Leyla’yı tanıyorsunuz,
Babası gurbet hastanesinde bir başına kalınca kız başına ne yapacağını şaşırmış, bir video ile sosyal medyadan seslenerek Türkiye’den yardım istemiş.
Baba kalp hastası.
Kardeşi de astım. Gurbette çaresizliği bilmeyen Leyla’nın yakarışını anlayamaz elbette.
Hasta babasını kurtarmak isterken başına neler geldi Leyla’nın,
Kendisi de çok şaşırmıştır eminim,
Konyalı oldu Leyla,
Akp’li oldu,
Milyoner oldu,
Babası’nın lüks arabası vardı,
İsveç’te kendisine ve ailesine dava açıldı,
Sınır dışı edilmesine az kaldı.
Üzgünüm Leyla, yukarıda yazılanların kaba, saba yalanlar olduğunu söyleyeceksin, ama dur.
Dışardan nasıl görünüyor bilmiyorum,
Ama burada o özlediğin, hasretini çektiğin birlik beraberlik yok.
Aslına bakarsan hiç de olmadı.
Yani sen ne yaşarsan yaşa bazıları yukarıda yazılanlara çoktan inandı, seni yargıladı, hükmü verdi.
Bunu yaparken, gurbette nafakasını çıkarmak için emek veren bir genç kız olduğuna kimse dikkat etmedi.
Evet Leyla üzgünüm artık sen 18 yılda bizleri, yani Türkiye’de yaşayan Türkleri tarihinde görmediği hizmetlere boğan, devleti milletin hizmetçisi yapan AK Parti iktidarı ve başarılarının bir sembolüsün.
Bundan böyle Leyla denince tek bir vatandaşını dünyanın neresinde olursa olsun yalnız bırakmayan, gerekirse uçak kaldırıp evinden alıp güvenli memleketine getiren, hasta ise dünyada eşine az rastlanan süper lüks hastanelerde tek kuruş ödemeden tedavi eden, sonra evladını arayıp, “üzülme kızım baban emin ellerde” diyen bir devletin, büyük Türkiye’nin sembolüsün.
O yüzden seni ve hasta babanın bu süreçte gurbette sahipsiz bırakılmayarak memlekete getirilen 60 binin üzerinde insanımızdan bir farkın var.
Her durumda karpuz gibi ortadan ikiye ayrılan toplum, konu samimi bir yardım çağrısı olunca da sessiz kalamadı ve ikiye bölündü.
Bugün sosyal medyada ne okuyorsan işte nedeni budur.
Üzgünüm Leyla,
Bir taraftan Leyla’nın hasta babasını kurtaran ülkesi ile gurur duyanlar,
Diğer tarafta ise Leyla’nın babasını, 60 bin insanımızı yurda getiren, hasta olanlar tek kuruş almadan hizmet eden, gurbette dahi yabanda bırakmayan devletini aşağılamak, yargılamak, eleştirmek için türlü fırsatlar kollayanlar..
Üzgünüm Leyla, Baban bu memlekete ve insanlarına hizmeti şiar edinmiş, kendisini milletine adamış Erdoğan’ı beğendi.
Baban İşveç kanallarına çıkıp, devletine hakaret etseydi şimdi el üstünde tutulurdun ama o haklı tarafı seçerek hata! yaptı.
İsveçlilerin vatan sevgisi nasıldır bilemem,
Ama Türkiye’de siyaset böyle yapılıyor.
Konu Erdoğan ve bu topraklara yaptığı o büyük hizmetler olunca tüm değerler, ilkeler, inançlar ayaklar altına alınıyor,
Aynı anda onlarca yalan söyleniyor ve anında alıcı buluyor.
Kemalisti, teröristi bir araya geliveriyor.
Burada herkesin kendi yalanına inandığı bir düzen var.
Üzgünüm Leyla,
Bunu kabul et ki sen artık Konyalısın,
Bakan’ın hemşerisisin ve çok zenginsin,
İsveç’te hakkında bir dava açıldı,
Çok yakında da sınır dışı edileceksin.
Ve tabii ki AKP’lisin
Hepsini bir yana bırak ve bir an bizim halimizi düşün,
Biz bu yalanlara inanan, bunları birbirine anlatan ve Erdoğan’ı eleştireceğim diye milletine etmediği hakaret bırakmayan bu tiplerle birlikte yaşıyoruz. Bu da bizim çilemiz işte.
Üzgümün Leyla. Artık sen de herkes gibisin..