İşini bilen(!!) vergi ödememek için parasını kaçırıyor ya vergi cenneti diyarlara…

Bazen kamuoyu gündemine düşüyor da kimler var kimler diye hayretle takip ediyoruz hani.

Bir de yurdum insanı var.

Vergide adalet diyor.

Haksız mı; öylesine ağır vergi yükü var ki vatandaş üzerinde.

Araç almak, teknolojik bir ürün almaktan tutun, kullandığınız akaryakıta, satın aldığınız taşınmaza, icra müdürlüğünden çektiğiniz paraya kadar…

Vergi, harç fark etmiyor sonuç itibariyle hepsi cepten çıkan.

Vergi vermek kutsaldır, vatandaşlık ödevidir.

Lakin bakıyorsunuz vergi rekortmenleri listesine, ismini gizleyen gizleyene…

Vergi vermek ayıp mı?..

Hoş o listelere bakınca bile insan diyor ki, “yav bu kişi nasıl olur da olmaz listede” veya listedeki bir tanıdığımız da yakınıyordu “ben listeye bu halimle giriyorsam vay vay ötekilere” diye.

Haliyle..

Vergide adalet istemleri hiç bitmiyor ülkemizde.

Bakınız birkaç örnekleme yapmış konunun uzmanları, aktaralım birkaç cümleyle:

İstanbul’da bir porsiyon börek ve meyve suyundan oluşan 125 liralık kahvaltı tutarının 11,36 TL.sı vergi imiş. 235 liralık bir öğle yemeği yerseniz bunun da 21,36 TL.sı vergi.

2024’ün ilk 9 ayında ödenen vergi tutarı 5,1 trilyon TL.ye ulaşmış.

Rakamı anlayamayanlar ve eski TL olarak ifade edenler trilyonun yanına altı adet sıfır ilave etmeyi unutmasınlar lütfen.

Toplanan verginin büyüklüğüne bakar mısınız?..

Hal böyle olunca memleket olarak halimiz niye böyle diye düşünüyor insan.

Böyle çünkü israf ve şatafat had safhada.

Böyle çünkü toplanan vergileri yerinde kullanmıyor, üretime, bilime yönlendirmiyoruz.

Tam bir ayranı yok içmeye şaşkınlığı içindeyiz.

Devlet kemer sıkmıyor ama vatandaşın kemerini sıkıyor, sağımız solumuz önümüz arkamız vergi, harç ile çevrili.

Sadece trafik cezalarından elde edilen gelir geçen yıla kıyasla yüzde 176 artmış.

Türkiye’de bir dakikada 13 milyon lira vergi geliri elde ediliyormuş ve yalnız trafik cezalarından da günde 110 milyondan fazla gelir sağlanıyormuş.

Rakamlara bakınca nasıl bir zengin ülke olmamız gerektiğini tahayyül edebiliyor insan.

Lakın vergiler yerinde kullanılmıyor, vatandaşın da hem kendisi açısından hem de ülkesi açısından tüm moral seviyesi dibe vuruyor.

Misal…

Yine konunun uzmanlarından aktarıyoruz:

Kamuda tasarruf gerekçesiyle azaltılacağı söylenen temsil ve tanıtım harcamaları şimdiden bir yıllık ödeneğin 115 milyon lira üzerine çıkmış.

Haliyle…

Gerçekçi ve adaletli bir vergi sisteminin fiiliyata geçirilmesi şart.

Ne yazık ki bir vergi cenneti (!) diyarlar var

Bir de vatandaşına vergi cinneti geçirten ülkemiz.

Oysa fazla şey mi vatandaşın isteği?

Adaletli vergi çok mu lüks?

Hoş, diyeceksiniz elbet şimdi, “adalet nerde” diye.

Haklısınız.

Adaletin kendisi yok oldu gitti ki, vergide adaleti nereden bulacağız?