hayatta
iki şeye hiç aklım ermedi!
birincisi ticaret,
ikincisi siyaset...
ticaret
risk almak derler,
risk almayı (!) sevmediğim için yapamadım belki de...
siyasetin
riski de, sermayesi de yok
hemen herkesin yapabildiği bir iş.
sadece yola çıktıklarınızı
yolda bulduklarınızla değişmeniz kafi.
siyasette adam,
ticarette mal satacaksınız.
ikisinde de nirvana yapmak istiyorsanız
iyi niyet ve hakikati unutacaksınız.
kimi vakitler
siyaseten bir yerlere gelmiş arkadaşlarla konuşuyoruz.
Fikirlerimi paylaştığımda;
"o kadar çok biliyorsan aday ol, seçil, o vakit daha iyisini sen yaparsın" deyip geçiştiriveriyorlar mevzuyu..
"iyi de sizi kim seçti?"
dediğimde susup kalıyorlar!
sözün özü;
bugünün kimi politikacıları
"ilmi siyaset" nedir, onu bile bilmiyorlar..
sence
siyaset ve ticaret yapmamakla iyi mi etmişim?
ticaret için bir şey diyememekle birlikte,
politika işlerinden uzak durmakla iyi etmişim.
bugünün kimi siyasetçileri gibi kazaen bir yerlere gelmiş olsaydık,
"çok biliyorsan, sen de aday ol seçil diyen",
ama kendi başlarına bir "hiç" olan ve toplumda hiçbir karşılığı bulunmayan arkadaşlar gibi
ne adam satmasını,
ne entrika çevirmesini beceremeyeceğimiz için
politikacılığı elimize yüzümüze bulaştırırdık.
her şey bittikten sonra,
hiçbir bir şey olmamış gibi davranamayacağımıza göre,
Balıkesir sokaklarında dolaşamazdık!
Kendimle ilgili bir gerçeği daha sizinle paylaşacağım.
ben kendimi hep merhametli bir insan sanırdım.
çok sonraları fark ettim ki merhametim yalnızca başkalarınaymış; kendime gelince dünyanın en acımasız insanıymışım.
bu nedenledir hep kendi kendimi cezalandırışım!
neyse konuyu farklı boyutlara götürmeden,
karşılığını bugüne değin bulamadığım bir soruyu size de sorayım;
siyasetçinin amacı halka hizmet midir?
herkese sağlık, afiyet dilerim.