Selamunaleyküm kardeşlerim,
İmam Birgivi hazretlerini bilir misiniz. Şehrimiz doğumlu, adına Bahçelievler'de Cami yaptırdığımız zat.
Keramet sahibi, İlim irfan sahibi İmam Birgivi Hazretleri, bir gün şeyhülislam ve daha birçok din aliminin, yöneticilerin olduğu bir yemeğe davet edilir. Lakin Hazret yemeğe elini sürmez.
Şeyhülislam ve diğer misafirler yemesi için ısrar edince
Birgivi Hazretleri, eliyle yemek yiyenlerin gözlerini yukarıdan aşağıya bir sıvazlayınca, bir de gördüler ki kendi yemekleri, o iştahla zevkle yedikleri yemek kokmuş leşten ibaret. Kokmuş leşin üzerinde gezen kurtları görünce onlar da şaşırırlar, nasıl bu yemeği yediklerine
Birgivi Hazretleri himmet edip, tekrar normal hale avdet ettikten sonra, bir de kendi yanında getirdiği ekmeğini elinin içine alıp sıkınca, elinden süzülmüş balın damladığını gördüler. Çünkü onların yediklerine kul hakkı karıştığı için haram olmuş, Birgivi'nin ki ise kendi elinin emeği olduğundan helaldi.
Şimdi gelelim günümüze, bizim gibi helali haramı bilmeyenlere.
Bizler artık eski günlerdeki gibi, o güzel Müslümanlar dan değiliz. Bizlerin artık Kur'an anlayışı, din anlayışı, iman anlayışı değişti. Bizim artık önceliklerimiz, değer yargılarımız, yaşam şeklimiz, ticaretimiz, iş hayatımız değişti.
Bizler artık her alanda değerlerimizi kaybettik. İnancımızı, ahlakımızı, merhametimizi, sevgimizi saygımızı, bizi biz yapan, bizleri diğerlerinden ayıran Rahmani değerlerimizi kaybettik.
Bizlerin dert edindiği, konular değişti. Artık tek derdimiz, daha iyi bir gelecek, saray gibi evler, lüks binekler, para makam mevki kariyer.
Bizlerin artık tek derdi var.
Helal haram demeden, ne pahasına olursa olsun, arzularımızı taleplerimizi, ihtiyaç sandığımız dünyevi isteklerimiz, nefsimizi tatmin etmek, o şeylere sahip olmak. Sahip olduklarımızı kaybetmemek için, her türlü yola, helal haram demeden baş vurmak, uygulamak.
Bakın bakalım yan komşunuza, aranızda ne fark kaldı.
Eviniz aynı, eşyalarınız aynı, bindiğiniz araçlar, çocuklarınızın okuduğu okullar aynı. Aynı salonda düğün yapıyor, aynı pahalı kıyafetleri kokuları kullanıyoruz.
İşçilerimize davranışlarımız aynı, bizlerde onları karın tokluğunu çalıştırıyoruz. Kibrimiz aynı, dünyaya bakışımız aynı, ticari ahlakımız aynı. Aynı bankadan faizle kredi çekiyor, aynı yerlerde tatil yapıyoruz.
Zannediyoruz ki biz çok farklıyız,
Çünkü biz AK Partiliyiz o Chp'li, biz Sünniyiz o Alevi. Biz namazımızı kılıyor o kılmıyor, biz su içeriz o içki içer, o tatile Paris'e gider, bizler günahlarımız altında ezildiğimiz için Umre'ye.
Komşularımızın birçoğu da içki de içmez. Paris'e tatile de gitmez, insanlığı da ahlakı da, komşuluğu da bizlerden kat kat iyidir.
Hiç düşündünüz mü, nasıl bu hale dönüştük.
Bizler artık sigara, içki kumar, uyuşturucu müptelaları gibi bağımlı hale
geldik. Neden bu hale geldik, çünkü üç günlük geçici dünya hayatı uğruna, bizler helal- haramı unuttuk. Bizler harama bulaştık, bulaştırıldık ve sonunda yavaş yavaş uyuşturucu müptelaları alkolikler gibi, bütün hücrelerimize kadar haram kolikler haline dönüştük.
Haram helal demeden kazanmak, daha çok kazanmak uğruna, günah bataklığında boğulduk.
Aşımıza haram karıştı, ekmeğimize haram karıştı, işimize haram karıştı, hanemize ticaretimizi haram karıştı. İdareciliğimize, yöneticiliğimize, siyasetimize haram karıştı.
Düğünümüzü, derneğimize vakıflarımıza, tarikatlerimize, ibadet hanelerimize, zekatımızı sadakamıza, her şeyimizi haram karıştı. Aslında karışmadı biz karıştırdık, biz kendimiz kaşındık, bulaştık.
Adam kayırma, haksız kazanç, tehdit şantaj, rüşvet yalan iftira, ahlaksızlık zina, bizim için haram olması gereken her şey, artık bizler için oldu çoktan maalesef helal.
Oysa namazlarımızı da kılıyor, Hacca Umre'ye gidiyor, elimiz titrese de zekatımızı sadakamızı da veriyoruz, değil mi.
Hani biz iyi birer Müslümandık. Müslüman bunları yapar mı. Müslüman eline diline beline sahip olmayıp, midesine haram koyar mı.
Vallahi haramlar artık hücrelerimize kadar işledi. Maneviyatımız bitti, Kur'an'dan, Peygamberimizin güzel ahlakından uzaklaştık. Artık bizler günahlara alıştık, birer bağımlı haram sever, haram aşığı, haram kolikler haline büründük.
Vallahi ibadetlerimiz boş.
Namazımız Orucumuz, bizleri kötülüklerden alıkoymuyor. Cami ye koşuyor secdeye kapanıyoruz, sadece vicdanımızı rahatlatıyoruz, bir de çevre bizi dindar biliyor ya.
Fırsat buldukça günahlar altında ezildiğimiz den, cebimizdeki haram bulaşmış paralarla Umreye gidiyor, günah çıkartıp günahlardan arınacağımızı zannediyoruz.
Yalan mı Kardeşler.
Yalan diyorsanız eğer, kendinizle baş başa kaldığınızda, başınızı gecenin karanlığın da yastığa koyduğunuz da sigaya çekin bakalım kendinizi. Malesef doğru değil mi.
Ah Ah yalnız değilsiniz. Çünkü hepimiz maalesef bu haldeyiz.
Allah Rızası için, ne olur uyanalım. Silkelenip kendimize gelelim. Allah rızası için birbirimizi uyaralım. Tövbe edelim Yüce Allah'tan af dileyelim.
Yoksa Vallahi ebedi bir Cehennem var be Kardeşler.
Vallahi hesap günü var be kardeşler, hepsinden önemlisi Peygamberimize mahcup olmak, bizleri yoktan var eden Rabbimizin rızasını kazanamamak var be kardeşler.
Selam ve dua ile