Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni hükûmet sisteminin ilk kabinesini önceki gün açıkladı. Şaşırdık mı evet, zira hâli vakti yerinde, kendi işinde zirve olmuş yeni ve başarılı bakanlarla tanıştık…
Özellikle Kültür ve Turizm Bakanını çok merak ediyordum ki daha çok turizm alanında ciddi ve önemli işlere imza atmış olan girişimci, iş adamı bir bakanımız oldu. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Mehmet Ersoy’a hayırlı uğurlu olsun diyor, başarılar diliyoruz.
Millî Eğitim Bakanlığına da yine çok başarılı bir isim getirildi. Bakan Prof. Dr. Ziya Selçuk isminin eğitim çevrelerinde nasıl memnuniyetle karşılandığına şahit olduk. Sayın Bakanın eğitimle ilgili çok önemli çalışmalarının yanı sıra yayınlarının olduğunun da altını çizelim…
Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’nın, tıp alanında sayfalar dolusu başarılı çalışmalar yaptığını okuyoruz. Başarılarıyla göz dolduran özel hastaneler, vakıflar vs. Ticaret Bakanı Sayın Ruhsar Pekcan’ın hayat hikâyesine baktığımızda çok başarılı bir iş kadını, CEO olduğunu görüyoruz.
İş dünyasından seçilen ve yeni hükûmet sisteminin ilk bakanları olan bu kıymetli isimler bakanlık kariyerlerinde başarılı olur mu? Bu soruları özellikle sosyal medyada okuyunca Sait Halim Paşa’nın “Buhranlarımız” adlı ünlü eserinden bir mevzu hatırıma geldi ve yeni baştan kitaba müracaat ettim. O satırları yorumsuz ve aynen aşağıya alıyorum:
“Batı toplumlarında pek büyük bir rol oynayan 'tarihi asalet' Osmanlı toplumunda bilinmez. Osmanlılık âleminde, 'burjuva' denilen halk, tamamıyla ehemmiyetsiz bir içtimai amildir. Hâlbuki Avrupa toplumlarında, milletin mukadderatı üzerinde pek büyük bir hüküm ve nüfuza sahiptir.
Buna karşılık Osmanlı cemiyetinde 'memurlar' en faal ve münevver bir unsur teşkil ederler. Bu vazife pek parlak ve çekici olduğundan zamanımızda bile her aydın Osmanlının ideali, hükûmet memuru olmaktır. Hâlbuki memurluğa has olan kayıtsızlık, tevekkül, teslimiyet ve mesuliyetten kaçınmak şeklindeki ruh haleti, memurları her türlü fedakârlık vb. şahsi teşebbüs hislerinden mahrum kılmaktadır.
Bu yüzden Osmanlı memur tabakasının, Avrupa'daki asilzade ve burjuva sınıflarının ifa ettikleri vazifeyi yerine getirebilmesi mümkün değildir. Çünkü bizim memurlarımızın aksine olarak, asilzade ve burjuva sınıfı mensupları, hareketlerinde serbest ve müstakil, medeni cesaret sahibi ve müteşebbis kimselerdir.
İşi ve mesuliyeti arar ve severler, fedakârlık hisleri taşırlar. Böyle, meslekleri icabı olarak memleketin zararına yaşayan bir alay hükûmet memurunun, başka yerlerde şahsi teşebbüsleri ile o memleketlerin saadet ve imarını temin eden asilzade ve burjuva sınıflarının haiz oldukları kıymete sahip olamayacakları meydandadır. Memurların, asilzadeler ile burjuva sınıfının yerini tutacağını zannetmek, âdeta iktisatta tüketim ile üretimi birbirine karıştırmak kadar büyük bir hataya düşmek olur..."
Evet, yaklaşık yüz küsur sene evvel Sait Halim Paşa böyle diyor “Buhranlarımız” adlı eserinde!
Toplum olarak, Başkanlık sisteminin bu yeni kabine üyelerinin, verimli ve başarılı çalışmalar içinde olacakları beklentisi içindeyiz. Ülkenin, toplumun, iş dünyasının bu anlamda ümitvar olması gereğinin de altını çizmek istiyorum zira Ziya Paşa’nın dediği gibi:
“Âyinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklın eserinde”
Bir de… İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu… Aslında “Muhteşem Süleyman” demek daha doğru olur kanaatindeyim zira terörle mücadele konusunda destanlar yazan bir bakan olarak güvenlik tarihine geçti ve görevini sürdürecek olması da ülke için büyük şans oldu.
Hasılıkelam yeni kabine hayırlı uğurlu olsun inşallah...