Bazen ben onu, kimi zaman da o beni arayıp, "attan düşenin halinden attan düşen anlar" misali takılıyor, alaya alıyoruz bizi alt etmek amacıyla fırsat kollayan sayrılıkla..

"Benim hayatımı yargılamadan önce

benim ayakkabılarımı giy ve

benim geçtiğim yollardan, sokaklardan, dağ ve ovalardan geç.

Hüznü, acıyı ve neşeyi tat.

Benim geçtiğim senelerden geç.

Benim takıldığım taşlara takıl.

Yeniden ayağa kalk ve aynı yolu tekrar git benim gibi. Ancak ondan sonra beni yargılayabilirsin."

demiş ya Mevlana

işte o isimlerden biriyle, şehrin bir çok alanında iz bırakan ismi Hulusi Yılmaz kardeşimle beraberdik bugün.

O da benim gibi yıllardır cebelleşiyor maraza ile...

Büyük olan derdini hiç dert ettiği yok!

Benim gibi umursamadığı için bedenini sarıp sarmalayan canavarlar kuzuya dönüşmüş halde!

Bazen ben onu, kimi zaman da o beni arayıp, "attan düşenin halinden attan düşen anlar" misali takılıyor, alaya alıyoruz bizi alt etmek amacıyla fırsat kollayan sayrılıkla..

Hani

yoldaş, candaş diyorlar ya.

Hulusi Yılmaz da benim için öyle biri ve aynı zamanda dertdaşım...

İkimizde aynı yollardan geçtiğimiz için, birbirimize dayanak olmaya devam ettiğimiz gibi, birbirimizi yargılama hakkına da sahibiz anlayacağınız.

Bugün köy kahvesinde iki laf ile birlikte habis urun belini kırdık!

Her daim olduğu gibi neşeli, sohbeti keyifliydi.

Ortak arkadaşımız Mustafa Tetik de eşlik edince muhabbete ve otantik köy kahvesinin tavşan kanı çayına doyum olmadı.

İyi ki varsın Hulusi abi.

Sinerjin bana da enerji veriyor.

Sen çok yaşa emi...

Ne güzel insanın kendisini yargılayabilecek bir yareninin olması..!

Bir de dip not düşelim şuraya;

Derdi olup da "öldüm. bittim, mahvoldum.." diyeniniz varsa Hulusi abiyi bulsun, ona ulaşamazsa beni nerede bulabileceğinizi zaten biliyorsunuz...

Hulusi Yilmaz Rdemir

Selametle..

12 Nisan 2025 | Balıkesir