Türkçe Ezanı zulmünün mimamı ve Türkçe Ezan metninin yazarı Reşit Galip tarafından 1933’de yazılan “Andımız” bu ülkeye ve coğrafyaya bir dayatmadır.
Kuzey Kore gibi tek tip kafa ve insan yaratmanın, her sabah Hitler Almanyası gibi çocukları tek sıra hizaya sokan bir düzenin kalıntısıdır.
Parmağında bal tutmakla ağızın tatlanmadığı gibi, her sabah dışarıda yağmurda, soğukta ezbere “doğruyum, çalışkanım” demekle de olmayacağını, çocukların asıl eğitimi içeride alacağını, milletini, özünü, tarihini yaşayarak öğreneceğini bilmeyenlerin savunduğu boş bir pespayedir.
Bu millet yüzyıllardır andını da yeminini de yaratıcısının ve kutsallarının üzerine eder.
Her “Vallahi” de bir ilah, her “Kitabımın üzerine and içerim” gibi cümlelerde de bir kutsal vardır.
Aynı Budistlerin Buda’ya, Afrika’nın yerli kabilelerinin toteme and içtikleri gibi bizim başka değerler üzerinden and içmemiz bu topraklarda eğreti kalır.
Milletimizin ortak vicdanı ve sözü olarak İstiklal Marşı varken tek parti döneminin tektipleştirici sloganlarına ihtiyaç yoktur.
Özellikle dayatılmış diğer malum marşlar gibi bu da Istiklal Marşı`nı gölgelemek ve geri planda bırakmak için yazılsa da, milletin nezdinde yerini bulmamıştır, bulmayacaktır.
Bunun üzerinden yürümek, bunu savunmak ise iğdiş edilmiş beyinlerin, adı demokrasi olan ama postalların altında ezilen dönemlere özlemin yansımasıdır.
Şimdi bunu tekrar kaşımanın göstergesi ise, bu tek parti döneminden nemalanan, darbelerden beslenen zihniyetin bu ülkenin hücrelerinde hala yaşıyor olmasının sebebidir.