazı ipuçları yakalar gibi oldum. Diyor ki yazar, Türkiye'nin asıl derdi Suriye değil zihnî bulanıklıktır; gazetecinin, sivil toplum mensubunun, dava adamıyım diye geçinen bir takım kişilerin kendini devlet gibi görmesidir. Eline küçücük bir iktidar alanı geçiren bazı zevatın kendini devletin sahibi gibi havalara girmesidir ki işte bunlar işlerine gelmeyince verip veriştiriyorlar...
- Çok ilginç, bence adrese teslim mektup!
- Devamı var: Bürokraside ufak bir mevki edinen, bir şekilde devlette "iş bulan" adamlar telefonu veya kalemi eline alıp âleme nizam vermeye kalkışıyorlar diyor. Büyük lâflar ederek devlet adına konuşarak, bilmedikleri konularda ahkâm kesiyorlar diyor. Bu çok rahatsız edici bir eğilimdir diyor. Bu ülkede kimse işleri, oy verip hükümet ettiklerine bırakma niyetinde değil diyor.
- Aa, bu çok ilginç bir cümle değil mi üstadım, "Oy verdim diye her işe burnunu sokma bakayım" anlamına gelmiyor mu? Ayol katılımcı demokrasi nerede kaldı peki?
- Ben o kadarını bilemem Çekirge; bilsem köşe yazarı olurdum herhalde!