Dostlar ;
Ülkemiz kritik günlere gebe, yutkunup konuşmuyoruz ama, bizlerde siyasetimizde, Ak Partimizde hasta.
Reise, Ak Partiye gönül vermiş, yıllarca oylarıyla destek vermiş seçmen, vallahi burnundan soluyor; "İstanbul Ankara gitti, ne oluyoruz bu yanlış gidişat nereye?" diyor.
Beyler seçmen mutsuz, teşkilatlar huzursuz, belediyeler borç batağında, vekillerin sırtında davul, tokmak ise bir elin parmakları kadar karar vericilerin elinde.
Beyler, bakanlar vekilleri takmıyor, seçmen seçtiği vekillerine dertlerini ulaştıramıyor, teşkilatlar desen biri gidiyor, biri geliyor, yeniler ne hafızaya biliyor saygı duyuyor, nede birbirini tanıyor.
Beyler, seçmenler olarak, bizim suçumuz hatamız ne?
Ver dediniz verdik, seç dediniz seçtik, her seçim de olduğu gibi bu seçim çok önemli yirmi dört saat koş dediniz koştuk.
Seçimlerde gariplerle; Onlar kimler mi? Asgari ücretli işçi, emekli, küçük esnaf, üç beş dönüm bir kaç davarı olan köylü, sanayide kir pas pas içinde çalışan genç kardeşim, bebeğini komşusuna bırakıp, kapı kapı adı-sanı bilinmeden dava adına koşturan bacılarım ninelerim, ak sakallı babalarım dedelerim.
Ya seçim sonrası, iş bitirici ihale peşinde koşanlar, hazine arazilerine, vakıf arazilerine, fetöcü mallarına el koyanlar, tek dertleri ucuz hayvan ithali olan, tarımı ve hayvancılığı bitiren sözde dava adamı davarlar.
Beyler yutkunup konuşmuyoruz ama, tekrar söylüyorum, bizler de siyasetimizde, Ak Partimizde çok hasta.
Beyler, hastalığı teşhis etmeden tedavi uygulanmaz. Hastalığı teşhis etmeden teşkilatlar ayağa kalkmaz, hastalığı teşhis etmeden kırgın olan gönüller soğumaz, hastalığı doğru teşhis etmeden hasta şifa bulmaz..
Dert değil, bizim için kendi nefsimiz de önemli değil, bizim için itelenmek dışlanmak da önemli değil.
Bizler siz ne yaparsanız yapın, yolumuzdan dönmeyeceğiz. Bizler bir kere ahitleştik söz verdik, pazara kadar değil, bu can bedende olduğu müddetçe mezara kadar hak bildiğimiz yoldan da davamızdan da, okçular tepesinden bir kişi bile kalsak ayrılmayacağız diye.
Bizler desteğimizi de, oyumuzu da Allah rızası için verdik, Ulul Emre itaat diye verdik, Ümmetin selameti için verdik diyeceğiz.
Rabbim bizlere sorunca; Allah'ım bizler Ashap değildik, başımızda bir Hz. Ebubekir, Ömer, Osman, Ali yoktu. Lakin günümüz de, sizler onların yolunda gidiyorsunuz diye desteğimizi de oyumuzu verdik diyeceğiz.
Ey yöneticiler, vekalet vererek bizim adımıza karar vericiler sizlere son bir hatırlatma.
Beyler naldaki mıhın biri düştü, nal sallanıyor. Eğer nal bir düşerse, at tökezler, at tökezlerse komutan attan düşer. Lider iktidardan düşerse, Ak Partim tarih olur. Sonrası mı Allah korusun bu Millet, bu Devlet, bu Ülke, bu Ümmet 50 yıl tekrar ayağa kalkamaz.
O yüzden beyler, Referandumdan önce en çok oyu olan Başbakan, Referandumdan sonra, %50+1 oyu alan Başkan oluyor.
Eğer gelecek ilk seçimde %50+1 almak istiyorsak, hepimizin ayağını denk alması lazım. Çünkü seçmeninde, Milletimizinde şakası yok.
Beyler, yazdıkların yalan saçma diyor, bizler doğruyu yapıyoruz diyorsanız.
Unutmayın hesap günü var. Her kul kendi hesabını kendi verecek.
Ben vazifemi şu kıt aklımla yaptım.
O yüzden bu sözleri kafası kırık bir kardeşinizin sizlere uyarısı olarak değerlendirip çöpe atarsınız.
Nasıl olsa sonuçta bu dünyada hepimiz bir kullanımlık fanileriz.
Selam ve Dua ile.