Hayat dediğimiz şey elbette acıdan ibaret değil.
Acısıyla tatlısıyla bir bütün.
Zaten hayatı bütün haline getiren de acısı ve tatlısı.
Hayatta ve hele hele günümüz ülkesinde daha çok acı yaşanıyor.
Mutlu olabilmek için bahaneler yaratmaya çalışsanız da, acıların izlerini bir ömür boyu silemiyorsunuz.
Eskiden hayat bana buruk bir acı tat verirdi.
Yaşadıklarım, gördüklerim, tanık olduklarımı gözlerimin önüne getiriyordum da, hayat şimdilerde tamamen acı veriyor.
Galiba insan yaşlandıkça hayatın adaleti olmadığını daha iyi anlıyor
Ne kadar yaşarsan o kadar acı çekiyorsun.
Çünkü sistem insanı öyle bir hale getiriyor ki, ne kadar acımazsız olursan ol, yine acı çekiyorsun.
Her şeyin farkında olmak da acı veriyor.
Gerçeğin bilinmesine karşın, hayatta bunun tersine uygulamaların yapılması ve bunları yapanların ise hayatın bir parçası olduğunu bilmeniz, eliniz-kolunuz bağlı hayat oyununu izlemek zorunda kalışınız da acı veriyor.
Öyle korkuluyor ki, hayat gerçeğinden.
Saklı olan karşımıza her çıktığında öfkeden köpürülüyor.
Haksızlıkları örtbas etmenin, saklamanın, gerçekleri unutturmanın yolları aranıyor.
Bunun için de her yola başvurmak mübah görülüyor.
Bir türlü kapanmasına izin verilmemiş, üzeri açık bırakılmış yaraya dokunulması nasıl acı veriyorsa işte öyle acı veriyor gözümüzün önündeki tablo..
Bahaneler üretip mutlu olmak istiyorsunuz, polyannacılık oynuyorsunuz ama, kötülerin el üstünde tutulup itibar ve dikkate alındıklarını görmek yüreğinizi sızlatıp hayatınızı paramparça ediyor. Geleceğe dair umutlarınızı yitirilme noktasına getirirken büyük acı veriyor.
Dedik ya, insan yaşlandıkça veya tecrübe edindikçe yaşamın adaleti olmadığını daha iyi kavrıyor.
Hayat değimiz şeyin adaleti olsaydı eğer;
Masumların hayatlarını karartanlar!
Yaşam haklarını ellerinden alanlar!
Sorumsuzluklarıyla canlara kıyanlar!
Aileleri paramparça edenler!
Emanete hıyanet içinde olanlar!
Üç kuruş için benliklerini satanlar!
Temizlenip paklanmadan sıfat peşinde koşanlar!
Oturdukları koltukları, elde ettikleri sıfatları ellerindeki kirliliği temizleme aracı gibi görenler!
İçlerinde insan sevgisi olmayanlar!
Allah korkusu bulunmayanlar!
Hayat karartanlara arka çıkanlar!
Kendilerini farklı sınıftan görenler!
Ayrı ayrı cumhuriyetler kuranlar!
Bizden olanlar, olmayanlar diyerek ayrım yapanlar!
Kendileri dışında kalanı ezenler!
Bunun için her yol mübah diyenler!
Hak-hukuk-adaletin sahibi olduklarını sananlar!
Kişiye göre muameleyi kendilerine hak görenler!
Yüz yüze gelindiğinde 'canım-cicim' diyenler!
Sırtınızı döndüğünüzde dönme-dolaplara binenler!
Kendi paçalarından akan pislikleri görmemezliğe gelerek, kin ve nefret duygularını her fırsatta açığa vuranlar!
İnsanoğlunu 'ak', 'kara' diye sınıflandıranlar!
Üç kuruş için ilkelerini ve benliklerini satanlar!
İhale takipçiliği yapanlar!
Hamili kart yakınımdır diyenler!
Ortak değerleri hiçe sayanlar!
Bukalemun gibi kılıktan kılığa girenler!
Yeri geldiğinde simitçi, börekçi, yeri geldiğinde çaycı, şıracı olup buralardan aldıkları kimlikleri akçeli işler kullananlar!
Küfür ettikleri kurumlardan kişisel çıkar sağlamaya başlayınca kraldan çok kralcı kesilenler!
Hak etmedikleri yerlere ulaşma yolunda şeytana pabucunu ters giydirecek planlar yaparak ayaklarının önünde diz çöktükleri ve her şeylerini borçlu oldukları insanları bir kalemde çizenler!
Balıkesir'de çarpmadıkları, pardon dolandırmadıkları kimse bırakmayıp ardından tası tarağı toplayıp körfezde kendilerine kuytu yer edinip yalanla dolanla dört nala koşan at kafalılar!
Sıfat için kendi ayaklarına bile kurşun sıkmayı göze alanlar!
Bölünmeyi, parçalanmayı bir hak arama yöntemi olarak gören sivri akıllılar!
Olmazdı...
Olsa da prim yapmazdı değil mi?
Maalesef hayatın acı gerçeği böyle...
İşte bu gerçeği eğitimden sağlığa, spordan siyasete kadar günlük yaşamda görmek, benzeri haksızlıklara ve adaletsizliğe tanık olmak insana ACI VERİYOR...
Ama olsun..
Bu yaşadıklarımızda bir ders anlayana ve alabilene...
Şahsen ben, o ACI hayattan dersimi aldım. En büyük acının SABIR, dünyanın bir İMTİHAN sahnesi olduğunu yaşayarak öğrendim.
Darısı almayanların başına..
Yüzünüzde gülücükler eksik olmasın.
------------
BİR SÖZ
Basit adam, karmaşık adamdan daha korku vericidir.
Dostoyevski