Dünya genelinde Devletlerin ve Hükümetlerin dar boğaza itildiği bir dönemde yapılan aşırı zamlar, Devletleri ve Hükümetleri alabildiğince sarsıyor, pek çok ülke halkını da isyana ve aşırı tepkilere zorluyor.
Özellikle Petrole dayalı tüketim malları yanı sıra akaryakıta yapılan akıl almaz zamlar diğer tüketim maddelerini de zam yapmaya zorluyor ve genelde en masum yiyecek içecek ve her daim kullanılan temel ihtiyaç maddelerini dahi ulaşılamaz ve hatta ulaşılsa bile alınamaz hale getiriyor.
Soğanın, patatesin, pırasanın, lâhana ve karnabahar gibi sebzelerin televizyon reklamlarıyla satılacağı yakın zamana kadar kimin aklına gelebilirdi ki.? Ispanak, havuç, limon Vs. adeta sarraf dükkanındaki altın gibi, mücevherat gibi satılacak deseler kim inanırdı.?
Asırlardır fakir ülkelerin kanını, iliğini ve canını sömüren Avrupa Devletlerinin yakacak odun kömür stoklayacakları akıllardan geçer miydi.? Almanya yakacak odun stokluyor, Hollanda neredeyse montofon ineklerinin dışkılarından tezek yapacak hale geldi. Tüm Avrupa milletleri yakacak odun için asırlık ormanlarına kurbanlık koyun gözüyle bakıyorlar. Avrupa’da Polis ve Jandarma ormanları halklarından korumak için 24 saat teyakkuz halindeler. Ormanları vahşi hayvanlardan değil, vahşi Avrupa insanlarından nasıl koruyacağız diye kara kara düşünüyorlar.
Peki tüm dünya Devletleri bu haldeyken özellikle Ak Parti iktidarındaki Türkiye de öyle mi.? Türkiye de Doğalgaz yok mu? Benzin yok mu? Mazot ve motorin bulunmuyor mu? Odun, kömür ve diğer yakacaklar için halkımız kuyruklarda mı bekleşiyor.? Türkiye nin Çarşı ve pazarlarında Avrupa’nın bulamadığı sebzeler, meyveler sergileri doldurmuyor mu? Doğal gazımızla evlerimiz ısınırken, mutfaklarımızda çorbalarımız kaynamıyor mu.?
Evet; pahalılık dünya genelinde olduğu gibi bizde de var. O halde yağı 5 litre alacağımıza 2 litre, şekeri 10 kilo alacağımıza 3 kilo ve diğer temel gıda maddelerini insaflı bir şekilde alırsak bu dar boğazı rahatlıkla aşacağımızı akıllardan çıkarmamak gerekir.
Tüm dünyayı kasıp kavuran pahalılık ülkemizde de var ama, marketlerde pazarlarda temel tüketim mallarımız da var. Avrupa’da ise halkın parası var fakat alacak malı yok. Marketlerin rafları bomboş. Avrupa’nın Isınacak doğalgazı olmadığı gibi, benzini, mozotu, motorini bitti bitecek. Benzin ve mozot kuyrukları her gün TV lerin ana haberi. Adamlar kışın evlerinde donarak ölmemek veya en azından hasta olmamak için Türkiye’nin otel ve pansiyonlarında boş yer bırakmadılar.
Avrupa hastanelerinde tedavi olamayan Almanlar, Fransızlar ve diğer Devletlerin insanları tedavi için akın akın Türkiye’ye gelmiyorlar mı? Ana Muhalefet CHP nin tüm engellemelerine rağmen Ak Parti iktidarının ve özellikle Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey’in tüm vatan sathına serpiştirdiği Şehir hastaneleri, Üniversite hastaneleri, Devlet hastaneleri Türk insanı yanı sıra Tüm dünya insanlarına hizmet vermiyor mu?
Kapılarımızı yardım için insanlarına ardına kadar açtığımız emperyalist Devletlerin hainliklerini, nankörlüklerini ve Türkiye’ye karşı ihanetlerini de unutmuş değiliz.!
