Acı gerçek ama, ne garip değil mi, dünyaya yalnız, çıplak geliyorsun.
Makam- mevki, mal- mülk, çoluk- çocuk, eş, arkadaş, dost sahibi oluyorsun.
Gençlik, güzellik dinçlik, azim, güç- kuvvet veriliyor.
Akıl- zeka, irade sahibi oluyorsun.
Sonra birer birer bu nimetler elinden alınıyor.
Yaşlanıyor; gençliğin, güzelliğin, gücün, kuvvetin gidiyor elden.
Azmin, iraden, aklın, zekan da yavaş yavaş tükeniyor.
En sonunda ölüm geliyor, her şeye ''Elveda'' diyorsun.
Bütün bu nimetler oysa sana, emanet olarak verilmişti.
Emaneti gerçek sahibine teslim ediyorsun.
Tekrar çıplak olarak geri dönüyorsun Rabbine, Yalnız. Bir kefen alırsın o da kabirde çürür.
Mahşerde çıplak olarak diriltilirsin.
Şimdi düşünelim, yarın için hazırlığımız ney.
Allah'ım hepimizi yarın için hazırlanan kulların dan eyle.
Öyleyse Ey insanoğlu,
Biz, siz, sen çok fakirsin, hiçbir şeyin yok.
Neyin var söyler misin, neyine güveniyorsun.
Bak hepsi emanetti ve hepsi geri alındı.
Dünyaya çıplak geldin ve çırılçıplak gidiyorsun.
Peki o zaman bu kadar kavga, bu kadar dünyaya asılma, helal haram demeden kazanma hırsı, makam mevki kavgası, bir KEFEN için mi?