BALIKESİR Büyükşehir Belediyesi, kalp figürüyle değiştirilen logoyu, asfalttan duraklara, otobüslerden tabelalara kadar İstanbul'un 3 katı büyüklükteki coğrafya sahip Balıkesir'de her noktaya nakış gibi işlemeye başladı. Henüz yeni sayılabilecek tabelaların yeni logolarla değiştirilmesi vatandaşlar arasında ilginç yorumları beraberinde getirdi.

Büyükşehir Belediyesi kurucu başkanı merhum Edip Uğur döneminde deniz, zeytin, orman, Kuvayi Milliye vb. özellikleri barındıran "B’ harfli logo tarihin çöplüğündeki yerini yerini alırken, "sevgi ve kucaklaşmayı" simgelediği ifade edilen yeni logo, Yeni Çarşı'daki tabelalardaki yerini aldı. 

KAPI YOK, GÖRÜNTÜ VAR!

Önceki belediye yönetiminin gerçekte kapısı bulunmayan Yeni Çarşı'daki arastalara yaklaşık 7-8 ay önce astığı "Yeni Çarşı Kapı" tabelaları kalpli olanıyla değiştirildi. 

Ahmet Akın ne demişti?

LOGO DEĞİŞİMİ BELEDİYEYE
ARTI MALİYET GETİRMEYECEK

Logo değişimiyle ilgili açıklamasında Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, logonun bir grup akademisyen ve grafik tasarımcının gönüllü ortak çalışmasının bir ürünü olduğunu ve bunun için belediye kasasından hiçbir ödeme yapılmadığını söylemişti.

KULLANILAMAZ HALE GELİNCEYE KADAR...

Ayrıca eski tasarımın basılı olduğu stoktaki hiçbir baskılı evrak veya tabelanın değiştirilmeyeceğini duyuran Akın, stoklar tükenene ve tabelalar doğal şartlardan kullanılmaz hale gelene kadar eski tasarımla devam edileceğini belirterek, bu değişimin belediyeye hiçbir artı maliyet getirmeyeceğini ifade etmişti.

YÜCEL YILMAZ'A KIZIYORDUK,
BUNLAR DA MAKYAJ İŞLERİNE...

Bu arada, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi önceki yönetiminin bir süre önce tepeden tırnağa yenilediği Yeni Çarşı'daki tabela değişiklikleri üzerine deneyimli gazeteci Ş. Tarık Sürmelioğlu da ilginç bir yazı kaleme aldı.

Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın'ın logo değişikliğiyle ilgili gelen tepkiler üzerine, "Eski logo bulunduğu yerlerde parçalanıncaya kadar değişmeyecek” sözünü anımsattığı yazısında Sürmelioğlu, "Herhalde “dönüşüm süratli olsun, eskiye dair tüm izler silinsin telaşı yaşanıyor." ifadelerini kullandı.

"Yücel Yılmaz’a süsleme vitrin işleriyle uğraşıyor diye kızıyorduk. Bunlar da makyaj – ambalaj işlerine yoğunlaşıyor." görüşünü dillendiren Sürmelioğlu'nun yazısı şöyle: 

***

"Gözünüzün görebildiği her yerde Büyükşehir’in kalbi var.

Daha doğrusu Büyükşehir Başkanı Ahmet Akın’ın kalbi!

Balıkesir sevgisini her şeyin üstünde tuttuğunu bildiğimiz Ahmet Başkan, kalbini her zerreye konduruyor maşallah.

Siz de bu sayede Ahmet Başkan’ın kalbinin sizin için attığını hissediyorsunuz.

Kimileyin mavi, kimileyin kırmızı, kimileyin beyaz; reklam görsellerinin zemin rengine göre bukalemunlar gibi renk değiştiren kalp, Büyükşehir’in kurucu başkanı merhum Edip Uğur’un B harfi içine sıkıştırdığı yığınla unsurdan arınmış, feraha çıkmış, sadeleşmiş haliyle her yerde karşımızda artık.

AMMA ve lâkin, abartmamak lazım. Her zerreye bu kalbi işlemenin alemi yok; gereği de yok.

Önü para, arkası para sonuçta.

Milletin parası!

Memleketin her yerine Büyükşehir’in kalbini nakşedeceğim diye, milletin paralarını çarçur etmemek lazım.

***

NE diyordu Ahmet Başkan:

Eski logolar, tabelalar çürüyene, parçalanıncaya kadar değişmeyecek!”

Al sana Yeni Çarşı’dan bir manzara.

Adı yeni, kendisi eski çarşımız iki bloktan mamul. Her gelen Belediye Başkanı Yeni Çarşı’yı badana boyadan geçirip, sağını solunu düzeltmekle uğraştı. Yok boyası, yok tadilatı, yok çatısı, yok tabelası derken, Yeni Çarşı’nın gördüğü tadilat tamirat bini aştı.

