DELİNİN teki

12-13 yıl önce

kuyuya bir taş attı,

bilumum erkan o gün bugündür

21 Ekim'i

"Dünya Gazeteciler Günü" diye kutluyor.

Dün de öyle oldu.

Belediye başkanları, milletvekilleri, stk başkanları, bürokratlar sosyal medya hesaplarından şık görseller eşliğinde hayali günü kutlama yarışına tutuştu.

Hadi "fazla mal göz çıkarmaz" düşüncesiyle hatırlanmak güzeldir diyelim.

Lâkin o şatafatlı cümleler içeren mesaj sahiplerinden tekinin bile, kendine yakın hissettiğu bir gazeteciye bile alo deyip samimiyetle bu duygularını ilettiklerini sanmıyorum.

Üşenmedim,

meslektaşlarımdan bir çoğunu arayıp sordum ve bu düşüncemde yanılmadım.

Duygular sosyal medya üzerinden iletilince, sanal oluyor, yalan oluyor. Tıpkı herkesin birbiriyle samimi görünmeye çalıştığı, gelgelelim birbirini sevmediği gibi.

Delinin peşine takılıp yürünüyor. Hadi buna bir şey demiyoruz,

ama hiç mi akla gelmez bir gazeteciyi aramak ve tebrik etmek, rencide olmadan gerçekle yüzleşmek, doğruyu bilmek, bir daha aynı hataya düşmemek.

İlkeli gazetecileri değil, pespaye şarlatanları sevenlerden akılı bir iş yapmalarını beklemek de bizim aptallığımız olsun!

"Ulen ramazan takıldığın işlere bak. seninkisi hem ayranım dökülmesin, hem yoğurdum ekşimesene benziyor." diyenler olabilir, haklısınız!

Lâkin sinek de küçük, ama içerisine düştüğü Balıkesir Kaymaklısını gördüğünüzde mideniz bulanmıyor mu hiç!

Bu arada,

Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu için ayrı bir parantez açıp samimiyetle teşekkür edelim;

Devlet ciddiyeti ve sorumluluğunu bir kez daha hissettirmesi hasebiyle.

Amacımız, hayali günü kutlama yarışına tutuşanlarla asara etmek değil, tıpkı sn. Vali gibi bulundukları makamlara, temsil ettikleri kitlelere yaraşır davranış sergilemesini haklı olarak beklemektir.

Lütfen biraz ciddiyet..

Selâmetle..

#22Ekim #KendimeNotlar #RamazanDemir