Meclis'te anayasa zamanı... Başlama vuruşu yarın. Uzlaşma Komisyonu ilk toplantısını yapacak. Parlamento'da anayasa heyecanı yaşandığı da söylenemez. Ancak siyasî hava son derece olumlu.
Partilerin hepsi yeni anayasa ihtiyacı konusunda hemfikir. Dışarıda kalan yok. Grubu bulunan dört parti de komisyona üyelerini bildirdi. Ayrıca seçim meydanlarında verilmiş vaatler var. Her birinin siyasî duruşu farklı olsa da masaya ön şartsız oturacak olmaları önemli.
Yarın Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in başkanlığında ilk toplantısını yapacak Uzlaşma Komisyonu'nda önce 'usul' belirlenecek. Nasıl bir yöntem izleneceğinin tespiti yapılacak ilk olarak. Usul, esas kadar önemli.
Meclis bugüne kadar defalarca, parçalar halinde anayasa değişikliği yaptı. İrili ufaklı paketler çıkardı. Geçen yıl 30 maddeyi değiştirdi. Bütün olarak anayasayı ilk kez deneyecek. Bu konuda siyasetin deneyimi pek yok. Anayasaların hepsi olağanüstü dönemlerin ürünü. 1961 Anayasası 27 Mayıs'ın, 1982 Anayasası 12 Eylül askerî darbesinin...
Siyaset kurumunun anayasa yapma rüştünü ispatı için tarihî fırsat. Bu süreç, anayasaların sadece askerî dönemlerde yapılmadığını göstermesi açısından da önemli.
Kamuoyunun gözü Meclis'te... Hiçbir kişi ve parti anayasa konusunun yeteri kadar konuşulmadığını söyleyemez. Yeni anayasa 5 yıldan bu yana, siyasî alanda ve hem toplumun değişik kesimlerinde tartışıla geldi. Bu konuda neredeyse gök kubbe altında söylenmedik söz kalmadı. O kadar ki bazı parti ve sivil toplum örgütleri anayasa taslakları hazırladı.
AK Parti 2007 seçimlerinden sonra yeni anayasa adımlarını attı, ancak çalışmalar kapatma davasının duvarına çarptı. Anayasa konusu yeteri kadar konuşuldu, tartışıldı. Artık sözün eyleme dönüşme zamanı. Anayasayı konuşma değil, yapma vakti... Sokaktaki insanın, yeni Meclis'ten en büyük beklentisi bu.
Komisyonda her parti eşit sayıda üye tarafından temsil edilse de sürecin lokomotifi AK Parti. Meclis'teki büyük grup onun.
Başbakan Erdoğan bir takvim de ortaya koydu. "Bir yılda bitmeli." dedi. Bir yıl makul bir süre... Dün, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında da tekrarladı; "Bu Meclis, milletimizle birlikte yapacağı yeni anayasa ile adını tarihe farklı kaydettirecektir. Gelin işi sıkı tutalım, 1 yıl içinde en geç bu işi bitirmiş olalım." dedi.
Siyasî havaya bakınca umutlu olmak için de çok sebep var, umutsuz olmak için de... Ben iyimserim. Olumlu tarafına bakmaktan yanayım. Partilerin masaya oturmaları bile başlı başına olumlu bir adım. Hassasiyetleri farklı olsa da anayasa metninin en az yarısında dört parti de kolaylıkla uzlaşacaktır. Derin görüş ayrılıklarının yaşanacağı maddeler dörtte birini geçmez.
AK Parti'nin 'sivil ve demokratik anayasa' konusunda düşüncesi ortada... Her şeye rağmen BDP'nin masada yer alması önemli, süreci belirlemesini kimse beklemiyor. CHP ve MHP'nin tutumu yeni anayasanın kaderini tayin eder. MHP, BDP ve CHP'nin politikalarına göre kendisini konumlandırmış durumda. AK Parti'yi CHP ile baş başa bırakmak istemiyor.
CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde anayasa siyaseti değişmiş olsa da bu parti kafası karışık görüntü sergiliyor. Kılıçdaroğlu'nun, birkaç gün önce, "Sokakta hiç kimse yeni anayasa istiyoruz demedi." derken ne demek istediği anlaşılamadı. Komisyona üye olarak gönderdiği Süheyl Batum ismi de uzlaşma için uygun isim değil. Batum, siyasette sert üslubuyla sivrildi.
Yeni anayasanın kaderi büyük oranda CHP ve MHP'nin elinde... Bu iki partinin iyi niyeti ve yapıcı tutumu neticeyi belirler.
Halkın bu Meclis'ten beklentisi; yeni anayasa... Süreci engelleyen veya çıkmaza sokan parti çok ağır siyasî bedel öder. Ayrıca tarih karşısında da sorumlu olur. Umarım, partiler yeni anayasayı engelleyen parti yaftası yemekten kaçınır...