Yolum Çarşamba günü İstanbul’a düştü. Günü birlik görüşme için. Genelde İstanbul seyahatlerimi özel aracımla yaparım. Otobüs, tren veya uçağı çok nadiren kullanırım. Bilmiyorum ama özel araç ile seyahat bana daha özgür geliyor. Çoğunlukla da tek başıma isem, farklı dünyalara açılırım. Kendimi dinlerim.
Acil çıkan İstanbul seyahati içinde yine özel aracı düşündüm. Hatta görüşme yapacağım muhit Eyüp bölgesi olduğundan biraz da niyetim erken çıkıp telaşsız Eyüp Sultan Camii’ne sabah namazına yetişmekti. Fakat günün yorgunluğu ve saatin gecikmesi nedeniyle dinlenecek vakit sıkıntısını doğurdu. Dolayısıyla 06.30’da YHT ile gideyim dedim.
Daha önce de İstanbul’a giderken YHT’yi tercih etmiştim. Fakat gidiş-dönüş bileti almama rağmen saatleri çok erken olduğundan dönüşleri kullanamamıştım.
İnternetten bilet baktım yer var. YHT ile giderken bir takım çalışmalarda yapabiliyorsunuz. O nedenle bir taraftan bilgisayar da yapılması gereken işleri de hallederim diye düşündüm. Biletimi aldım. Sabah kalkıp vazifelerimin ardından bizim oğlana kendimi Gar’a bıraktırdım.
Bileti internetten aldığımızdan trene binerken telefondaki mesajı göstererek binme kolaylığını yaşadım. YHT her konuda hızlı, tam vaktinde hareket etti. Saniye gecikmedi. Kısa sürede Sincan, Polatlı ve bir saat 5 dakika da Eskişehir’deyiz. YHT’ler de ki bu rahatlık bir taraftan da insanı dinlendiriyor. O nedenle Eskişehir’e varmadan bilgisayar ile yapılması gereken işi de hallettim ve kapattım. Zaten şarjı da bitti.
Aslında en garip yolculuğu Eskişehir-Bilecik-Arifiye-Kocaeli boyunca yaşıyorsunuz. Hızlı trendesiniz ve hızınız 45-50 km, hatta bazı yerlerde 25-30 km. Aynı hız 1,5 yıl önceki yolculukta da dikkatimi çekmişti. Fakat yeni açıldığı için, yollardaki çalışmalara bağlamıştım. Aradan geçen 1,5 yıl içinde çalışmalar neden bitmemiş. Yoksa sorunlar çözülemiyor mu? Anlamadım. Açılışından epey zaman geçmesine rağmen halen normal trenin hızının altında gidilen yerler olması dikkatimi çekti.
Aslında Pendik’e kadar bir problem yaşamıyorsunuz. Sağ selim geliyorsunuz. Çünkü gidiş süresini baştan biliyorsunuz. Aslında bir formül bulup Haydarpaşa’ya kadar ulaştırsalar çok iyi olacak. Ama…
Asıl çile Pendik’te indikten sonra başlıyor. Gideceğiniz yer Kartal, Maltepe, Kadıköy ise katlanabilirsiniz. Ama Avrupa yakası ise… Benim randevum da Eyüp’te olduğu için işin bu tarafını da size aktarıyım.
Önce Pendik Gar’ında inersiniz. İki tarafınıza bakınıp hangi duraktan Kartal Metrosuna gideceğinizi tespit edersiniz. Bu arada cebinizde İstanbulkartiniz varsa problem değil. Yoksa önce iki binişli iki katı fiyatına kart alırsınız. Duraklarda çok güzel bir uygulama var. Hangi otobüsün kaç dakika sonra geleceği belli. 15 dakika içinde otobüs gelir binersiniz. Yarım saati aşan bir sürede Kartal Metrosuna ulaşırsınız. Kadıköy ise en az 40 dakikanızı alır. Ayrılık Çeşmesi’nde iner Marmaray’a geçersiniz.
Ama en güzeli Marmaray’dır. Koskoca boğazın altını hiç hissetmeden 2-3 dakika da geçersiniz. Sirkeci’de inersiniz. Biraz yürürsünüz ama onu da eksik yaptığınız spora sayarsınız. Ama hayatı kolaylaştırdığını bir anda Eminönü’ne çıkınca hissedersiniz. O arada daha önce İETT’den gelen 24 Aralık tarihli mesaj üzerine Karaköy’e İstanbulkartınızı vizelemek için gidersiniz. Ama vardığınızda ana-baba günü gibidir. Sıra numarası alırsınız. Önünüzde 350 kişi gözükür. Danışmadaki arkadaşın ‘Abi sabahtan gelirseniz ancak halledersiniz’ sözü üzerine sıra numarasını cebinize koyup Eyüp’ün yolunu tutarsınız. Eyüp’e vardığınız da anlarsınız ki Pendik’te YHT’den indiğiniz den bu yana 2,5-3 saat geçmiş.
Neyse ama tam bir İstanbullu gibi, daha doğrusu birçok İstanbulluya bile nasip olmayacak şekilde hızlı bir tur atmış olursunuz böylece. YHT-belediye otobüsü-Marmaray-metrobüs gibi ulaşım araçlarını aynı gün içinde hızla kullanmayı öğrenirsiniz. Hatta o kadar trafik yoğunluğunda Zincirlikuyu-Kadıköy hattını Metrobüs ile Boğaz Köprüsü de dâhil 15 dakika da geçmeyi başarırsınız.
İstanbul’a yıllardır gelip giderim. Anladım ki İstanbul’da yaşama tutunmak bir hüner, bir kabiliyet, bir beceri, bir yarış. Onun için İstanbul’da yaşam mücadelesi verenleri iyi anlamak lazım.
Ey İstanbul taşın-toprağın altın olabilir ama inan onlardan daha değerli çelikten daha sağlam senin çilene dayanan İnsanların var. Saygıyı hak ediyorlar.
Şu notu düşelim ki haksızlık yapmış olmayalım. AK Parti’nin en önemli hizmeti YHT’dir. Marmaray’dır. Metrolardır, Metrobüslerdir. İstanbul’da özellikle vatandaşı birinci sınıfa oturtan toplu ulaşım kolaylıklarıdır.