Aylar, haftalar, günler ve nihayet saatler geldi geçti ve 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimleri yapıldı. Her zaman olduğu gibi zafer yine Tayyip beye ve dolayısıyla Ak Partiye nasip oldu. Tüm dünya Müslümanlarının yüzü güldü. Bazı büyükşehir ve şehirlerin iktidarın elinden çok az sayılarla da olsa kayıp gitmesinden dolayı sevincimiz biraz buruk oldu, ama zafer yine de İnananlarındı.
Küfür dünyası Türkiye’mizin, dünya Müslümanlarının ve Tayyip beyin azılı düşmanı olduklarından dolayı, topyekûn seçimin kaybedenlerinin yanında yer aldılar. Seçimlere katılan bazı minik particiklerin yanılttığı bazı masum insanlarımız da maalesef Tayyip Beye az da olsa yara açtı diyebiliriz. Oy hırsızları, tutanak sahtekarları ve fetö iltisaklı (!) olduğu kanaatinin hasıl olmasına sebebiyet veren bir kısım hakimler de bu seçim sonuçlarının oluşmasından hiç de masum değildirler.
Bazı Büyükşehirlerimizde ve özellikle İstanbul ve Ankara da yapılmış olan organize oy hırsızlığı ve tutanak sahtekârlığı, organize hırsızlığın boyutlarını tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdi. Hele hele CHP nin, oyların yeniden sayılmasına ve karışıklığın düzeltilmesine itiraz etmesi, bazı basın yayın organlarının; ‘’Oyları çalan CHP, İtirazlara karşı çıkan CHP, Oy sayımını durduran yine CHP. Bunun adı hem hırsızlık hem de arsızlık’’ diye manşet atmalarına sebep oldu.
İstanbul ilçelerinde yapılmakta olan oy sayımını gece yarısı hâkime müracaat ederek; oylar sakın sayılmasın, aman sayılmasın diye gece yarısı durdurtan CHP nin bu telâşı elbette akılları kurcalayan bir olaydır. Anlaşılıyor ki organize tertip ve organize hırsızlık ortaya çıkmasın derdindeydiler. (!)
Geçmişteki CHP devri saltanatlarında yapılmış olan açık oy gizli tasnif maskaralığı yanısıra, oy sandıklarının kaçırılması ve yine oy sandıklarının CHP nin 6 oklu bayraklarına sarılı olarak seçmen önüne konulması, dünya siyaset tarihinin unutulmazlarındandır. İşte şimdi Milâdi 2019 yılında, yine CHP adeta Milattan önceki taş devri entrikalarıyla(!) seçim kazanmaya uğraşıyor. Hayır, daha doğru bir ifadeyle seçimleri karıştırmaya çalışıyor.(!) Daha, YSK dan mazbata almadan anıt kabire koşarak ‘’Atam seçim sonuçları net olarak açıklanmasa da ben İstanbul seçimlerini kazandım.(!) Benim mazbatamı vermiyorlar. Oyları yeniden sayıyorlar, neredeyse organize seçim hilelerimiz ortaya çıkacak. Ne olur bize yadım et’’ dercesine.
Anıt kabire İlk müracaatı İstanbul Belediye Başkanı diye yapılan ve fakat mazbatası olmadığı için geri çevrilen Ekrem İmamoğlu, bu defa CHP adına müracaat etmiş ve içeri alınmış. Fakat sözünde durmamış anıt kabir defterine de İstanbul Belediye Başkanı namıyla şikâyetlerini yazmış, imzalamış ve hazır bulunanlara hiç utanmadan okuyarak Atayı bile kandırma yoluna tevessül etmiştir. (!)
AK Parti yöneticileri seçim sandıklarının başına adam gibi adamlar koyamayınca elbette sonuç böyle olacaktı. Hileli tutanağın altında imzası olan AK Parti müşahitleri (benim oy kullandığım sandıkta müşahit falan yoktu) evvelâ hizaya çekilmeli. Daha sonra tutanakları kayıt altına alan memurlar ve o memurların başında sadece kahvesini içip saatini dolduran hâkimlerden adalet önünde hesap sorulmalı. Bu yapılanlar öyle dedikleri gibi maddi hata falan değil, düpedüz sahtekârlık, düpedüz hırsızlık, düpedüz milletimize saygısızlık ve düpedüz demokrasimize ihanettir.
Peki, geçmişi din, iman, cami, Kur’an ve mukaddesat düşmanlığıyla dopdolu olan (Bkz. Kara kitap. Eşref Edip) CHP ye koltuk vererek, CHP li idarecilerle ekranlar önünde aylardır sarmaş dolaş olan minik muhalefetin alnı secdeli liderlerinin VEBAL denilen şeyden haberleri var mı acaba ? İttifak deyince hop oturup hop kalkıyorlardı.
Peki, CHP ile şu dirsek teması ne anlama geliyordu? Kazanmak için değil, tüm dünya Müslümanlarının dualarıyla siyaset yapan Tayyip Beyden oy tırtıklayıp kaybettirmek için siyaset yapanlara ne demeli? Bunlar 5-10 oy alarak dolaylı yönden CHP ye destek olmadılar mı?
Tayyip Bey ve dolayısıyla AK Parti kazanmasında varsın CHP kazansın mantığıyla siyaset yapanlara bilmiyorum ne demeli? Bir zamanlar siyasete karışmış bazı Osmanlı paşaları da ‘’Edirneyi Enver alacağına bırakalım Bulgar alsın’’ diyorlardı(!) 31 Martta CHP ile dirsek teması yapanlar, bir zamanlar Milli Nizam Partimizin sloganı haline gelen; ‘’Memurların masasına, Masonların locasına, Türkün anayasasına, hak yol İslam yazacağız’’ diye yeri göğü inletiyorlardı.
Eee şimdi ne oldu? Şimdi Masonlar ve Mason mahfilleri bayram ediyorlar, Dünya Müslümanlarının hamisi Tayyip Bey az da olsa oy kaybına uğradı ve o bölgede CHP kazandı diye (!) Kritik bölgelerde minik partilerin 5-10 oy alması CHP nin 5-10 oy yukarılarda görülmesini elbette sağladı. Peki, bunun vebali kime?
Bakın üstat Abdurrahim Karakoç vebal konusunda ne diyor?
Müstehaktır diyerek insaftan vazgeçilmez,
Zorda kalınsa bile hayduttan dost seçilmez.
Bulutlardan yağacak rahmet gecikse dahi,
VEBAL akan çeşmeden tek damla su içilmez.
Not: 31 Mart 2019 mahalli idareler seçimlerinde kurnalarından oluk oluk VEBAL akan çeşmelerden, avuç avuç su içenleri de gördük.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az(!)