Sıkıcı bir yazı değil, güvenin bana. Sözün gücünden söz etmişken, işinize yarayacak malzeme vereceğim, ciddiyim.
Adından dolayı biraz yabancı gelebilir. Ancak son yıllarda hayli sık kullanılıyor.
Örnek, siyasiler mecliste tartışıyor; “Retorik yapmaaa!” diye bağırıyor. Rakibi, “Esas sen retorik yapıyorsunnn” diye karşılık veriyor.
Ne anlıyorlarsa…
Neyse biz konumuza dönelim.
Üzerinde hayli çalıştığım bir konu; konuşmak!
Basit ama ikna edici bir sözdür “konuştuğun kadar varsın.” Yani insan, ancak dili aracılığıyla insan olmaklığını gösterebiliyor.
Aristoteles’e atfedilen, “insan konuşan bir hayvandır” deyimi de konuşmanın insan için mucizevî gücünün neredeyse 2 bin 500 yıl önce de geçerli olduğunu gösteriyor.
Niye konuya girdim?
Başımdan geçti diye…
Basit bir konuda konuşurken muhatabım konuyu anlatmadaki yetersizliğinin üzerine benim anlamlandırma ve mantıklı sözlerle açıklamama şaşırdı. İçten içe öfkelenmiş de olabilir. Ancak kendi durumundan duyduğu mahcubiyeti, tuhaf biçimde hem beni kırmamak hem de nitelikli saldırı amaçlı, “retorik yapıyorsun!” dedi.
Önce şaşırdım, gözlerine baktım ciddiydi.
Doğrusu sevindim, ben de ciddiyim.
Farkında değildi ama beni retorik bilmekle itham etmesi bilgimin avam üzerindeki tezahürünü teyit etmişti.
Neyse konuya girdik madem biraz retorikten söz edelim.
Kişisel gelişim adı altında insanların zaaflarından yararlanıp haksız kazanç elde edenlere karşı uyaran koçluk yazımın sonunda “retorik öğrenin” önerimin tamamlanması olarak da kabul ediniz.
İÇERİK BOŞSA, HER ŞEY BOŞ!
Yunanca bir kavram olan retorik etkileyici, ikna edici konuşma sanatı. Hitabet!
Konunun yarar ve amacını anlatmak için kökeninden söz ediyorum.
Antik Yunanistan’da M.Ö. 5. Yüzyılda Sokrates çevresindekilerin kullandığı kelime, ilk kez Platon’un Gorgias adlı eserinde yer alır.
Retoriğin kullanım alanları geniştir. Felsefede, edebiyatta, siyasette, hukukta, doğal dilde, bilim dışı akıl yürütmede, fikirde, güzel konuşmada ve örtülü ifadelerde rastlanır. Farklı disiplinlerdeki anlamları her zaman birebir örtüşmez.
Küçük yaşlardan itibaren Retorik öğrenmenin birçok faydası var.
Retorik, erken yaşta hem konuşma hem de yazmada etkili ve ikna edici olmayı sağlar.
Retorik, çocuklara ve gençlere diğer insanlarla etkili bir şekilde iletişim kurmada özgüven kazandırır.
Retorik, eleştirel düşünme becerilerini geliştirir.
Etkili, ikna edici bir konuşma sadece üslûp üzerinden olmaz. Kalıp güzel ama içeriği anlamsız sözlerden kurulu, mantık ve gerçek dünyadan kopuksa hepsi boş!
Bu yüzden retoriğin yararlarını bilen bu alanda kendine yatırım yapar. Retorik bilirseniz; Kendinize güveniniz artar. Topluluk önünde konuşma korkunuzu yenersiniz.
Stresle başa çıkmanızı sağlar. Konuşurken stresi kontrol altına alırsanız, hedefe ulaşırsınız.
Konuşmanızı güçlendirir. Retorik öğrenirseniz konuşmadaki zorlukları gideren doğru telaffuz, düzgün diksiyon, ses tonu kullanımı sayesinde dilinizdeki asalak sözcüklerden kurtulursunuz.
Başarılı bir konuşmacı, retorik becerisi sayesinde karizmatik etki bırakır.
Hakiki kişisel gelişim sağlar.
Retorik teknikleri çoklu yetkinlik alanlarına dayalıdır. Yazılı, sözlü iletişim kurallarını, kanıtların kullanımı, büyülü sözcük ve cümle kalıplarını, felsefe ve mantığı, hitap edilen kitlenen yönetimini, zaman yönetimini, kişisel enerji yönetimini öğrenirsiniz.
RETORİĞİN TEMELİ BUDUR
Konu basit diye girdim ama sizden çaba ister. Kendinizi verirseniz, retorik beceriniz sayesinde toplum içinde rahat edersiniz.
Bu konu bir başka yazıyı hak ediyor.
Şimdi retoriğin teknik bilgileriyle yazımızı bitirelim.
Retoriğin olabilmesi için üç temel öge gereklidir:
Bir söylevci, bir dinleyici ve bunların düşündüklerini ve görüşlerini iletebilmelerine aracılık eden bir dil.
Retorik, bir konu üstünde bireylerin farklılığı tartışmalarıdır. Retorik aracılığıyla, benzerlik, farklılık, kendimizin veya başkasının benzerliği, bunları donduran toplum, bunları yasallaştıran ve kimi zaman sarsan siyaset, bunların içlerinde dalgalandığı psikoloji ve ahlak tartışılır.
Retorikle insanlara, onların durumlarına, onlarda bulunduğunu sandığımız özelliklere, bulunmasını istediğimiz ya da reddettiğimiz özelliklere hitap ederiz.
Retoriğin boyutlarını da verelim, bir sonraki makalemizde bunları açalım.
Retoriğin Logos, Pathos ve Ethos boyutu var.
Ethos: Ben simgesi, karakter, yaşam ve amaç tercihidir. Aynı zamanda ahlaktır ethos...
Ethos hatiptir, daha doğrusu hatibin erdemidir. Söylevcinin mesleği ya da sosyal kökeni ne olursa olsun ahlaken herkese örnek olması gerekir. Yani güzel konuşan kişi ahlaksal yetiye sahip olmalıdır.
Pathos: Söylevcinin kandırmak, razı etmek, heyecanlandırmak ya da büyülemek istediği dinleyiciyi niteler. Ethos cevaplara gönderme yaparken, Pathos soruların kaynağıdır. Yani dinleyici çekingendir; kendi duygularının ve söylevcinin etkisinde kalır.
Logos: Dinleyici ve söylevciyi kendi kurallarına bağlar. Dinleyiciyi güçlü kanıtlarla ikna eder ve güzel üslubuyla onun beğenisini kazanır. Soruları ve cevapları farklılıklarını koruyarak açıklayabilmedir.
Retorikle ilgili aklınızda bir şey kalsın diye söylüyorum.
Nihayetinde retorik, doğruluğa erişme yolu, yordamıdır.
Her fâniyi şerefli kılan doğruluk yolunda yolculuktur.
O halde muhatabımın deyimiyle, “retorik yapmaya” devam.