Kadınların ve erkeklerin görünümlerine daha çok özen göstermesiyle birlikte farklı medikal estetik prosedürlerin kullanımı gündeme gelmektedir. Özellikle cildin daha genç, canlı ve sağlıklı bir görünüme sahip olması amacıyla uygulanan PRP ve mezoterapi farklı yaş gruplarındaki kişilerin yoğun ilgisiyle karşı karşıyadır. Uzman Dr. Şafak Göktaş mezoterapi ve PRP başta olmak üzere sunduğu çeşitli medikal estetik prosedürler ile her hastasının ihtiyaçlarına ve beklentilerine uygun çözümler sunmaktadır. Siz de daha genç bir cilt görünümüne sahip olmak için Uzman Dr. Şafak Göktaş ile iletişime geçebilir, size özel planlanan tedavilerin keyfini çıkarabilirsiniz

Platelet Rich Plasma yani PRP, trombosit ve pıhtı hücresi yönünden zenginleştirilmiş plazma tedavisidir. Tedavi kapsamında hastadan 8 ila 20 ml aralığında kan alınır. Alınan kan santrifüj işleminden geçirilerek tedavi edilmek istenen bölgeye enjekte edilir. PRP tedavisi; çeşitli nedenlere bağlı olarak bozulan dokuların kendi kendini onarma refleksini güçlendirmek ve harekete geçmeleri için tetiklemektir. PRP tedavisi, hastanın kendi kanı kullanılarak gerçekleştirildiği için vücutta hiçbir yan etkiye neden olmaz. PRP tedavisinin sağladığı en büyük faydalardan biri, yalnızca enjeksiyon bölgesini değil derinin büyük bölümünü etkilemesidir.

Medikal estetik bir prosedür olması nedeniyle PRP, cerrahi bir müdahale ve genel anestezi olmadan uygulanır. Hastalar PRP seanslarının ardından günlük yaşamlarına kaldıkları yerden, kesintisiz bir şekilde devam edebilirler. PRP prosedürünün uygulama alanı son derece geniştir. Yaş almaya ve güneş ışınlarının zararlı etkilerine bağlı olarak deride ortaya çıkan izleri, lekeleri, çatlakları gidermek, saç dökülmesi sorununu önlemek ve farklı estetik beklentileri karşılamak amacıyla PRP prosedüründen faydalanılabilir.

PRP Neden Yapılır?

Cilt gençleştirme, ciltteki lekeleri giderme, saç sağlığını iyileştirme, estetik ameliyatlardan sonra iyileşme sürecini hızlandırma ve eklem bölgelerindeki kireçlenmeleri giderme amacıyla PRP tedavisine başvurulabilir. PRP prosedüründen boyun, yüz, dekolte bölgesi, el üstü ve saçlı deride cilt gençleştirme amacıyla faydalanılabilir. Göz altındaki morlukların ve lekelerin tedavisi amacıyla da PRP tedavisi uygulanabilir. Diğer yandan diz eklemlerinde ortaya çıkarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ağrıların giderilmesi amacıyla PRP’nin etkili bir tedavi yöntemi olduğu bilinmektedir.

Cerrahi bir prosedür olmaması nedeniyle PRP için hızlı, ağrısız ve kolay bir tedavi demek mümkündür. Hastalar, PRP seansından sonra bir iyileşme süresine ihtiyaç duymazlar. Diğer bir deyişle günlük yaşantılarına kaldıkları yerden devam etme avantajına sahiptirler. PRP tedavisi kapsamında hastanın vücudundan alınarak işlemden geçirilen kan kullanıldığı, yani vücut dışından hiçbir madde hastanın vücuduna verilmediği için alerjik reaksiyon oluşmaz. Enjeksiyondan sonra bir yan etki söz olmadığı gibi cildin kendi kendini onarma süreci hemen başlar.

Yaş almanın ciltte neden olduğu olumsuz etkilere karşı geliştirilmiş en etkili tedavi yöntemlerinin başında PRP gelir. Zamanın ciltteki olumsuz etkilerini gidermek, canlı, kusursuz, genç ve lekesiz bir cilde sahip olmak amacıyla PRP tedavisinden sıklıkla faydalanılır.

Daha Canlı Bir Cildin Sırrı: PRP

PRP prosedürünün ilk adımında hastadan belirli bir miktar kan alınarak santrifüj işleminden geçirilir. Daha sonra bu kan, tedavi edilmek istenen bölgeye enjekte edilir. Santrifüj işlemi sırasında hastanın kanındaki trombositler yoğun bir şekilde bir araya toplanmakta olup platelet olarak da adlandırılan trombositlerin en önemli özelliği, cilt üzerindeki deformasyonları ve yaraları hızlıca iyileştirebilmeleridir. PRP tedavisi, cildin yeniden yapılanması sürecini destekleyerek yaş almanın neden olduğu pek çok farklı sorunun ortadan kalkmasını sağlar.

PRP tedavisi uygulanacak hastadan çay bardağının yaklaşık onda biri kadar kan alınır. Alınan kan santrifüj cihazına yerleştirilir. Kanın platelet bakımından zengin kısmını açığa çıkarmak için kan 8 dakika boyunca 3000 devir/dakika işleme tabi tutulur. Ayrıştırılan kan içinde yoğun miktarda bulunan trombositler, PRP için gerekli olan maddedir. Bu maddenin enjeksiyonuyla PRP prosedürü tamamlanır.

Hastanın kanından elde edilen plazmada yoğun miktarda trombosit ve lökosit bulunur. Aktive olan trombositlerde ve lökositlerde büyüme faktörü salgılama özelliği vardır. Büyüme faktörleri ise kök hücrelerin göçünü ve çoğalmasını tetikleyerek dokuların kendini yenileme sürecini başlatır.

Uygulanan PRP enjeksiyonundan sonra cilt gençleşmeye başlar, eskisinden daha dinamik ve canlı bir görünüm ortaya çıkar. Çeşitli nedenlere bağlı olarak yüz bölgesinde ortaya çıkan ince kırışıklıkları da PRP ile gidermek mümkündür. PRP cilt nemliliğini önemli ölçüde artırarak akne, yara ve sivilce izlerinin onarılmasına katkıda bulunur.

PRP tedavisinin, genel sağlık durumunda uygulamaya engel bir durum olmayan herkese uygulanması mümkün olsa da PRP yapılacak kişinin kanındaki trombosit sayısı önemlidir. Kanındaki trombosit sayısı normalden az olan hastalara PRP yapılmaz. Kandaki trombosit sayısı arttıkça PRP tedavisinin etkisi ve başarı oranı da o ölçüde artar.

PRP tedavisinin kaç seans şeklinde uygulanacağı; her hasta özelinde yaş, ihtiyaçlar ve tedavi edilmek istenen bölgenin mevcut durumu gibi etkenlere bağlı olarak belirlenir. Enjeksiyon sonrası hafif şişlik, morluk ve kızarıklık görülmesi olağan ve geçici bir durumdur.