Bugün hem Türk futbol tarihi, hem ülkemiz açısından dönüm noktası denilebilecek günün yıldönümü.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) talimatıyla 3 Temmuz 2011'de futbolda şike yapıldığı iddiasıyla Aziz Yıldırım ve birçok ünlü ismin gözaltına alınmasıyla başlayan sürecin 13. yılındayız.

Kabus gibiydi o günler. İnanılmaz bir dezenformasyon ortamı yaratılarak oluşturulan algıyla Fenerbahçe başkanı ve yöneticileri tutuklanırken, şampiyonluğunu elinden alınmaya çalışılmış, Şampiyonlar Ligi'ne gönderilmemişti. 

O günlerden bugüne akılda kalan ise, "Ne Şikesi Memleket Elden Gidiyor" sözleri oldu.

Aziz Yıldırım bu tarihi uyarıyı yaptıktan 5 yıl sonra, hain kalkışma yaşanıyor, memleket uçurumun kenarından dönüyordu!

Bakın 8 yıl önce neler yazmışım.

Haydi gelin birlikte okuyup, hafızalarımızı tazeleyelim.

3 Temmuz denilince sizin aklınıza ne geliyor bilemem, ama bense Türk futbolunun katledildiği gün olarak anımsıyorum o tarihi.

Ayrıyeten, dönemin meşhur (!) savcısı, pardon FETÖ tetikçisi Zekeriya Öz geliyor aklıma.

Fenerbahçe düşmanı, FETÖ sevicisi kimi spor yazarlarıyla yorumcularının "heykeli dikilecek adam" dediği futbol katili geliyor aklıma.

Balıkesir'deki bazı hukukçu arkadaşlarımızın; "O aptal, dengesiz ve delinin biridir" dediği günler geliyor aklıma.

"Bigadiç'te görev yaptığı dönemden iyi tanırız. Her türlü pis işe bulaşan biridir" diye iletilen günler geliyor aklıma.

Bizden bunu araştırarak haber yapmamızı isteyen hukukçu ve siyasetçi arkadaşlara; "Adamın astığı astık, kestiği kestik, görmüyorsunuz ondaki yetki kimde var, altına zırhlı araç bile tahsis edildi" karşılığını verirken iki cümle yazmaktan tırstığımız(!) günler geliyor aklıma.

Baktığımda şöyle geriye, bütün bildiklerimi unutuyorum!

Unutmadığım tek bir şey kalıyor o dönemden aklımda.

Fenerbahçe...

....ve devletin her yerine sızmış eşkiyalara karşı tek başına direnen bir kulüp ve başkanı.

"Ne şikesi.. Memleket elden gidiyor" diyen Aziz başkanın haykırışını hatırlıyorum.

Birçok etkili-etkisiz, yetkili-yetkisiz ismin "Şikeci" yaftasını yapıştırdığı dönemde,

Aziz Yıldırım'ın tutuklu olarak getirildiği mahkeme salonunda, gazetecilerin yanına gelerek söylediği şu cümleler geliyor aklıma:

"Memleket elden gidiyor. Siz hala basında şikeden bahsediyorsunuz. Ne şikesi, ne şike davası; Memleket elden gidiyor. Korkmayın, biz korkmuyoruz."

Unutmuyorum, unutamıyorum bu sözlerini Aziz başkanın.

Tarihi uyarı sonrası;

Bu adam gündemi değiştirmek için saçmalıyor” diyenler arasında kimler yoktu ki?

Reyting için dansöz kıyafeti giymeye gönüllü bazı spor yorumcuları da "ti"ye alarak sulandırmıştı Aziz Yıldırım’ın "Memleket elden gidiyor" sözlerini..

17-25 Aralık sonrası anladık, ki asıl gündemi değiştirmek, sulandırmak isteyen onlar imiş..

Sen haklı çıktın sevgili Aziz başkan..

Gidiyordu az daha geç kalınsaydı memleket elden!


"3 Temmuz Şike Davası" sürecinde katıldığım bir televizyon programında; 
"Asla ve kata inanmıyorum bunun bir şike davası olduğuna" demiştim.

Şike davası olsaydı bazılarının dediği gibi eğer; 

Ne maçlar vardı göz göre göre şikenin yapıldığı.. Canlı yayınlandığı ve alemin gördüğü, bildiği..

