Japonya’da daireleri satışa hazır bir apartman, Fuji Dağı manzarasını engellediği için yıkılacak.

Daireleri 446 bin dolardan satışa sunulması beklenen apartman için, çevre sakinlerinin şikayetleri ile yıkım kararı çıktı.

Bina sahibi firma, özür metni yayımladı.

Metinde; “Manzaraya değer veren kültürün farkındaydık ama bunu yeterince göz önünde bulunduramadık. Özür dileriz.” ifadelerine yer verildi.

Buraya kadar okuduktan sonra "helal olsun.." diyerek imrendiniz değil mi Japonlara!

İyi de böyle bir davranışı sergilemek için illaki Japon falan olmak gerekmiyor.

İnsan olabilmek ve diğer insanlara saygı duymakla alâkalı bir şey bu.

Senin anlayacağın;

İnsanlık insanlığa emanet,

ama bizler emanete hıyanet etmeyecek insanlara muhtacız!

O değil de asıl soru şu :

Balıkesir'de "İstanbul Ataşehir benzeri bir semt yaratacağız" hülyasıyla önce 48 kata kadar imar verilen, ardından “fazla abartmayalım” denilerek 14 kata düşürülen bölgede, fay hattı üzerine yapılan ve çevre sakinlerinin şikâyeti üzerine yargının durdurma kararı verdiği ovadaki tepenin kulelerinin akıbeti ne olacak?

Ova diyoruz çünkü buraları 80'li yılların ortalarına kadar birinci sınıf tarım arazileriydi.

Balıkesir'in domates, biber, fasulye, mısır, patlıcan, hıyar deposuydu buraları. Semt pazarlarındaki tezgahları Ayşebacı ve Üçpınar ovalarının ürünleri süslerdi.

Kan eksen can ekecek topraklara allem, gullem çöktüler! İmar uygulamasıyla yeşil alan, sağlık, eğitim vb. ihtiyaçlar için köylünün toprakları ayrılırken, varlık sahiplerinin parselleri katmerli şekliyle planlara işleniyordu.

Ovadaki tepenin kuleleri (!) de sonradan konut ve ticaret alanına çevrilen yeşil alana dikiliyordu, sessiz-sedasız.

Sizce şu an başkanı ve 2 yardımcısı hukukçu olan Karesi Belediyesi, Türk İdari Yargısının tıpkı Japonya'dakine benzer şekilde, hukuka aykırılık ve uygulanması halinde telafisi güç zararlar doğuracağına hükmettiği ve yürütmenin durdurulmasına karar verdiği ikiz kulelerin fazla katlarını tıraşlayacak mı, yoksa parayı mı tercih edecek?

Diyelim ki;

"Bize 4 kat verirken yanı başıma 14 kat imar rantı sağlayarak hem güneşimizi kesiyorsunuz, hem de mağduriyet yaratıyorsunuz" diye şikayetçi olan davacı taraf ikna (!) edildi ve “adalet savunucuları” tarafından yönetilen Karesi Belediyesi, "olan olmuş.." düşüncesiyle ikincisini tercih etti.

Peki böyle bir yola girer mi belediyeci arkadaşlar?

Kuvvetli olmasa da yedinci hissim, ikinci şıkkın tercih edileceğinin büyük olasılık dahilinde olduğunu söyletiyor.

Algı operasyonlarıyla bunun altyapısı oluşturulmaya çoktan başlandı bile!

Yetki de, karar da, mühür de onlarda.

Ya şehrin imarı herkese eşit uygulanacak, ya şehrin mezar taşları dikilmeye devam edilerek sağa ve sola karşı eman sorunu tescillenecek.

Dün olduğu gibi, bugünde bize tarihe not düşmek kalıyor.

Şimdi şu can alıcı soruyu şuraya bırakıyorum:

Allah korusun! Olası bir depremde ölümler yaşanırsa, uğruna milyarları dökseniz kaybedilen bir can geri getirilebilecek mi?

Başka sorumuz yok!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere Balıkesir Büyükşehir ile Karesi Belediyesi yetkililerden, herkesi rahatlatacak cevap bekleme hakkımız var olduğunu sanıyorum.

Söz ve karar sırası sizde?

Son kararınızı vermeden önce, Fuji Dağı manzarasını unutun da, Japonya'daki yapıların 9 üzeri büyüklükteki depreme dayanıklılığı ile Kahramanmaraş merkezli depremlerde özellikle Malatya'daki yüksek katlı yapıların ne duruma geldiğini göz önünde bulundurun.

Kayısı memleketindeki tabloyu öğrenmek isterseniz şimdi Malatva'da görev yapan önceki dönem valilerimizden sn. Ersin Yazıcı'yı arayıp sorun. Sözü de özü gibidir, güvenilir.

Ez cümle;

Yapılan iş, belediye meclisi kararlarına uygun ve yasal hak olarak görülebilir.

Unutmayın ki;

Her yasal hak helal değildir ve olamaz...

Selâmetle...

12 Haziran 2024 | Balıkesir