Belediye’ye ait kaç dükkan, kaç ofis var şimdi bilmiyoruz. Çoğu işyerinin özel mülkiyet olduğunu biliyoruz tabi. Yani, çarşının eli yüzü toparlanacaksa eğer, bunu oradaki işyeri sahipleri kendi aralarında yapmalı. Belediye de payına düşeni ödemeli.

Neredeyse her sene bir yerlerine dokunulan Yeni Çarşı’nın yuttuğu paranın haddi hesabı yok!

Fotoğrafta görüyorsunuz, Çarşı’nın her bir sokağına ‘kapı’ diyorlar; her kapının tabelasını değiştiriyorlar.

Daha bir – bir buçuk yıllık mevzudur; Millikuvvetler Caddesi’yle Yeni Çarşı’yı krem karamele dönüştüren, her bir işyerinin, sokağın, caddenin tabelalarını tektipleştiren, boyayı beğenmeyip ikinciye üçüncüye yeniden boyatan, tabelaların renk uyumsuzluğunu bahane edip tekrardan yaptıran Yücel Yılmaz Belediyesi..

Yeni Çarşı’nın kapı tabelalarını da yenilemişti.

Bittabi o tabelalarda Edip Uğur’dan miras B’li logo yer alıyordu.

Şimdi Ahmet Başkan’ın kalbi işleniyor o tabelalara. B’li logo siliniyor, yerine kalpli logo konduruluyor.

Ahmet Akın’ın hem eli, hem kalbi Yeni Çarşı’ya dokunmuş oluyor.

RONA YIRCALI'NIN DRAM DOLU YAŞAMI RONA YIRCALI'NIN DRAM DOLU YAŞAMI

***

HER bir dokunuş para tabi. Sonuçta tabelacı milleti bunu babasının hayrına yapmıyor.

Ahmet Başkan’ın dönüşüm hedefi bütçesinden onlar da paylarına düşeni alıyor. Eh, adamlar işini yapıyor, karşılığını alacaklar.

Tamam da birader, “parçalanıncaya kadar değişmeyecek” dediği her şey, sapasağlamken değişiyor Ahmet Başkan’ın.

Herhalde “dönüşüm süratli olsun, eskiye dair tüm izler silinsin” telaşı yaşanıyor.

“YENİ ÇARŞI’nın kapı tabelalarına kalp konduruncaya kadar yapılacak daha öncelikli nice iş var” triplerine girmiyoruz.

Önceliği sonralığı onlar biliyordur zaten, size soracak değiller!

Sadece, “ne gerek var” demek istedik.

Bunca masrafa ne gerek var?

Yeni Çarşı’dan milyon kere geçmişizdir hepimiz; .başınızı kaldırıp o kapı tabelalarına dikkat kesildiniz mi hiç? Görmediniz bile.

Daha geçen yıl değişen bu tabelaları sil baştan değiştirmek müsrifliktir, parayı sokağa atmaktır.

Sizce de öyle değil mi?

“Şehir benim, bütçe benim, karar benim; istediğimi yaparım” modunda yönetilmez şehirler.

Şu kalp için altı aydır yapılan harcamaların toplamı nedir diye sorsak söylemezler.

Vatandaş soruyor.

Vatandaş bu işleri gereksiz buluyor.

Vatandaş, “bizim sokakta bir haftadır su patlağı var, gelen giden yok; bunlar sağa sola kalp yapıştırıyor” diye tepki gösteriyor.

Yücel Yılmaz’a “süsleme vitrin işleriyle uğraşıyor” diye kızıyorduk. Bunlar da makyaj – ambalaj işlerine yoğunlaşıyor.

 

***

ELEŞTİRİNCE kızıyorlar. Sağdan soldan kulağımıza geliyor; “bu yazılanlar iyi niyetli değil” diyorlarmış.

Gönderdikleri haberleri satırına dokunmadan yayımlarsanız ‘iyi gazeteci, iyi vatandaş’ mı oluyorsunuz?

Doğru yapılana güzellememiz vardır; şehir için doğru bir adımdır, küçük de olsa büyütürüz, abartırız.

Mutlu olmuşuzdur şehir adına.

Hatalı, yanlış, aksak işler varsa, bunları eleştirmek, kente ve kent yaşayanlarına karşı sorumluluğumuzdandır.

Kişilerle işimiz olmaz, yayınları kişiselleştirmeyiz. Olaylara, olgulara bakarız.

Bunu yaparken parti, siyaset, arkadaşlık işlerini yan tarafa bırakırız.

Eleştiriye tahammül göstermek lazım. “Bize düşmanlık ediyor” şeklinde görmemek lazım.

Aksine dostluğun göstergesidir. ‘Dost acı söyler’ dememiş mi ceddimiz?

Goygoyla işimiz olmaz. Her şeye alkış tutan tarafta değiliz; bunu bilesiniz.

Selam ederim."

Tarık Sürmelioğlu'nun Politika gazetesindeki yazısını okumak için tıklayın