Ressam, Lokantacı ve Yaşlılar Haftası..

takvim yaprakları bugüne

"Yaşlılar Günü" diye not düşünce

ak saçlılara methiyeler düzmek amacıyla

başta siyasiler birbiriyle yarışıyor sosyal medyada.

gerçi ben şu gün veya haftalardan oldum olası haz etmem. yapmacık geliyor her nedense bana.

hem bakın yaz aylarına, tek bir "hafta" veya "gün" yoktur kutlanacak yıl dönümlerinden başka.

sonbaharla birlikte başlar tüm kutlamalar her nedense!

Anneler, Babalar, Yaşlılar, Sevgililer, Öğretmenler... ve daha niceleri..

insan dediğin sene de bir gün mü sever veya hatırlar anasını, babasını, atasını hem..

neyse mevzumuz bu değil.

Yaşlılar Haftası mesajlarını görünce yaşanmış bir öykü geldi aklıma.

paylaşayım seninle.

günlerden bugün

70’lik ressam, bir lokantaya girer.

cebinde parası yoktur, ama aldırmaz.

lokantacıya yapacağı portresine karşılık karnını doyurmak istediğini söyler.

ardından güzelce karnını doyurur.

sonra bir çırpıda lokantacının portresini çizerek masaya bırakır.

kalkarken adam gelir, resme bakar, beğenir.

güzel ama” der lokantacı:

bir dakikada yaptınız bunu, oysa bir saattir yiyorsunuz.”

bunun üzerine ressam:

bir dakika değil beyefendi,

70 yıl ve bir dakika” karşılığını verip yoluna koyulur.

lokantacıysa söylenenden hiç bir şey anlamamış olacak ki yaşlı adamın arkasından homurdanıp durmuş!

arkadaşlar

ressamın verdiği cevaptaki zarafete bakar mısınız!

lokantacının yapılan işi basitleştirmeye çalışması karşısında nasıl da ince bir ders vermiş bizim ak saçlı.

70+1 ile fırçayı kalbine saplamış adeta!

hem ne demiş üstat;

"tecrübe okulunun öğrenim ücreti yüksektir; ama akılsızlara bir şeyler öğretebilen, başka okul da yoktur."

O vakit

gökten üç elma düşsün;

tecrübeyi hafife alanların başına!

kendini yaşlı hissedenlerin gününü tebrik ederim!

selâmetle