SAYIP DA SEV(E)MEDİKLERİMİZ...

"65 yaş üstü 

dışarı çıkmasın"

iyi güzel de

bizim evde benden başka 

herkes sokakta, işinde, gücünde 

onların eve taşıma 

riski yok mu virüsü?

Durum ciddiyse,

ki Italya'daki ölümlerden

çok ciddi olduğu anlaşılıyor

her yaş grubu için

genel bir sınırlandırma

getirilmesi daha sağlıklı 

olmaz mıydı?

Bu arada 

65 yaş üstü insanlara

farklı bakışı getirdi "korona".

Yerel yönetimlerin öncülük etmesi anlaşılabilir gibi değildi buna.

Ardından kimi vakit adına

"bok çukuru" dediğim 

sosyal paylaşım sitelerinde 

haysiyet cellatları girdi devreye.

Yaşlılarımızı 

dünyanın başına kabus gibi çöken, 

biyolojik savaş provasını andıran 

Covid-19 virüsüne taşıyıcılık yapan mahlukat gibi görmeye/göstermeye başladı.

Tecrübeleri/deneyimleri

hiç bir diplomayla kazanılamayacak 

65 üstünün ikinci sınıf insan

ve her an kurban edilmeye hazır 

koyun gibi görülmesi, 

salgının yayılma müsebbibi olarak 

algı yaratılması affedilir değil.

Hele birde her yazısında 

karşı mahallesindeki insanla alay edip

yaşadığı ülkesini küçümseyerek yazarlık, pardon trolluk yapan birinin paylaşımı vardı ki gördüğümde tüylerim ürperdi.

65 yaş üstündekilere 

mealen şöyle çemkiriyordu:

tecrit edildiniz, 

öleceksiniz, 

kurtuluyoruz sizden..

En çok okunan yazarı böyleyse 

bu ülkenin, vay halimize!

En akıllısı pespaye bir dil kullanırsa 

sosyal medyada hesap açmakla

sosyalleştiğini sananların 

anasına, babasına, ninesine, dedesine, atasına;

yaşlı bunak, dinazor, moruk

otur oturduğun yerde, senin yüzünden öleceğiz..

bunların ellerinden ulaşım kartlarını alacaksın,

dışarı çıkanın emekli maaşını keseceksin,

yetmedi üzerine para cezasını yapıştıracaksın...

diyerek akıl veren 

fikirleri parlak, zihinleri karanlık, 

gülünç olduğu kadar hazin bir belagat sahibi istikbale sözümüz olmaz.

Manzaraya baktıkça, hüzünleniyoruz sadece.

Kimileri vardır 

hiç ölmeyecek gibi, her anı ölüm korkusuyla yaşar.

Kimileri de vardır 

her an ölecekmiş gibi, ölümle kolkola günü yaşar.

Korona kimi yaratılmışları bugünden 

anatomisi canlı hücrelerden oluşan 

birer cyborga dönüştürdü!

Öyle olmasaydı eğer;

Kardeş kardeşten,

Yeğen amcadan, teyzeden

Torun dededen, nineden kaçar mıydı hiç?

Yaşlısına "saygı" için resmi programlar yapan bir ülkenin yurttaşı, yaşca büyüklerine itilmiş, kakılmış muamelesi yapan koroya kendini kaptırır mıydı hiç ?

Yerel yönetimler 

"Dışarıda yaşlı görürseniz hemen bizi arayın" diye ihbar hatları açar mıydı hiç?

Bugünün gençleri, sosyal medyasız hiç olduklarını bilmelerine rağmen kendilerini çok akıllı hissediyorlar.

Bende çok isterdim,

yaşlanmadan akıllanmayı!

Bakın hem ne diyor 

bir dinazor, pardon filozof:

Gençler, 

ihtiyarların aptal olduklarını sanırlar; 

ama ihtiyarlar; 

gençlerin aptal olduklarını bilirler.

...

Son söz

İnsanların ihtiyarları saydığını, ama sevmediğini de gösterdi bize Covid-19 belası. Heyhat!

...

Tekrar başa dönüp 

not düşmeliyim bugünün tarihine şunu:

65 yaş üstü risk grubundaysa, 

ki bu doğru 

o vakit herkes "evde kal"malı.

Ben evde kalır, 

ailenin diğer fertleri çıkarsa 

onlar "taşıyıcı" grubuna girmez mi? 

Sokaktan getirip bana bulaştıramaz mı virüsü?

Neyse aklımız ermez hem bizim bu işlere, büyüklerimizin vardır bir bildiği herhalde.

Olmasaydi "65 yaş üstü" demezlerdi durduk yere!

....

Bu arada şunu bilin.

ben o dinazor dediklerinizin sınıfına dahil olamadım henüz. 

O mertebeye ulaşabilmem için çok zor, çok çetin geçecek 8-9 yıl var katetmem gereken.

Haydin selâmetle.. 

#EvdeKalGazeteKitapOku