Hatta bir örnek de Balıkesirspor maçından vererek, hatır ve gönül şikeleri nasıl olur onu paylaşmıştım.

Şikeden en çok canı yanan takım F.Bahçe'dir.. Kaç şampiyonluğu gitti son maçlarda, bir gözünüzün önüne getirin..

Bunları bile bile, siz "futbolda şike yoktur" mu diyorsunuz yoksa!

Neyse mevzumuz şike değil..

"Bu çocukların hepsinin başı secdeye değiyor" diye düşünen bizleri saf yerine koyan FETÖ'cülerin gerçek niyetini ve yüzünü bize 5 yıl önce gösteren Fenerbahçe'yi konuşuyoruz bugün.

Sevmeyen de alkışlamalı Fenerbahçe'nin dik duruşunu ama, seveni "biz bir spor kulübünden daha fazlasıyız" diyerek ayrı bir gurur duymalı.

Ne mutlu Fenerli’ye...

Aziz başkan, “Ne şikesi Memleket elden gidiyor” dediğinde bunu alaya alanlar şimdi yanıldıklarını anlatıyorlar her fırsatta, her ortamda.

Asıl hedefin Türkiye Cumhuriyeti ve Hükümeti olacağını söylediğinde Aziz başkana gülenler, bugünlerde Devletin bu yapılardan nasıl arındırılacağı konusunda fetva veriyor sağda solda.

FETÖ'cülerin Yargı, Emniyet ve TSK'yı hedef alarak Türkiye'yi savunmasız bir şekilde uluslararası emperyalist güçlerin yazıp kurguladığı politikaların kucağına attığını söylediğinde Aziz başkanı, "şike davasını sulandırmakla" itham edenlerin, bugün tv'leri dolaşıp "Fenerbahçe haklıymış" demesini görmek gurur verici.

Kardeşlerim, 

İşin en ilginç yanı ne biliyor musunuz?

Fenerbahçe yöneticilerini örgüt kurmakla suçlayanlar, hayali fezlekelerin altına imza atanlar, şafak sökmeden ocaklarına çökenler ve ters kelepçe takanlar ile bu zulmü yapanlara "özgür basın" adı altında alkış tutanlar, bugün ya terör örgütü üyesi olmakla suçlanıyorlar yada cezaevindeler..

Bu da amasız, fakatsız, lakinsiz şunu söyletiyor:

FETÖ'cülere ilk darbeyi tek başına direnen Fenerbahçe vurdu.

Sakın alınganlık gösterme Galatasaraylı, Beşiktaşlı veya yıllardır Fenerbahçe'ye “şikeci” diye iftira atıp kupa isteyen Trabzonsporlu kardeşim.

Sizi de seviyoruz, alkışlıyoruz yeni Türkiye'nin verdiği Demokrasi Savaşı'ndaki dik duruşun nedeniyle..

Biz, biriz, beraber, birlikte Türkiyeyiz..

Ama..

Fenerbahçeli olmak ayrı bir güzel, ayrı bir anlam ifade ediyor 15 Temmuz'la birlikte.

Fenerbahçe şampiyon olamadı diye hiçbir zaman üzülmedim.

Çünkü ben, tarihin şampiyonluklarla yazılacağına inanmıyorum.

Tarih, tıpkı tankı durdurmak için paletlerine bedenini siper eden demokrasi şehit ve gazileri gibi dik duruşla yazılır.

Ne diyordu spor basınının efsane ismi merhum İslam Çupi:

"Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. 
Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz

Tarif edilemez bir büyüklük bu gerçekten.

Fenerbahçe'yi işte bu yüzden bir başka seviyorum.

Durun bir dakika.

Renklerini ay yıldızlı bayrağımızdan alan Bal-Kes'imi unutmuş değilim.

Çocukluğumda stat çevresindeki ağaç tepelerinden maçlarını izlediğim, minik bedenimle tuvalet pencerelerinden stada kaçak olarak girdiğim günleri, bir dönem yöneticiliğini yapma şerefine nail olduğum Balıkesirspor'umuzu daha çok seviyorum.

Bal-Kes'imi de Fenerbahçe'min yanında görmeyi arzuluyorum.

Seni, beni, hepimizi, bütün şehri Süper Lige taşımasını istiyorum...

Hep beraber.. 

Hep beraber Balıkesir..!

10 Ağustos 2016