Ticaret yaparken, bazen ödeme dengesini kuramazsın ve faize bulaşmayayım diye banka harici kısa vadeli destek ararsın.
Ay sonu gelmiş. Ödemelerin var.
Maaşlar ödenecek, kestiğin çeklerin var.
İtibarın var.
Herkeste bir darlık.
Yan komşu esnaf arkadaş “Cemal’cim vallahi benim de şu kadar açığım var. Bağkurumu bile ödemeyeceğim” diyor.
Böyle durumlarda kuyumcu hacı abiye başvurursun.
Utana sıkıla girdiğin dükkana;
“-Selamün aleyküm” diyerek el pençe durursun.
Meydan Larousse ansiklopedisi gibi kalın alacak defterinin sayfalarını karıştırırken, sayfalarda kurşun kalemle yazdığı alacakları Facit marka manuel hesap makinasıyla toplarken kafasını kaldırıp sana bakmadan, “Aleyküm Selam” der.
“- Hacı abi ödemelerim var. 100.000 tl kadar açığım var. (Rakamlar örnektir. Bugüne göre verilmiştir) Bugün çarşamba, Pazartesi günü gelecek param var. 5 günlük bi borç verebilir misin?”
“- Güzel kardeşim. TL olarak veremem, bizim de ödemelerimiz var. Ama istersen dolar vereyim”
Senin o gün o ödemeyi çözmen lazım. Öğlen olmuş. Bankacı çek hesabına para bekliyor. Değil dolar, hisse senedi, altın, hazine bonosu, para eden ne varsa alacaksın.
“- Olur hacı abi. Allah razı olsun”
Hacı abi 1950’lerden kalma nostaljik kasasına dönerek kasayı açar. İçeride yığılı TL’lerin yanındaki dolar destesinden bi deste dolar çıkarır. İçinden 3000 doları tek tek sayar geri kalan desteyi lastikler yerine koyar.
Ve elindeki doları sana uzatır.
İşte film bundan sonra başlıyor.
Ne sandınız?
3000 doları alıp çekip gidebileceğinizi mi?
Yanılıyorsun dostum.
O zaman, o borcunu ödedikten sonra, sıkıştığında Hacı abinin dükkanına bi daha adım atamazsın.
★
PÜF NOKTASI
Hacı abi senin eline doları verdikten sonra, önüne bakan adam gitmiş gözlerini sana dikmiştir.
Sen de aldığın doları 10 saniye sonra tekrar geri verirsin.
Çünkü islami usule göre sen dolar borç aldın, eline dolar değmesi lazım.
Ama TL yi de hacı abiden alman, yani doları ona bozdurman lazım. Sana zaten TL lazım mecburen bozduracaksın.
Ammaaaaaaaa…
Dışarıda 35,20 liraya bozduracağın doları, hacı abi 34,70'e bozuyor. İtiraz etme hakkın yok.
Hacı abi ağırdan hallerle doları yine kasaya koyar, TL’lerden çıkarır ve sana o kadar doların karşılığını eline sayar.
3000 doları dışarıdaki rayiç bedelden 1500 tl daha düşük bozdurup, TL ni alıp, bi “Allah razı olsun” daha çekip, dükkanı terk edersin.
★
ÖDEME GÜNÜ
Yine en önemli nokta şu ki ödeme günü borcunu hacı abiye TL götürmelisin.
Asla dolar olarak götüremezsin.
Hatta sattığın ürün ve ticaretin dolar üzerinden ise, ve elindeki paran dolar ise, onu gidip başka dövizcide bozdurup, TL’ye çevirip öyle gitmelisin hacı abiye.
Neden?
Çünkü başın darda kalırsa, hacı abi sana kapıyı kapatır. İşini görmez(!)
Paran cebinde.
Aynı sahneler.
“-Selamün Aleyküm”
“-Aleyküm Selam”
“-Hacı abi paramı getirdim.”
Hacı abi makinasına iki üç el hareketi çeker ve piyasada 35,40 satılan dolara 35,90 fiyat ile çarparak senden 3000 dolar karşılığı parasını toplamda bi 1500 tl daha fazla olarak alır.
Kasasına koyar.
Sana 3000 doları sattığına işaret olarak islami usule göre eline dolarları sayar. Sonra sen 3 saniye içinde doları tekrar geri verirsin.
Onun kalbinde mutmainlik(!)
Sende borc yükünden kurtulmanın verdiği rahatlık(!)
“-Hayırlı işler” diler ve çıkarsın.
★
ŞEYTAN BUNUN NERESİNDE?
Yolda işyerine dönerken hesap edersin.
“Ulan” dersin;
“3000 dolar karşılığı olan 115.000 tl için, dolar hiç artmadığı halde, re’sen ödediğim fark 5 gün için %3 e geliyor. Bankaları aylık faizleri o dönemde %1,5 felan iken bu iş nasıl oldu?” dersin.
Sonra…
“Olsun be…” dersin.
“Faize bulaşmadım ya!” dersin.
“Hacı abi #İşiniBilir
Allah rızası için(!) işimizi gördü” dersin.
Hayat tecrübesi ve insanları öğrenmek, okunacak bir kitap değil, yaşadıklarının sende bıraktığı izlerdir.
Zor zamanlarda #gerçekten yanımızda olan dostları saygıyla ve hürmetle anıyorum.
Hepinizi seviyorum.
Sevenleriniz çok olsun!