Her daim derim;

Allah, cennetin anahtarını on binlerce insana hizmet etme imkanını yarattığı belediye başkanlarına altın tepsi içerisinde teslim ediyor.

Kimi; kapıyı açıp sırat-ı müstakimden şaşmadan ahiretine iyilik güzellik biriktiriyor.

Kimiyse; elindeki kıymeti paha biçilmez anahtarla yanlış kapıları zorlayıp cehennemine odun taşıyor. Geçmişte yaşananlardan ibret almayıp bugünden kendi sonunu hazırlıyor.

Meslek yaşamımda nicelerini gördüğüm için böyle bir tespitte bulunuyorum.

Belediye makamlarının neye denk geldiği bilinmiyor!

Zafer sarhoşluğuyla oturulan makamlarda bir de etraf yalakalarca çevrilince rota ister istemez şaşıyor.

Doğru bilinen de unutuluyor.

Oysa..

Emanet edilen imkânlar ve makamlar bir gün mutlaka elden alınacak. 

Asıl mesele, mührü teslim ettikten sonra ellerin temiz kalıp kalmayacağıdır

Emaneti koruyan, kendini korumuş olur.

Makam sahibi arkadaşlar, bu sözü, ister aklınıza kazıyın, isterse kağıda yazıp makam duvarınıza asın!

Bugün bunu Karesi Belediye Başkanı Mesut Akbıyık'ın yazının sonunda göreceğiniz Zeki ile ilgili paylaşımı ekranıma düşünce yeniden hatırlatma gereği hissettim.

Zeki, gariptir ve yaratanın bize emanetlerinden biridir.

Dinkçiler'de virane bir evde yaşamını idame ettiriyordu.

Yangında kül olunca sokakta kaldı.

Diğer günler kenarda/köşede geceyi geçiriyordu, ama kış aylarında başını sokacak sıcak bir yer bulursa cennete girmiş gibi mutlu oluyor!

Önceki gün karşılaştığımda titriyordu.

Barınma ihtiyacını Şehir Hastanesi koridorlarını kullanarak karşıladığını anlatırken geçirdiği rahatsızlıktan söz etti.

Biçare haldeydi!

O an;

Mesut Akbıyık kardeşimin

"Bizim belediyeciliğimizde hiç kimse aç ve açıkta kalmayacak." sözleri aklıma geldi.

Arayıp, Zeki'nin durumunu aktardım.

Çok değil, bir kaç dakika içerisinde bir arkadaş bizim garibanı alıp dondurucu kış aylarından korunacağı odaya yerleştirdi.

Karesi şehremanetinin başında bulunan kardeşimizden Allah razı olsun ve sırat-ı müstakim üzeri daim kılsın.

Gönül belediyeciliği aslında bu kadar basit.

Sorumluluk alanınızdaki garibanı namerde muhtaç bırakmıyorsanız,

Onların yolunu tozsuz, çamursuz halde tutuyorsanız,

Sokaklarındaki çöpü vaktinde topluyorsanız,

Suyunu içilebilir hâliyle sağlıyorsanız,

Semtin imarıeman duyulacak şekilde yapıyorsanız,

İnsanlar sizden fazla da bir şey istemiyor.

Algıyla, türküyle, çalgıyla insanların gönlüne girmeye çalışanlar ellerindeki anahtarla yanlış kapıyı zorluyor.

Sözün özü;

Fakirlerin sevgisini kazanmak herkese nasip olmaz..

Kazanandan ise korkun!

Selâmetle.

Zeki Mesut Vert

#04Aralık #RamazanDemir #KendimeNotlar