Sevgili dostlar, CHP'nin yeni Genel Baskanı Özgür Özel ile fotoğrafımı sosyal medya hesabımdan paylaştım.
Tabii ki sosyal amacı açıklayarak. Bu göruntü, kişisel değil, kamusal (medya) görev döneminin tezahürüdür. Öncelikle siyasi parti liderliğine seçilen kişiyle "yakınlık" imâsı, kişisel ve sosyal prestij devşirme çabası içinde olanlarla aynı kaygı ve tercihi paylaşmadığımı samimiyetle belirteyim.
Bu paylaşımın sosyal mesajlarını açık, net ve kısaca belirtiyorum.
* Siyasetten basit beklentim: Ahlâkî olarak bunaltıcı şartları dışa vurmak, kolektif olarak arzulanan sonuçların daha insanî tarzda elde edilebileceğini umut etmek. Bunlara her şey dahildir.
* Değerler dünyasının ıslah edilmesi: Değerler, en sık kullanılan ancak içeriğine en uzak durulan alan. Kötü/yanlış davranışlar karşısında iyi/doğrunun ne olduğu hakkındaki ahlâkî mülahazalar değerdir. Davranışlar hakkındaki ahlâkî yargılar diyebiliriz kısaca...
* Şimdi gelelim hepimizi ilgilendiren boyutuna. Partinin lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu da aynı stüdyoda henüz siyasete yeni katıldığı dönemde konuk etmiştim. Mukayese yapmak değil amacım; sadece bir siyasi görüşü destekleyenlerin tercihe geçerken tutumları...
* CHP gelen kurulunda gördük ki vefa, erdem, siyaset ahlâkı ve değerler çatışması belli bir ideolojinin değil, toplumsal bir sorunumuz olduğunu gördük.
* Başka neler... Yıllarca aynı safta siyaset yapanların ne çok öfke biriktirdiğini, mensuplarından çogunun siyaset yoluyla yüksek değerler uğruna değil kişisel beklentilerini karşılamak için çaba harcadığını...
* Seçim sonuçları açıklandıktan hemen sonra, eski liderle fotoğrafları sosyal medya hesaplarından kaldırıp, yeni liderle fotoğrafları süslü sözlerle paylaşanlar, "çıkar dünyasının" resmini sergiledi.
Sosyal mesaj:
Siyasetin hayatın her alanına nüfuz ettiği bir ülkede; hangi siyasî görüşün taraftarı olursa olsun, mensup (intisaplı) olmanın irade bağlayıcı hükmü geçerli. Toplumsal yaşam kalitesi kaybına siyasetin etkisi güçlü. Ana muhalefetteki bir partinin de doğal olarak siyasetin bozucu etkisinden kurtulamadığı açıktır. Siyasetin maddi/manevi güç ve yönetme hırsıyla yapıldığı tescillenmiştir. Siyaset; ahlak ve evrensel değerler dünyasının dışında kaldığı sürece başta belirttiğim meşru arzularım da karşılıksızdır.