ANAP'ın ikbal döneminde Ankara'da değildim, ne kadar fonksiyonel olduğunu defalarca dinlediğim Balgat'taki genel merkez binasına ilk girdiğimde partinin başında Turgut Özal değil Mesut Yılmaz vardı.

ANAP'ın inişe geçtiği yıllardı. Bina 90'lı yılların sonuna kadar siyasette gelecek arayanların uğrak yeriydi.

Seçime doğru ortalık aday adaylarından geçilmezdi. ANAP'ın hikâyesini biliyorsunuz, adım adım geriledi ve sonunda barajın altında kaldı, toplumsal değişimi doğru okuyamadı. Bir ara Erkan Mumcu düştüğü yerden kaldırmaya çalıştı. Ancak başarılı olamadı. DYP ile Demokrat Parti (DP) çatısı altında birleşti.

Birkaç gün önce ANAP'ın eski genel merkez binasına DP'nin yeni Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek'e kahvaltıya gittim. Ne girişte ne de içeride o şaşaalı günlerden zerre eser vardı. Kim bilir burada ne tarihî kararlar alındı. Keşke o görkemli yılların hatırası yaşatılabilse... Zeybek de Türkiye'ye çağ atlatan ANAP'ın ikbal günlerinde burada siyaset yapan isimlerden biriydi. Mutlaka o da binaya her girişinde o eski günleri hatırlıyordur. Aslında sadece bu bina değil, ev sahipliği yaptığı DP de geçmişiyle var olmaya çalışan bir parti.

Namık Kemal Zeybek ANAP'ın eski binasında Demokrat Parti'yi yeniden diriltmenin çabası içinde... Ama işi kolay değil. Küllerinden doğması mucizelere bağlı. Varlığını sürdürmesi bile riskli. Milletvekili listelerinin teslim edilmesine sayılı günler kaldı, genel merkez binasında seçime hazırlanan parti havası yok.

Henüz seçime tek başına mı yoksa ittifakla mı gireceği belirsiz. Bazı arayışlar oldu ancak neticeye varılamadı. Medyada MHP ile ittifak yapacağı haberleri çıktı. Zeybek, "Aslında bizim bir girişimimiz olmamıştı, basında yer alan bu haberleri teşkilatlarımız benimsedi. MHP ile ittifaka sıcak baktı. Doğu'daki arkadaşlar Saadet'le, batı bölgesi ise MHP ile ittifaktan yana..." dedi.

Zeybek, ittifak konusunu görüşmek için MHP lideri Devlet Bahçeli'den randevu talep ettiğini söyledi. Aradan epey zaman geçmesine rağmen olumlu ya da olumsuz cevap gelmediğinden yakındı. "Demek ki çok yoğun... Başbakan'la görüşmeye bile vakit ayıramadığına göre..." dedi. MHP ile ittifak yapmaları durumunda kendisinin aday olmayabileceğini de söyledi. MHP veya bir başka partiyle ittifak konusu belirsizliğini koruyor. Seçime tek başına girmek durumunda da kalabilir.

Zeybek, selefi Hüsamettin Cindoruk'un CHP ile flört etmesine pek şaşırmış değil. Pek araları yok. Cindoruk devir teslime bile gelmedi. Zeybek'in, yerine gelmesini kabullenemedi. Kurtarıcı rolüyle DP'ye genel başkan oldu, kısa sürede pes etti, kongreye bile katılmadı. Cindoruk'un son dönemdeki siyasi çizgisi sağ kitlelerin onaylayacağı çizgi değil.

Zeybek "Biz merkez sağ siyasetçileri laikliği önemseriz ama laikçi değiliz. Cindoruk sürekli laikçi üslupla konuştu. Partinin başındayken Ergenekon'un avukatı gibi davrandı." dedi. Cindoruk'un cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana CHP politikalarına paralel söylem ve eylem içinde olduğu aşikâr. Demokrat Parti ile yollarını ayırması beklenen sondu.

Zeybek'in çok radikal vaatleri var... Tekke ve zaviyeleri yasaklayan kanunun kaldırılmasını savunuyor. "İktidara gelirsek tekke ve zaviye yasağını kaldıracağız." dedi. Bölücülüğü cesaretlendirdiğini düşündüğü TÜSİAD'ın anayasa raporuna tepkili... "Eskiden yoksullar bölünme isterdi, şimdi varlık sahipleri... İstanbul'da TÜSİAD çevresinde ince bölücülük akımının doğduğu kuşkusu içindeyim. PKK değil ama bu kafa Türkiye'yi böler." dedi.

Zeybek, anayasa üzerine çalıştığını söyledi. "Hedefimiz demokrat bir anayasa" dedi. Diyanet, TRT ve YÖK'te yapısal değişiklikten yana olduğunu anlattı. İktidara geldiklerinde zorunlu askerlik uygulamasına tamamen son vereceklerini vurguladı.

Geçmişini arayan Demokrat Parti ve ev sahipliği yaptığı o bina bugün hatıralarıyla çok anlamlı... Bakalım Namık Kemal Zeybek, bünyesinde ANAP ve DYP'nin de bulunduğu Demokrat Parti'yi küllerinden diriltebilecek mi? Kolay değil.