ABD, AB ve tüm Avrupa Devletleri Ambargolarla Ülkemizi yıllar boyu Kırıkkale piyade tüfeğine mahkûm etmediler mi.? ABD ve Avrupalı emperyalistler paralarını peşin verdiğimiz silahlara dahi el koydukları gibi çoğu kez ‘’PKK eşkıyasına karşı kullanamazsınız’’ diyerek şart koştular. Bunun yanı sıra müttefik olduğumuzu utanmadan ve yüzleri kızarmadan söyleye söyleye PKK eşkıyasına ve muadillerine binlerce Tır savunma ve saldırı silahını parasız ve şartsız verdiler. Yunanistan ve Trakya’daki askeri yığınakları görmezden gelmek mümkün mü?
Ak Parti iktidarının ve Tayyip Bey’in atılımlarıyla IHA larımızı, SİHA larımızı, Uçaklarımızı, Tank, Gemi füze ve envai çeşit savunma ve saldırı silahlarımızı dünya fuarlarına çıkardığımızda ise adeta şoke oldular. Anadolu semalarımızda, Libya, Azerbaycan, Somali, Sudan, Litvanya, Irak ve Ukrayna semalarında İHA, SİHA yanı sıra Baykar Akıncı, Baykar Bayraktar TB3 leri gördüklerinde beyinlerinden vurulmuşa döndüler. Son sistem ve güçlü silahlarımızı Asya ve Afrika ülkeleri yanı sıra Macaristan, Polonya ve bazı AB ülkelerine pazarladığımızda ise çıldırıyorlar, daha doğru tabirle kuduruyorlar.(!) Çünkü artık eski ve muhtaç Türkiye yok.!
‘’Batılı emperyalistlerin uşağı olmayı çağdaşlık, Allah’a kul olmayı yobazlık olarak gören’’ ve fakat gerçek yobaz tek parti döneminden kalma çarpık zihniyet mensupları Cumhuriyet tarihi boyunca, 100 yıldır ülkemizin tüm sanayi hamlelerini akamete uğratmadılar mı? Uçak sanayimizi, silah sanayimizi, Oto sanayimizi hâsılı tüm atılımlarımızı Batılı emperyalistlere uşaklık uğruna toprağa gömmediler mi? Nuri Demirağ’a, Nuri Killigil’e, Vecihi Hürkuş’a adeta kan kusturup fabrikalarını havaya uçurmadılar mı? Uçak ve ağır silah fabrikalarımızın kapatıldığı, toprağa gömüldüğü ve hatta havaya uçurulduğu yıllarda ülkemize hakim zihniyet CHP nin çarpık, tek parti Kemalist zihniyeti değil miydi.?
Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın Devrim otomobilinin nasıl sabote edildiğini bilmeyen var mı? Yine Erbakan’ın yüzde 100 yerli sanayi ürünü olarak yaptığı ve köylerimizde halâ çalışan Gümüş Motor fabrikasını nasıl batırdılar.? Yine Erbakan’ın Ağır Sanayi hamlesini sabote etmek için Fabrika temellerini çalıp halkımızı ifsat edenler CHP ve AP ye yuvalanmış çarpık Kemalist zihniyetli Batı piyonu Parlamenterler değil miydi? Ta ki, Ak Parti ve Tayyip Bey Ülke yönetimini ve daha doğru bir tabirle dizginleri ele alıncaya kadar.
Ak Parti iktidarı ve Cumhurbaşkanımız Tayyip Bey’in ülkemizi 20 yılda muasır Devletler ve milletler seviyesinin üzerine çıkarmış olmasını gerici ve yobaz Kemalist zihniyet halâ kabul edemiyor. Envai çeşit hile, desise, yalan ve iftiralarla feraset sahibi milletimizi ifsat edip Ak Parti iktidarını ve özellikle Tayyip Beyi iktidardan uzaklaştırmak için çalışmıyorlar mı?
Devasa köprülerimize, tünellerimize, metrolarımıza, marmarayımıza, hava alanlarımıza, otobanlarımıza, limanlarımıza, tüm sanayi atılımlarımıza ve dünyanın hayranlıkla izlediği çağdaş ve modern Türkiye’ye düşmanlıkta ebedi ve ezeli düşmanlarımızı geçmediler mi.? Şimdi de utanmadan milletimizden iktidar istiyorlar. Hayret ! Türk milleti o kadar aptal mı ki, bunlara iktidar versin!
