Uluslararası arenada ülkelerin itibarında değerlendirilen kıstaslardan biri şüphesiz pasaport.
Ve biz bu pasaport konusunda son zamanlarda oldukça sıkıntılı günlerden geçiyoruz.
Dışişleri; bu konuda ne kadar etkin çalışma yürütüyor; neler yapıyor, etkili ne gibi dinamikleri kullanıp mücadele ediyor bilinmiyor çünkü kamuoyuna bu konuda tatmin edici açıklamalar yapılmıyor.
Aksine, biz daha çok başka ülkelere vize kaldıran, ülkeyi girişi kolaylaştırmak için her türlü kolaylığı sunan bir ülke görünümü arz ediyoruz.
Falan ülke vatandaşına vizeyi kaldırırken ve el oğlu pasaportuyla bizim ülkemize lay lay lom giriş yapabilirken biz o ülkeye girerken vizeden muaf mıyız?
Çok nadir bazılarında evet ama ekseriyetle hayır.
Peki nerde kaldı karşılıklılık ilkesi?..
Kaç ülke vize istemiyor girerken?..
Hangi pasaport daha kuvvetli ve itibarlı; bu detaylara internetten rahatlıkla ulaşabilirsiniz merak ediyorsanız lakin son aylarda iyice artan sayıda başka bir sıkıntı var…
Misal…
Ulusal bir radyodaki programcıya defalarca Almanya’ya giriş çıkış yapmasına ve Almanya’da toplantılara katılmış olmasına rağmen son Almanya vize başvurusunda bekleme süresi ve çektiği çileler yanında Almanya kaç günlük vize veriyor?..
Daha önce 3 yıl vizesi olan tanınmış radyocumuza bu kez sadece 4 günlük vize veriyor Almanya iyi mi?..
Gir çık işini bitir dön ülkene.
Bir gün gezme izni bile yok.
Programını yap dön deniyor.
Yine bir öğretim üyesine kongre için gideceği İtalya; 2 günlük vize veriyor iyi mi?..
Git, kongreye katıl, aynı gün dön.
Bir pizza yeme vakti bile vermemişler iyi mi?..
Tatil için tur şirketiyle anlaşıyorsunuz aylar öncesi.. Tur 7 günse 7 günlük vize veriyorlar, 10 bile değil; nasıl?
Bunun adı rezalet ötesi bir kabalıktır başka söylenecek kelime yok.
Kaldı ki Erasmus öğrencilerine bile vize vermiyorlar.
Yani tatil için gitmek tümüyle hayal haline gelmek üzere.
Ki, normal durumda normal pasaport sahibi vatandaşlarımız zaten inanılmaz bir zulüm çekiyor.
Bekleme süreleri, bitmeyen incelemeler, tonlarca belge-evrak istemi, nihayetinde çıkmayan vizeler…
Eğitim ve sağlık alanından tutun iş ve gezi amaçlı her tür yurt dışı çıkışı ızdırap haline döndü.
Ama yaşanan son örnekler Türkiye Cumhuriyeti pasaportunun itibarının ne yazık ki giderek azaldığını gösteriyor ki bunda özellikle Avrupa açısından en büyük etken milyonlarca istilacıya ev sahipliği yapmamız.
Lakin uluslararası turnuvalardaki milli sporculara bile vize verilmemesi boyutu var ki artık konunun başka bir mecraya taşındığı; Batı’nın tabiri caizse tümüyle Türkiye’ye cephe aldığı tartışmasız bir gerçek olarak karşımızda.
Bunu da geçelim…
Yeşil pasaport sahipleri bile artık rahat değil.
Zira bazı ülkelerde yeşil pasaport sahiplerinin girişindeki son karar sınır polisine bırakılmış.
Yeşilim diye güvenmeyin, pasaport kontrolünde keyfe keder red yiyip, gözünüzün üstünde kaşın var diye bile havalimanından çıkmadan dönmek zorunda kalabilirsiniz.
Bu nedenle vize ve yurt dışı çıkışları hiç olmadığı kadar sıkıntılı ve sorunlu bir hal aldı.
Ve bu konuda neler yapıyoruz, karşı argüman oluşturuyor muyuz, batı dünyasında ne kadar kaale alınıyoruz meçhul.
Velhasıl, nereden bakarsak bakalım tablo çok dramatik ve konuya hassasiyetle eğilen de yok!