Nasıl ki milli içeceğimiz “ayran” ise…
Nasıl ki milli sporumuz “güreş” ise…
Nasıl ki milli yemeğimiz “kuru fasulye” ise…
“Bel ağrısı” da bizim “milli hastalığımız…”
Çünkü hayatında bir kez bile beli ağrımayan, bel ağrısı çekmeyen neredeyse hiç kimse yok.
Bir sohbet esnasında beli ağrıyan bir arkadaşım, Manyas’ta tedavi olduğunu söyledi.
Pek bir memnun kalmış.
Ballandıra ballandıra da anlatıyordu.
“Doktor kimdi?” dedim.
“Ne doktoru, ‘kasap’a muayene oldum” dedi.
Ameliyat yapan doktorlara bazen halk arasında “kasap” denildiği için, herhalde doktor baya bir kesip biçmiş diye düşünerek;
“Ameliyat nasıldı?” dedim.
“Ya ne ameliyatı, kasap, bildiğin kasap işte” demez mi…
Meğer bizim arkadaş, bel ağrısı için gerçekten de “kasap” a gitmiş.
Çıkıklar için zaten mahalledeki yaşlı teyzeye gidiyoruz.
Sinirsel rahatsızlıklarımız için üfürükçülerden medet umuyoruz.
Herhalde bundan sonra beyin ameliyatı için “bilgisayar tamircilerine” gideceğimiz günler de yakındır.
Sahi, 21. yüzyıldayız değil mi?
Ben bu tedavi yöntemlerinin Orta çağlarda falan kaldığını zannediyordum.
Geçenlerde bir mizah dergisinde okumuştum.
Hastalıkları iyileştirme yöntemlerini kronolojik bir sıralama ile mizahi bir üslupla yazmışlardı.
Bakın eskiden hasta olunca ne yapıyormuşuz…
Yıl 621; Al, bu kökü ye…
Yıl 1475; O kök kötü. Gel, bu duayı oku…
Yıl 1850; O dua batıl inanç. Al bu iksiri iç…
Yıl 1940; O iksir yılan yağı. Al, bu hapı yut…
Yıl 1985; O hap etkisiz. Gel bu antibiyotiği al…
Yıl 2024; O antibiyotik işe yaramaz. Al bu kökü ye…
Gülemiyorum çünkü hepsi aslında gerçek...
Baksanıza, bugün bile hala hastalıklarımızı iyileştirmek için kocakarı ilaçlarına, üfürükçülere, kasaplara gitmiyor muyuz?
Yapay zekâların, uçan arabaların, insansı robotların yılındayız ama değişen ne?
Tekrar Orta Çağ’a mı dönüyoruz yoksa?
Nasıl olur da hala böyle tedavi yöntemlerinden medet umuyoruz anlamıyorum.
Bakın.
Özellikle artık milli bir hastalığa dönüşen bu “bel ağrısı” şikâyetlerinde olur olmaz kimselere gidip şifa aramak çok tehlikeli.
Her an sakat kalma riski var.
Hasbelkader gidip de iyileşenlerin, çevrelerindeki insanlara da aynı tedavi yöntemini ısrarla tavsiye etmesi ne kadar yanlışsa, bu şekilde iyileşeceğini düşünmek de o derece yanlış…
Bu işin tahlili var, röntgeni var.
Manyas’a gidene kadar hastanemiz işte orada.
Balıkesir yarım saatlik yol.
Bel ağrılarınız için şifayı aman “yanlış yerlerde”, “yanlış ellerde” aramayın…