YENİ KÜRESEL DENGENİN
TEMELİ ASYA'DA ATILACAKTIR.

Her ne olursa olsun, ABD askeri gücünün çeşitli coğrafyalardan çekilmesi, (Dünya'da  ekonomik ağırlığın ağır kefesi olmaya başlayan) Asya'daki yeni denge oluşumunu tamamen terk edeceği anlamına gelmez. 

Asya'da şekillenmeler, yakın tarihlerde yaşanması beklenen dış etkilerin yaratacağı kaos sırasında ve daha çok Asya'daki ülkelerin karar, güç ilişkileri ve stratejik önem etkileşimlerinin etkisiyle ortaya çıkabilecektir.

Uluslararası sermayenin bu gelişmeler ve tercihleriyle ilgili senaryolarına tanık olacağız. Asya gibi büyük bir kıta ekonomik merkez olacaksa yeni Dünyanın dengelerini de bu kıtada inşa edileceğini söylemek zor değildir.

En azından tecrübeler ve aklımız olayların böyle gelişeceğini söylüyor. 

Asya'nın doğusuyla batısı arasındaki her türlü ekonomik, sosyal, siyasi ve askeri hareketlilik yeni kurulacak düzenin en önemli belirleyicileri olacaktır. 

DOĞU AKDENİZ HEM ASKERİ
HEM DE TİCARİ OLARAK
EN ÖNEMLİ COĞRAFYA OLACAK

Öncelikle Akdeniz ve civarı ABD ve AB'deki ekonomik gücün yerini alacak coğrafyadır. Özellikle öncelikli olarak doğu Akdeniz ve civarı doğal kaynaklarıyla ve stratejik konumuyla en önemli bölgedir. Bu alanın içine Karadeniz Balkanlar ve Anadolu coğrafyası da girmektedir. 

Bu nedenledir ki bugünün gelişmiş ülkeleri ve İsrail için Irak, Suriye, Gazze ve Lübnan'daki savaşın ve karmaşanın nedeni olarak demokratik, dini ve etnik gerekçeler ortaya sürülse de, gerçek mesele ve hedef, bugünkü uluslararası güç ve sermayenin kendileri için gelecek te de rahatça yönetip hareket edebilecekleri bir bölge yaratmaktır.

Dünyanın bir çok yerinde etnik ve siyasi sorunlar varken özellikle Ortadoğu ve Doğu Akdeniz coğrafyasına odaklanılmasının nedeni de budur. 

Türkiye'nin 40 yıldır içeride dış destekli terörle meşgul edilirken tarihinde yönetip etkili olduğu Ortadoğu'da belirleyici etki sağlayamaması istenmiştir. Türkiye'nin etkin olamadığı bu bölgelerde Şii nüfusundan da destek alan Hizbullah ve arkasında İran ciddi bir güç yaratmıştı.

Batının bölgedeki etkinliği zayıflamadan önce, aktif ve belirleyici olabileceği sahaları geliştirme ve yeniden yapılandırma eğiliminde olduğunu görüyoruz. 

İlk hedefleri İran Hizbullah'ı ve İran-Rusya etkisindeki yönetimleri değiştirmek. Sonraki hedef ise büyük olasılıkla direkt olarak İran'ı çökertmek olacaktır.