Adeta yalan makinesi haline dönüşen ana muhalefet partisi liderini izlerken insanın gülme krizine tutulmaması mümkün değil. Sabah doğru diye söylediğini akşam olunca hayır öyle değil böyle derken yüzü bile kızarmıyor. Emperyalist Devletlere ülkemizi ve özellikle AK Parti iktidarını ve Tayyip Beyi şikayet etme düşüklüğünden bu güne kadar kurtulamadı bu adam.!
Emperyalistlerin Türkiye uzantısı Elçilik ve Konsolosluk kapılarının eşiklerini aşındırdılar. Baktılar gördüler bu iş Elçilik ve konsolosluk ziyaretleriyle ve balık lokantalarıyla olmayacak, bu defa ABD ve İngiliz komplocularının ayaklarına kadar gidip yüz sürdüler.
Tek amaçları kalkınan ve şahlanan Türkiye’nin önüne takoz olmak, dünya lideri Tayyip Beyin önünü kesebilmek için emperyalistlerden icazet alabilmek. Onu da alamadılar. Çünkü emperyalistler bunların karakterlerinin bozuk ve çarpık olduğunu, beceriksiz olduklarını yakından müşahede ettiler ve bunlara daha fazla yüz vermeden kapı dışarı ediverdiler.
Uşaklığı çağdaşlık olarak kabul eden yobazların elinde ülkemiz ve ülke insanımız 100 yıldır devamlı ezildi, devamlı horlandı ve devamlı üçüncü sınıf insan sayıldı. Tanzimat tan buyana yapılan ihtilallerde, darbelerde, suikastlerde hep aynı çarpık zihniyet sırıtmaktadır. Dün Vatanımızı bir uçtan bir uça işgal eden emperyalistlerin, bugün ayaklarına kapanıp,’’on para ver on para ver on para yoksa beş para ver’’diye dilenmek ve icazet almak için yalvaran zihniyete özellikle dikkat edilmelidir.
Aynı zihniyetin dedeleri 150 yıl önce, birer vatan kahramanı olan Sultan Abdülaziz - Sultan Abdülhamit Han ve Osmanlı Cihan Devletine ihanet etmişler ve kapağı ABD - İngiliz elçiliklerine atarak sığıntı olmayı kabul etmişlerdi. Bugün ise onların torunları parti ve parti lideri görüntüleriyle aynı ihaneti sergiliyorlar. Bir kısım alnı secdeli ahmakları da yedeklerine alarak.!
Batılı emperyalistlerin elçilik eşiklerine yüz sürmeleri, ayaklarına kadar gidip yalvarmaları boşuna değildir. Adeta saman altından su yürütüyorlar ve bunu hiç kimse görmüyor ve anlamıyor zannediyorlar. Bu Batı hayranı, yalaka ve zavallı zihniyete bu bakımdan dikkat etmek gerekir.
Gün yüzüne çıkabilecek herhangi bir ihanet veya olumsuzlukta bunlar da dedelerinin yaptığı gibi, elçiliklere veya konsolosluklara kapağı atıp sığınma talebinde bulunabilirler. Balık lokantalarında şampanya patlatıp fis-kos yapmaları boşuna değildir. Simaları, isimleri ve soyisimleri değiştirilmiş olsalar da aynı kanı taşıdıkları unutulmamalıdır (!)
Çünkü ihanetlerin raconu budur. İhanet et, baktın gördün olmadı o zaman efendi kabul ettiklerinin ayaklarına kapan iltica et. Feto öyle yapmadı mı? Fetö nün evlatlığı basketbolcular, eski futbolcular, gazeteci kılıklı ajanlar, polis görüntülü yavşaklar öyle yapmadılar mı ?
Bu arada CHP ve dolayısıyla Kılıçdaroğlı’nun alnı secdeli mesai arkadaşının Televizyon kanalına da dikkat etmek gerekir(!) Feto’nun evlâtlığı eski futbolcunun ekranlara çıkarılmasının hikmeti bilmiyoruz ne ola(!) O halde gizli açık ihanet plânları yapanlar dikkatlice izlenmeli ve Elçilerle, Konsoloslarla ve Batılı Devletlerin başkentleriyle çok fazla içli dışlı oldukları tespit edilenler istihbaratın gözünden kaçırılmamalıdır. 13 Kasım 2022 Blk.